1981 yılından bu yana Kahramanmaraş ağırlıklı olmak üzere gazetecilik yaparım.
Adana, Adıyaman, Gaziantep, Malatya başta olmak üzere komşu şehirlerde de nelerin olup bittiğini takip ederim. Son on yıldır ise GAP Gazeteciler Birliği üyesi olmam, yönetimlerde görev yapmamdan dolayı da Doğu ve Güneydoğu illeri başta olmak üzere neredeyse Türkiye’nin bütün bölgelerinde gazeteci dostlar edinmem ile birlikte o şehirlerin siyasi figürlerini de büyük oranda tanıma ve takip etme imkânı buldum.
Hangi siyasetçi vefa duygusu ile siyaset yapmış ise, yola çıktıklarını yolda bulduklarıyla değiştirmemiş ise siyaseten başarılı olmuştur. Siyasete nokta koymuş bile olsa unutulmamıştır. Sevenleri vardır. Seçim bölgesine geldiğinde çay ikram edeni, kendini karşılayanı hep bulmuştur.
Ancak; “Vefa’yı” İstanbul’da bir semt adı olarak gören, yola çıktıklarını yarı yolda yeni bulduklarıyla değiştirenlerde ikbal makamlarından indikten sonra yapayalnız kalmakta ve seçim bölgelerine gitmeye yüzleri bile olmamaktadır.
Bunları neden yazdığımı şimdi açıklayacağım;
**
Ali Doğan; Kahramanmaraş’ta iki dönem Anavatan Partisinden Milletvekilliği yaptı. Yaklaşık 1.5 yıl kadarda Devlet Bakanlığı görevinde bulundu.
1991 Genel seçimlerinde aday oldu kazanamadı. Milletvekilliğini 1995 seçimlerinde kazandı.
Bu vefalı insan, yola çıktıklarını hiç yolda değiştirmedi. Yol arkadaşlarının cenazelerine, düğünlerine geldi. Gelemediklerini de telefonla arayarak gönlünü aldı. Ama hiç yol arkadaşlarıyla irtibatını koparmadı.
Geçtiğimiz hafta Akif Çaylıoğlu beyin kızı Bilge’nin düğünü için Kahramanmaraş’taydı.
Değerli dostumuz Sayın Çaylıoğlu düğüne beni de davet ettiği için Bakanımız Sayın Ali Doğan’ı görme imkanı bulduk. Hal hatırımızı sordu. Her zaman beni ara dedi ve bize de küçük de olsa sitem etti.
Orada yol arkadaşlarının büyük çoğunluğu vardı. O günleri, o eski günleri yaşadım adeta. Sayın Çaylıoğlu’na teşekkür ediyorum.
Düğün öncesinde yol arkadaşı Recep Trabzonlu’nun hasta olduğu söylenmiş, hemen o eski dostunun evine gitmiş, ziyaret etmiş ve helalleşmiş. “Bizde emeğiniz var, hakkınız var demiş ve helallik istemiş.” Ne güzel değil mi? Bu ziyarette bulunan Göksun Ziraat Odası Başkanı değerli dostum, yol arkadaşım Selim Cüce beyin anlattıklarını duyunca; işte dostluk budur diye içimden geçirdim.
Ali Doğan budur işte. Bir sonraki Kahramanmaraş ziyaretinde birkaç gazeteci ile birlikte olmak ve eski günleri hatırlamak istediği yönünde bir bilgi ulaştı bana. Bir sonraki Kahramanmaraş ziyaretinde daha uzun sohbet etme imkanı buluruz diye düşünüyorum.
Ve bu günün siyasetçilerine örnek olmasını arzu ederim…
**
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak’a dair
Sayın Kaynak ile çok çok uzun yıllar önce Milli Türk Talebe Birliğinde birkaç defa yolumuz kesişmişti. Ancak 1989 yılında Belediye Meclis üyesi seçildiği günden bu güne kadarda iyi bir ilişkimiz oldu.
