Kültürel ve toplumsal rollerinin tanınabilmesi yönünde, kitle iletişim araçlarının önem taşıdığını savunan Suskunluk Sarmalı, bir sosyal gerçekliği açığa vurur.
Ki; bu sosyal gerçeklik, bireyin, içinde bulunduğu toplumun baskın görüşlerine göre hareket etmek zorunda olduğudur.
Farklı düşünce ve davranış sergilendiğinde ise, dışlanma tehdidi altında kalınacağıdır.
Zira, toplum, ortak uzlaşma alanı dışına çıkan bireyleri dışlamakla, tehdit eder.
Dışlanma korkusu nedeniyle, dış ortamdaki insanları ve olayları, daima gözlemleyerek, toplumun hangi düşünceleri ve davranışları onayladığını öğrenen bireyler, kendi düşüncelerini ve davranışlarını, toplumun genel görüşleri hakkında değerlendirmede ve tahminde bulunarak biçimlendirirler.
Bireyler, görüşlerinin toplumun geneliyle uyumlu biçimde olduğunu gördükçe, özel ve kamusal alandaki etkinliklere etkin bir biçimde katılım göstermektedirler. Böylece, kendilerini ifade etmektedirler.
Toplumda, azınlıkta olduklarını düşündükleri andaysa, daha dikkatli davranarak, susmayı tercih eden bireyler, kendilerini, toplum içinde ifade etmekten kaçınarak, daha edilgen bir konumu benimserler.
Egemen olarak anılan görüşler ise, azınlıkta kalan ve bu nedenle, kendini yeterince ifade edemeyen görüşlere göre güçlenir. Zaman içerisinde, bu görüşlerin alternatifleri de azalır.
Böylelikle, bir grubun kendini ifade etmesi; diğerinin ise, sessiz kalması, “Sarmal Süreci” başlatır ve bu süreç, bir düşüncenin egemen olmasını arttırır.
Kitle iletişim araçlarının yansıttığı biçimiyle, egemen görüşe sahip olanlar, daha baskın şekle gelirler.
Tersi görüşü savunanlar ise, etkinliklerini yitirirler ve sessizliğe bürünürler.
Öyle ki; azınlıkta olan görüşler, küçüldükçe küçülürler.
Gerçi, bu süreç, birilerinin azınlıkta olan görüşlerine sıkı sıkıya bağlı bir grup oluşturmalarına; görüşlerini de bir tabuya dönüştürmelerine dek devam eder.
Dahası, kitle iletişim araçları, belli bir görüşü, sürekli gündeme getiriyorsa, o görüş, onaylanmayla sonuçlanacaktır.
Dolayısıyla, Suskunluk Sarmalı, kitle iletişim araçlarının etkinliği yönünden önemlidir.
Buna ilaveten, bireylerin bilinçsiz ve doğuştan gelen bir dışlanma korkusuna sahip oldukları düşüncesinden hareket eden Suskunluk Sarmalı, kamuoyunun oluşumuna, korunmasına ve değişimine dair sonuca varır.
Suskunluk Sarmalı Süreci
Malûmunuz üzere, Suskunluk Sarmalı sürecinde, medya, çok güçlü bir etkiye sahiptir ve her çözümlemeye kesinlikle dâhil edilmelidir.
Öyle ki; kendini ifade etmeye çoğunluktan daha çok ilgi duyan; bu bağlamda, kanaat ortamını, kendisine göre yorumlayan ve böylelikle, özgüvenini de gösteren azınlık, kendi görüşünü açıklamak amacıyla, imkânlarını kullandığı medya tarafından desteklenmektedir.
Dahası, belli konuların tartışılmasını, halkın görmesinden uzaklaştırma yeteneğiyle, kitle iletişim araçları, azınlığın veya çoğunluğun gücünü belirleyebilmektedir.
Dolayısıyla, kitle iletişim araçları, kamuoyunu etkilemektedir.
https://www.marasgundem.com.tr/makale/suskunluk-sarmali-17292