"İLİŞKİLERİMİZ YA DÜZELECEK, YA DA TAMAMEN BOZULACAK!"
ZEYTİNDALI HAREKÂTI'nın 24'üncü günündeyiz. Milletimiz, devletimiz ve mukaddes değerlerimizin düşmanları tarafından yıllardır sürdürülen düşmanca tavırlarına karşı yapılan bu harekât, inşallah HİLAL'in zaferiyle neticelenecektir. Milletimiz uyanmıştır; milletimizin lideri Sayın ERDOĞAN ve yakın ekibi, oynanan büyük oyunun farkındadır.
Geçmişi, geçmişte yapılan büyük hataları hiç gündeme dahi getirmek istemiyorum. Lâkin, aynı hatalarının benzerlerinin yapılmaması için unutmamak gerektiğine de inanıyorum.
- Habur'da mahkemelerin kurulması çok büyük hata idi.
- ÇÖZÜM SÜRECİ'inde ÂKİL HEYET'in kurulması ve özellikle terör sevicilerinin de bu heyette bulunması büyük hata idi.
- Barzani ve Talabani cinsinden millet ve devlet düşmanlarına kırmızı halılar serilip, en üst makamda kabul edilmeleri büyük hata idi.
- Düğün konvoylarına benzer, terörist şarkıları eşliğinde teröristlerin ağır silâhları yanlarında Kobani'ye gönderilmesi büyük hata idi.
- Sözde PYD lideri Salih MÜSLİM'in muhatap alınması ve devlet başkanı statüsüne sahipmiş gibi karşılanması büyük hata idi.
- Bu hataları, yazı ve konuşmalarında dile getiren, millet ve devlet menfaatine bu hatalar konusunda uyarılar yapan aydınların dikkate alınmaması ve görmezden gelinmesi büyük hata idi.
***
Bu hataları sinemize çektik. Artık, hiç mi hiç gündeme dahi getirmek istemiyoruz. Lâkin, bilinmelidir ki, bugünkü duruma gelmemizde, geçmişte alınan yanlış kararlar, atılan yanlış adımlar vardır.
Alınan yanlış kararlarda, atılan yanlış adımlarda öncelikle FETÖ sevicisi siyasetçilerin ve bürokratların payının da büyük olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Bu zihniyetteki etkin ve yetkin insanların önemli bir bölümünün etki ve yetki makamlarından uzaklaştırılmasının yararları sayesinde, son 2 yıldır çok daha müspet adımların atılmasından da oldukça memnunum. Yalnız, bilinmelidir ki, hâlâ KRİPTO FETÖCÜ'lerin siyasetimizin ve bürokrasimizin belli noktalarında bulunduğunu -en azından- hissetmekteyim.
Şüphesiz ki, bu süreç dikkatli ve hassas bir süreçtir. PKK, DEAŞ ve türevleri terörist örgütlere destek veren üst aklın ülkemizdeki temsilcilerinin başında FETÖ, etkinliğini sinsice sürdürmeye devam etmektedir. En azından ben böyle düşünüyor ve böyle inanıyorum.
***
ZEYTİNDALI HAREKÂTI, FIRAT HAREKATI'nın ikinci aşamasıdır. Ordumuz, milletimizin ve tüm Müslümanların bekasının devamı için yapılması mecburî bir harekâtı, 20 Ocak'ta başlatmıştı. Birkaç aylık bir zaman diliminde Afrin ve çevresi, gerçek özgürlüğüne kavuşacaktır. Bunu, biz istiyoruz, Afrin ve civarında yaşayan Kürtler, Araplar ve Türkmenler istiyor. Bunu, vicdanı olan "insanlık" istiyor.
Bu harekâtın başarılı olmasını istemeyenler ise, şeytan taraftarları ve şeytanlaşmış kimi devlet ve onların satılmış sözde aydınlarıdır. İSRAİL, AMERİKA başta olmak üzere AVRUPALI devletler istemiyor. Hatta, tarihî rekabet halinde bulunduğumuz, hasmane tutumlarını gizlemeyen İRAN, RUSYA istemiyor. Oysaki, sağlıklı düşünseler ve gelecekteki menfaatlerini göz önünde tutmuş olsalar, Zeytindalı Harekâtı ve akabinde yapılacak harekâtların İran'ın ve Rusya'nın da menfaatlerine olduğu görülecektir.
***
Suriye ve Irak merkezli ORTADOĞU coğrafyası, iktisadî ve mitolojik nedenlere bağlı bir savaş meydanı konumundadır.
- Büyük savaş ARMEGEDON'u ve ARZ-I MEVUD'u plânlayan İSRAİL ve ABD öncülüğünde şer güçler bir tarafta; Kudüs, Şam, Bağdat başta olmak üzere mukaddes yerlerin korunması ve İLA-YI KELİMULLAH'ı hedefleyenler diğer tarafta...
- Bölgedeki petrol, doğal gaz ve diğer yer altı zenginliklerini şer güçlerin kontrolüne vermek isteyenler bir tarafta; bu zenginlikleri bölge insanları başta olmak üzere insanlığın hizmetine sunmak isteyenler diğer tarafta...