Sayın Kaynak siyasi kulvarda nerede durduysa bizlerde hep yakınlarında durduk. Zaman zaman taraf olduğum yönünde eleştirilerde almadık değil.
Nitekim Ak Parti’de bir İl Başkanlığı seçiminde (Mustafa Şirin, Yener Atlı ve ben) Sayın Kaynak için açık tavır alarak yazılarımızla destek verdiğimiz gibi, ben Göksun, Afşin, Elbistan gibi ilçelerimizde dostlarımızla delege arkadaşların büyük çoğunluğuna ulaşmış, hatır koymuştuk.
Bu yazdıklarımızın Vefa ile ilgisi olduğu için yazıyorum. Nitekim 2011 Genel seçimlerinde listeye konulmadığında da yine etrafında bizler vardık.
Çünkü 1989 yılında siyaset arenasında yer alan Sayın Kaynak, sevgili Başbakan Yardımcımız bize vefasızlık yapmadı. Zaman zaman ilişkilerimizde kopukluk olsa bile, her zaman telefonlarımıza çıktı. Acılı günlerimizde yanımızda oldu. Bir zamanlar Sayın Kaynak ile fotoğraf çektirmekten korkanların çok olduğu günlerde de yine bizler yanındaydık.
Şimdi çok güçlü bir konumdadır.
Şimdi Vefa’nın tam gösterileceği bir noktadadır. Bizlerle aynı samimi ilişkisini devam ettirecek mi? Yoksa yolda bulduklarıyla bizleri yer değiştirecek mi?
Ben bu şehirde tamı tamına 35 yılı geride bıraktım. Hani bir söz vardır. Hancı ile yolcunun hikâyesi. Allah ömür verdiğince biz bu şehirde her zaman Hancı olacağız.
“Vefa” gösterenleri Bakanımız Ali Doğan örneğinde olduğu gibi hayırla yâd edeceğiz. Vefasız olan, bizlere tepeden bakan insanları da siyasi mevta olarak görmeye ve adını anmamaya da devam edeceğiz.
**
Son yıllarda yalakalık neredeyse meslek haline geldi. Kusura bakmayınız. Geçmişte bu kadar sayıp sevdiğim Ali Doğan gibi bir siyasetçiyi bile yeri geldiğinde eleştirdim. Bizden biat bekleyen çok bekler.
Biz “biatçı” değil “vefacıyız”
Vefalı olana vefalı davranırız.
Bize “aba altından sopa gösteren” “tarafını belli et!” diyenlere de güler geçeriz.
Dünün güçlü adamları bu gün birer siyasi mevta oldular. Ama vefalı olan, dostluğa önem veren siyasetçiler, her zaman hatırlanıyor.
Bizde şimdiden görevimizi yapalım, uyaralım istedik!...
**
Ve Onbir ayın sultanı Ramazan ayı
Pazartesi günü On bir ayın sultanı Ramazan ayının ilk günü. Bu aya bizleri çıkartan Allah’a hamd ederim.
Bu mübarek ay içinde fakiri, fukarayı, konu, komşuyu ziyaret eden, onlara Allah rızası için ikramda bulunan, hediye veren yüreği ve gönlü sevgi dolu alperenlere, gönül dostlarına selam olsun.
Komşusu aç iken tok yatan bizden değil diye yol gösteren, uyaran, Cuma hutbelerinde Allah iyilik etmeyi, yardım etmeyi emreder diye bize öğütler veren Allah’a ve Peygamberimize bizi doğru istikamette yürüttükleri için ne kadar hamd etsek, şükür etsek, ibadet etsek yine de azdır.
Bu güzel ayda gönül güzelliklerini yansıtan, maddi ve manevi yardım eden, katkı yapan insanlara muhabbet ve sevgilerimi, saygılarımı gönderiyorum.
Ne mutlu o yiğitlere!...
Bu duygularla bütün insanlığın Ramazan ayını tebrik ediyor, bu ayın hürmetine bütün dünyada silahların susmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.
Hayırlı Ramazanlar!...