Siyasi partiler aday isimleri önümüzdeki hafta bu gün itibariyle Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığına verecekler.
Ak Parti, MHP ve CHP’de öne çıkacak isimleri kestirmek mümkün değil. Ancak sokakta öne çıkan, insanların bu olabilir dediği isimlere baktığımızda yeni isimler öne çıkıyor.
Ak Parti cephesinde bunu değerlendirecek olursak, Mahmut Arıkan, Sıtkı Güvenç ismi merkez ilçede sanki tuttu gibi. Diğer aday adayı arkadaşlarımız alınmasınlar. Bu sayıyı artırmamız mümkün. O zamanda kantarın topuzu kaçıyor.
İlçelere baktığımızda ise İdris Tezcan, Mevlüt Kurt ismi öne çıkıyor. Tabii aday adayı olan 100 isimde değerlidir. Hepsinin de ayrı ayrı oy potansiyelleri var, ekipleri var.
Benim yazdığım bu yazıda kimse üzerine bir şey almasın. Kimse de bu yazının niyet yada art niyetini sorgulamasın.
Bu arada bir şey daha ifade etmek istiyorum. Özellikle de; Ak Partiye oy veren seçmenin büyük çoğunluğu Genel Başbakan Başbakan Tayyip Erdoğan için oy veriyor. Konuşurken benim çok oyum var havasına kimse gitmesin. O kadar çok oyu olan yüreği tutuyorsa da bağımsız aday olsun.
Görüş ve düşüncelerimizi, tespitlerimizi yazamaz olduk. Hiçbir varlık ve ağırlığı olmayan (yanlış anlaşılmasın) insanlar bile, kulaktan dolma sözlerle, başkalarından aldığını bize satmaya kalkışarak, akıl ve ahkam kesiyorlar.
Nezaketimiz gereği dinliyoruz ama, yazarken psikolojik baskı altında olduğumuzu hissediyoruz.
Aslında bu aday adaylığı sürecinde yaşadıklarımızı belki ilerleyen yıllarda yazarız diyor ve sözü kadın adaylara getiriyoruz.
Ak Partide 20’den fazla bayan aday adayımız var. Kahramanmaraş’ta demokrasinin gelişmesi, kadın erkek eşitliği ve hoşgörü adına bunun çok çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bayan adaylarımızın tanıtım ve haberlerine öncelik verdik. Meseleyi kimin aday olması noktasından ziyade, kentimizde sosyal barışın yerleşmesi adına önemli saydık.
Bayan adaylarımız arasında sürpriz yapan isim şüphesiz Ziraat Yüksek Mühendisi Ayşe Kazlı’dır. Temayülde aldığı oy ile farkını ortaya koydu. Meselelere farklı bakıyor. Gelecek zaman diliminde de bu ismi çok konuşacağız diye düşünüyorum.
MHP ve CHP ile ilgili isimler bazında bir şeyler yazmaya korkuyorum. Her iki partide de kimin ilk sıralara geleceğini kestirmek mümkün değil. Yazacağımız en ufak bir görüş, parti tabanında yada tavanında farklı algılanır düşüncesi içindeyim.
Ak Parti için aynı endişeyi taşımıyorum. Çünkü Genel merkez onlarca farklı çalışma yaparak, aday adayları ile ilgili sağlıklı sonuçları yakalamaya çalışıyor. Yukarıda ki isim tespitlerimde biraz buna dayanıyor.
12 Haziran Genel seçimlerinin önemi büyük. Muhalefet partilerinin bakış açısıyla baktığımızda ülkeyi uçurumdan çıkartmak için, İktidar açısından baktığımızda ise yeni bir anayasa, daha fazla refah, daha fazla özgürlük gibi konular gündeme geliyor.
Aralarındaki uçurum çok büyük.
Sorunda burada.
Ülke hızla iki kampa ayrılıyor. Ve ben bunu çok tehlikeli görüyorum. Bunu önlemenin yolunu ise yeni sivil, çağdaş, çağın gereklerini içinde barındıracak yeni bir anayasada görüyorum.
MEVCUT seçim sistemine baktığımızda Siyasi Parti Genel başkanlarının mutlak egemenliği söz konusu. Bu sistem ile de bu ülkeye tam demokratik bir anlayışın gelmesi çok zor görünüyor. Hiçbir iktidar bu güne kadar bu sakatlığı giderecek bir adım atmadı.
TBMM’ye giden vekillerimiz millete değil de genel başkanlarına şirin görünmek için çaba sarf ediyorlar. Gücünü doğrudan milletten alan vekil, milletin taleplerini göz önünde bulundurmak zorunda.
Seçimlerden sonra yapılması düşünülen yeni anayasayı bunun için önemsiyorum. Tabii bunlar yene yasada olacak mı olmayacak mı orası da meçhul…
Yani meçhulden geldik, meçhule gidiyoruz gibi bir şey…
Buna rağmen umutluyuz.
Her doğan yeni bir gün bizim için bir umuttur.
Umutlarımızın artması dileğiyle bir hafta sonra kimin aday olacağını öğrenmiş bulunacağız.
Şimdi ne yazsak nafile!....