- Nükleer, kimyasal ve biyolojik silâhları ile insanlığı tehdit eden, "Hedefe giden her yol mubahtır." anlayışı ile milyonlarca insanı katletmiş ve gelecekte de milyonlarca insanı katletmeye hazır insanlık düşmanları bir tarafta; İnsanca yaşamayı ölçü edinmiş; teröristlerle sivil insanları ayırt etme hassasiyetine önem veren, sivilleri hedef almayan insanlık dostları diğer tarafta...
- Geçmişte Vietnam'da, Afganistan'da, Irak'ta olduğu gibi şehirleri uçak bombalarıyla imha eden, sivillere her türlü zulüm ve işkenceyi yapan sözde demokrat ve insan havarileri bir tarafta; siviller ölmesin diye 3-5 günde alınması gereken şehirleri, harekâtı uzatarak sivillerin ölmesini istemeyen şerefli ve şanlı MEHMETÇİK diğer tarafta...
- Yalancı, sözünde durmayan, sahtekâr ve kan içici zalimler bir tarafta; sözü, özü doğru, mert, yiğit insanlar diğer tarafta...
- SÜPER DEVLET olmuş, lâkin BÜYÜK DEVLET olamamışlar bir tarafta; tarihten getirdiği genetik nitelikleriyle BÜYÜK DEVLET olmanın yanında SÜPER DEVLET olmayı da hedefine koymuşlar diğer tarafta...
***
Amerika Ulusal Güvenlik Danışmanı Korgeneral H.R. MCMASTER, Türkiye'ye geldi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim KALIN ile görüştü. "Görüşmede, Türkiye ve ABD’nin uzun vadeli stratejik ortaklık ilişkileri teyit edilmiş ve iki ülkenin öncelik ve hassasiyetleri ele alınmıştır. ikili ilişkileri olumsuz etkileyen konular detaylı bir biçimde ele alınmış ve terörizmin her çeşidiyle ortak mücadelenin geliştirilmesinin yolları araştırılmıştır." resmî açıklaması yapıldı.
Önümüzdeki günlerde de, ABD Dışişleri Bakanı Rex TİLLERSON, Türkiye'ye geliyor. Gündemde Afrin, Münbiç başta olmak üzere Suriye ve Ortadoğu'nun olduğu herkesçe malum. Ne diyecekler, ne teklif edecekler, nasıl aba altından sopa gösterecekler, az ya da çok tahmin edilmekte. Bizim söyleyeceklerimiz de belli...
Afrin, teröristlerden temizlenecek. Türk ordusu ve ÖSO güçlerinin kanı ve canı pahasına, esas sahiplerine Afrin teslim edilecek. Akabinde Münbiç, Kobani ve civarına yönelik yeni bir harekât yapılacak. Hatay'dan Hakkari'ye kadar en az 50-60 km.lik bölge şer güçlerin elinden alınacak.
Karşılıklı menfaatler doğrultusunda İran, Rusya gibi ülkeler destek versinler, vermesinler. Amerika ve Avrupa ülkeleri düşmanca tavırlarına devam etsinler, etmesinler. Mızrak, artık çuvala girmiyor ve bıçak da kemiğe dokunmuştur.
***
Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt ÇAVUŞOĞLU'nun 12 Şubat 2017 tarihli beyanı, ABD, İsrail ve Batılı Devletlerin dikkate alması gereken önemli bir beyandır:
"Eğer, ABD gereğini yapmazsa, Münbiç ve Fırat'ın doğusu için de geçerlidir. Suriye topraklarını bu teröristlerden temizleyeceğiz. Afrin'i de Suriye halkına teslim edeceğiz. ABD'den beklentilerimiz açık ve nettir. Artık, biz vaat istemiyoruz, somut adımlar istiyoruz. Belli konuları konuşabilmemiz için kaybolan güvenin tesis edilmesi gerekiyor. Türkiye hiçbir dostuna yanlış yapmaz. Ama ABD'den çok ciddi yanlışlar gördük. ABD bize verdiği sözleri tutmamıştır. Halkımızın da biz yöneticilerin de güveninin kaybolması doğaldır. Artık, söz ve vaat değil, somut adımlar istiyoruz. TİLLERSON'dan bunu isteyeceğiz. İlişkilerimiz çok kritik bir noktada. YA İLİŞKİLERİ DÜZELTECEĞİZ, YA BU İLİŞKİLER TAMAMEN BOZULACAK."
***
Sayın ERDOĞAN, Sayın BİNALİ, Sayın ÇAVUŞOĞLU, Sayın AKAR başta olmak üzere, Türk Devleti ve Türk Hükümeti KARARLIDIR. Türk milleti de bu şahsiyetlerin, devletimizin ve ordumuzun arkasındadır.
"ORDU-MİLLET, DEVLET-MİLLET, LİDER-MİLLET" anlayışlarına sahip bir milleti kim yok edebilir? Şaşarım, leş kargalarının boş hayallerine...
ZEYTİNDALI HAREKÂTI başta olmak üzere, mukaddes değerlerimiz uğrunda canlarını veren şereflenmiş bütün şehitlerimize rahmet; kahraman gâzilerimize de şifalar diliyorum.
Selâm ve saygılarımla...