Konya Maraşlılar Derneği'nin iftar yemeğine tek kişilik bir gösteri için davet edilmiştim. Proğram Konya Selçuk Üniversitesi Rektörlük Binasındaydı. Orada bürokratların ve akademisyenlerin de bulunduğu nezih bir topluluk vardı. Seyirciler ne kadar ilgili olursa dilim o kadar açılıyor. İnsanın muhatabı çok önemli. Gösteri sırasında, bilhassa akademisyenlere dönerek:
-Hocalarım! Mevlana’nın sema dönüşünün anlamını biliyor musunuz?
Bütün seyirciler şaşırdı. İsmini hatırlamadığım bir profesör:
-Ayıp oluyor Hoca! Konya’dasınız!
-Biliyorum efendim.
-Burdakilerin çoğu akademisyen, Mevlana ile alakalı kitapları var.
-Onu da biliyorum…
-Eeee!
-Bu ne edepsizlik diyeceksiniz! Beyler, siz şunu bilin ki ben de mizahçıyım. Siz Mevlana denizinden kovayla alırsınız; ama benim fincanla aldığım sizinkinden farklı olur.
Bu açıklamadan sonra tebessümler yayıldı seyircilerin yüzüne:
-Semazenin sağ eli göğe bakar, sol eli yere bakar. Haktan alır, halka verir size göre…
-Evet sizce de öyle değil mi?
-Çok doğru, şunu bilin ki; Mevlana asırlar öncesinden sizlerin 657 Memurlar Kanununu bağlı olduğunuzu da biliyordu. Sağ elin açık olması, sol elin yere bakması devletten alırsınız, bakkala, kasaba verirsiniz. Verdikçe döner, döndükçe verirsiniz. Bu böyle sürüp gider.
Sözüm daha bitmeden kahkahalar ve alkışlar arasında:
-Gerçekten bilmiyormuşuz, itirafı salonda semâ etmeye başladı.