Sudan zor ekonomik günler yaşıyordu. Güney Sudan'ın ayrılması ve bununla birlikte ülkenin petrol gelirinin yüzde 70'inin kaybına neden olan tartışmalı 2010 seçimlerinin ardından işler daha da kötüye gitmeye başlamıştı.
Güvenlik güçleri başkent Hartum'daki Sudan ordusunun genel merkezinin önünde bulunan muhalif protestoculara saldırdı. Oturanları dağıtmak için göz yaşartıcı gaz, plastik mermiler ve gerçek mühimmat kullandılar. Ölenler de oldu. Geçen yıl 19 Aralık'ta başlayan dört aylık sürede halkın protestoları ve Cumhurbaşkanı Ömer Hassan el Beşir rejimine yönelik en ciddi tehdit idi. Kanlı çatışma, hem rejim hem de protestocular için geri dönüşü olmayan bir hale gelmişti.
11 Nisan 2019 da Sudan Savunma Bakanı Avad bin Avf, ordunun ülke yönetimine el koyduğunu ve 2 yıllık geçiş döneminin başladığını duyurdu.
Bin Avf, devlet televizyonunda Yüksek Güvenlik Konseyi (YGK) Başkanı sıfatıyla yaptığı açıklamada, YGK'nin yönetime el koyduğunu ve Cumhurbaşkanı Ömer el-Beşir'in tutuklandığını bildirdi.
Anayasanın askıya alındığını, Başbakanlık, Meclis ve eyalet yönetimlerinin de feshedildiğini belirten bin Avf, 2 yıllık bir geçiş döneminin başladığını kaydetti.
Bin Avf, ülkede 3 aylık olağanüstü hal (OHAL) ilan edildiğini söyleyerek, ülke genelinde bir ay boyunca saat 22.00'den 04.00'e kadar sokağa çıkma yasağı getirildiğini ifade etti.
Ayrıca bin Avf geçiş dönemi sonunda siyasi partilerin kurulup seçimlerin yapılması ve yönetimin barışçıl yollarla devredilmesi için uygun ortamı oluşturacakları ve özgürce yapılan seçimlerin ardından yeni anayasanın hazırlanacağı sözü verdi.
Sudan Savunma Bakanı ve Yüksek Güvenlik Konseyi Başkanı Avad bin Avf, 2005'teki geçiş anayasasının yürürlüğünün durdurulması, hava sahasının ve sınır kapılarının 24 saatliğine kapatılması, yargı organlarının, anayasa mahkemesinin ve başsavcılığın çalışmalarını sürdürmesi, silahlı grupların ve silah taşıyanların silahlarını güvenlik güçlerine teslim etmesi, vatandaşların can ve mal güvenliğinin korunması, kamu düzeninin sağlanması, ülke genelinde ateşkes ilanı, siyasi tutukluların derhal serbest bırakılması kararı aldıklarını belirtti.
Yerel, bölgesel, uluslararası tüm anlaşmaların geçerliliğini koruyacağını belirten bin Avf, vakıflar, diplomatik heyetler, elçiliklerin çalışmalarına devam etmesi, insan haklarının muhafazası, uluslararası ilişkilerin ve komşuluk ilişkilerin sürdürülmesi ve herhangi bir devletin iç işlerine karışılmaması yönünde de kararlar aldıklarını aktardı.
ABD ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ndeki (BMGK) Avrupa Birliği (AB) üyesi 5 ülke, Sudan'da ordunun yönetime el koymasının ardından konseyi toplantıya çağırdı:
İngiltere'nin BM Daimi Temsilci Yardımcısı Jonathan Allen, Sudan'da ordunun yönetime el koyması üzerine ABD, Fransa, İngiltere, Polonya, Almanya ve Belçika'nın konseyi toplantıya çağırdığını bildirdi.
BMGK, Sudan'daki askeri darbe ve ülkedeki son gelişmeleri görüşmek üzere toplanacak.
BM'den Sudan'a itidal çağrısı:
BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric de gazetecilere yaptığı açıklamada, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in Sudan'daki gelişmeleri yakından izlediğini ve tüm taraflara itidal çağrısı yaptığını söyledi.
Birleşmiş Milletler (BM) Sudan'da İnsan Haklarını Takip Uzmanı Aristide Nononsi, BM Barışçıl Toplanma ve Örgütlenme Özgürlüğü Özel Raportörü Nyaletsossi Clement Voule ve BM Düşünce ve İfade Özgürlüğü Özel Raportörü David Kaye'nin de aralarında bulunduğu BM Özel Raportörleri Sudan'daki duruma ilişkin ortak açıklama yaptı.
-Sudan'da ordu yönetime el koydu
-Sudan’da 30 yıllık Beşir dönemi sona erdi
"Darbe" ifadesinin kullanılmadığı açıklamada, BM Özel Raportörleri Sudan'da barışçıl gösterilere karşı aşırı güç kullanımı kınadı. BM Raportörleri, ülkede "askeri bir konseyin" kurulduğuna dair haberler geldiğini, yetkililerin halkın meşru taleplerine kulak vermesi gerektiğini belirtti.
Özel Raportör Voule, "Yetkilileri olağanüstü hali kaldırmaya davet ediyorum." ifadesini kullanırken, BM Düşünce ve İfade Özgürlüğü Özel Raportörü Kaye de Sudan'daki kriz anında halkın ifade ve barışçıl toplanma özgürlüğünü haklarının güvence altına alınması gerektiğinin altını çizdi.
BM Sudan'da İnsan Haklarını Takip Uzmanı Aristide Nononsi "Devlet makamlarını, en öncelikli sorumlulukları olan sivilleri korumak için gereğini yerine getirmeye çağırıyorum. Sudan ordusunu ve güvenlik güçlerini de çok güçlü şekilde, şiddetin artmasını önlemek için en üst seviyede tedbir almaya ve Sudan halkının anayasal haklarının korunması için acil önlemler almaya davet ediyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Ancak Sudan’da ki muhalif gruplar, askeri darbenin ülkenin sorunlarını çözmeyeceğini belirterek, sivil gösterilere devam çağrısı yaptı. Binlerce kişi, Hartum’da Ordu merkez karargahı önünde protestolara devam etmektedir.
TC Dışişleri Bakanlığı’nın Sudan’a ilişkin resmi açıklaması :
“Afrika kıtasında kapsamlı ilişkilere ve köklü kardeşlik bağlarına sahip olduğumuz Sudan’daki gelişmeleri yakından takip ediyoruz.
Sudan halkı ülkede huzur ve istikrarın bir an önce tesisini ve ekonomik güçlüklerin aşılmasını sağlayacak tedbirlerin alınmasını beklemektedir. Bu sürecin anayasal demokrasi ve ulusal uzlaşı çerçevesinde halkın beklentilerini karşılayacak, barışçı bir şekilde yürütülmesini temenni ediyoruz.
Sudan’ın güvenlik ve istikrarının korunması tüm bölgenin istikrarı için elzemdir.
Türkiye, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Sudan’da huzur, istikrar ve güvenliğin temin edilmesi için kardeş Sudan halkının yanında olmayı ve desteklemeyi sürdürecektir.”
Umut ederiz, Sudan halkı dış güçlerin tesiri altında kalmadan, sağ duyulu bir şekilde yeni yönetimi oluştururlar.