SON BİR HAFTAYA GİRERKEN!...

.

Bugün 22 Mart 2009 Pazar. Bu yazıyı kaleme aldığım saat ise 13.30 suları.

Bir hafta sonra bu saatlerde seçmenlerin sandık önlerinde oy kullanma heyecanın dorukta olacağı anlardır.
Şu ana kadar Kahramanmaraş’a yakışır, medeni, saygılı ve seviyeli bir seçim çalışması ortaya konuldu.
Siyasi partiler ve adaylar zaman zaman seçim çalışmalarına heyecan kazandırmak istese bile, seçmen “dur” dedi. Yani sokaklarda aşırı taşkınlığa vatandaş ilgi göstermedi. Bunun sonucu olarak da siyasi partiler seçim tansiyonunu yükseltme adına bir şeyler yapamadılar.
Eskiden Kahramanmaraş’ın dört bir yanına parti bayrakları asılırdı. İnsanlar evlerine, balkonlarına bayraklar asarlardı.
Bu seçimde hanelerde hiç yok denecek kadar parti bayrakları gördük. Caddelerimizde görüntü kirliliği oluşmadı. Seçmen de ilgi göstermedi, partilerde!...
Bu gün öğleyin MHP’nin Yahya Kemal mahallesinde ki bir parkta düzenlediği küçük çaplı pikniklerine katıldım. Havanın güzel olması ve insanların samimi bir ortamda kaynaşması çok güzeldi.
Aday Mustafa Daşçı ile Milletvekili Akif paksoy ile Belediye Meclis üyesi adayları Serdar Erdoğanyılmaz ile, Kamil Dedoğlu ile, Essabil Nalbantbaşı ile Mustafa Bastırmacı ile ve daha onlarca tanıdık insanlarla şaka yaptık, sohbet ettik.
Bana sen “Ak Partilisin!” dediler. Ama sen her zaman objektif oldun. Kendi bildiğin doğruları yazdın, bunun için seni seviyoruz dediler, iltifat ettiler.
Bende benim yazdıklarımı okuduğunuzda ne düşünüyorsunuz? Diye bir soru yönelttim.
Yazdıklarımdan dolayı bana “yandaş medya!” diyebilir misiniz diye sordum.
Sohbetimize tanık olan o mahalleli olup da beni tanıyanlar “bana gazeteci olarak iltifat ettiler!”
Mahalleli dedi ki; “Buralar ile ilgili ilk haberi sen yaptın. Buraların böyle düzenlenmesinde, sesimizin duyurulmasında sen bizim sesimiz oldunuz!” dediler.
Tabii bir gazeteci olarak gittiğimiz mahallelerde köylerde bu şekilde iltifat aldığımızda mutlu oluyoruz. Bizimde sermayemiz iltifattır.
Dedik ya; Piknik yapılan o yerlerin eski halini ben bilirim. Şimdi adeta bulvar görünümlü caddeler, yeni yeni parklar ve trafik lambaları. Bu hizmetleri gördüğümüzde;
Hani nerede hizmet? Diye kimseye bir soru yöneltemiyoruz.
Kahramanmaraş çok hızlı büyüyor. Bu hızlı büyümeyle aynı oranda hizmet yapılmamış olabilir. Kahramanmaraş’ta neredeyse her haneye bir araç düşüyor. Bu denli araç çokluğunun olduğu bir kentte ulaşımda sorunlar olacaktır. Geçmişte caddeleri küçük yapanlar, yeşil alanları hoyratça heba edenlerin faturasını son yıllarda seçilen Belediye Başkanları ödüyor.
Yarın da aynı sorunları yaşayacağız.
Adayların seçim ile ilgili projelerini inceledim, konuşmalarını takip ettim. Kent içi trafiği rahatlatmak adına radikal denilebilecek köklü çözüm olacak proje ortaya konulamadı.
Yanlış anlaşılmasın.
Kahramanmaraş’ın yarısını “yıkmadan” bu kentin sorunu çözülemez. Kenar mahallelerde Belediye Park yapacak yer bulamıyor. Serintepe mahallesinde üç yıl “sağlık ocağı arsası” aradık. Arsa ile ilgili ödenek koydurmamıza rağmen arsa bulamadık. Sağlık Ocağı yapılamadı.
Evet… Bir hafta sonra bu gün sandığa gideceğiz.
Seçimin iki parti arasında geçeceği söyleniyor. Kimilerine göre bıçak sırtı bir seçim olacak. Ben ise fikrimi ve gözlemlerimi yazmak istemiyorum.
Yazsak bir türlü yazmasak bir türlü!...
Her şey ortada.
Ayan beyan devam ediyor.
Adaylar düşüncelerini ifade etme imkanı buluyorlar. İletişim kanalları arttı.
Biz bu akşam kısmet olursa; Aksu TV’de MHP adayı Sayın Daşçı ve CHP adayı Sayın Kabakçı ile ayrı ayrı bir araya geleceğiz. Aklımızdan geçenleri soracağız ve projelerini öğrenmeye çalışacağız.
Proje dedik ya; size bir şey anlatmak istiyorum.
Sayın Poyraz diyor ki; “aday arkadaşlarımızın ortaya koydukları projelere seçimlerden sonra bakacağım. Uygulanabilir olanları, rantabıl olanları hayata geçireceğim ve onlara da teşekkür edeceğim” dedi.
İşte son dönemde hangi aday ile konuşacak olsak, birbirleri ile ilgili seviyesiz dil kullanmıyorlar.
Umarız bizdeki seviyeli siyaset Genel Başkanlara da bulaşır. Ülkede Genel Başkanlar konuşmaya başlayınca doğrusunu söylemek gerekirse “TV kanalını” değiştirir oldum.
Millet olarak biz bu kadar “seviyesizliği” kabul etmiyoruz. Genel başkanın adı ne olursa olsun; seviyesiz Genel başkanları siyaset sahnesinde görmek istemiyoruz.
Seviyeli ve kültürlü siyaset için; oy namustur anlayışı içinde her vatandaşımızı kendi düşüncelerine uyan siyasi partiye oy vermeye davet ediyorum.
Oy verme demokrasiye sahip çıkma demektir.
Daha fazla demokrasi için sandık başına!...
İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri