Evet sevgili Kahramanmaraşlılar, “Sütçü İmam kimdir?” sorusuna hepinizin “Milli mücadele kahramanımız”, “Düşmana ilk kurşunu atan yiğit” cevabını verdiğini duyar gibiyiz.
Ama sıkı durun, eğer bu soru bir biyoloji sınavında karşınıza çıkarsa vereceğiniz cevap, “2012 yılında keşfedilen bir böcek türü” olmalı.. Aksi takdirde 5 puanınız gitti haberiniz ola.
Peki bu nasıl oldu, hemen anlatalım:
Maalesef Türkiye genelinde ‘Hepimiz Ermeniyiz’le başlayıp, ‘Muhteşem Rezalet’le devam eden ecdada ‘saygısızlık’ hatta ‘hakaret’ kültürüne Kahramanmaraş olarak “Sütçü İmam”la dahil olmuş bulunuyoruz.
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’nde görev yapan bir akademisyen hocamız, bilim dünyası açısından hayati önem taşıyan bir canlıyı keşfetti (!) 6 milyar yıllık dünya tarihi boyunca tespit edilemeyen 1.2 milimetre uzunluğundaki yeni bir böcek türü, böylelikle literatüre eklenmiş oldu.
Öncelikle değerli hocamızı bu önemli çalışmasından dolayı kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz.
Şimdi işin bizi ve Kahramanmaraşlıları ilgilendiren kısmına gelelim.
Böcekten ziyade, bit veyahut pire olarak nitelendirilebilecek bu canlıya ne isim verildi biliyor musunuz sevgili Kahramanmaraşlılar?. Milli mücadelemizin sembol ismi, düşmana attığı ilk kurşunla Türk’ün namusuna, haysiyetine, şerefine uzanan eli kıran Sütçü İmam’ın adı…Ayrıca İmam’ın sonuna eklenen ‘un’ ekiyle de bu başarı üniversitemize mal edilmiş oldu.
Hocamızın konuya ilişkin makalesinin bir bilim dergisinde yayımlanmasıyla literatüre giren ‘sütçü böceğimiz’ üniversitemizin 20. kuruluş yıldönümü dolayısıyla düzenlenen basın toplantısıyla Rektör Karaaslan ve değerli hocamız tarafından kamuoyuna açıklandı.
Burada önemli olan konu, rektörün bir böceğe Sütçü İmam’ın adını verilmesini gayet normal karşılaması ve KSÜ’nün adının bu böcekle dünyaya duyurulacağına inanması. Açıkçası bu durum karşısında “Üniversite halk kaynaşmasını sağlayacağım” diyerek yola çıkan Karaaslan’ın, halkın milli ve manevi değerleriyle yani Maraşlıyla ne kadar yakından alakadar olduğunu görmüş olduk.
Elimizden “bu kadar da olmaz” demekten başka bir şey gelmiyor.
Ama yine de bu ismin hüsn-ü zanla verildiğini düşünmek istesek de bu şehirde yaşayan 7’den 70’e herkes için manevi değeri olan, hürriyet abidesi Sütçü İmam’ın adının böyle lekelenmesi kabullenilemez.
Bu nedenle herkes ne yaptığına, yaptığı işin sonunun nereye gittiğine dikkat etmeli. Kaş yapayım derken, göz çıkarmamalı.
Kahramanmaraş halkı, üniversitesini eğitim kalitesinin yüksekliği, bilim adamlarının başarıları, ziraatta, fendeki çalışmalarıyla gündemde görmek ister. Böylesi üzücü (kendileri için sevindirici olsa da) konularla değil..
HALK KAYNAŞMASI NASIL SAĞLANIR?
Hazır konu üniversiteden açılmışken şu “kaynaşma” konusuna da değinelim.
Sayın Karaaslan:
Yılda bir kez yapılan bahar şenliklerine vatandaşı almakla, çiftçilik gününde, birkaç çiftçiyle bir araya gelmekle ya da ne bilelim salon isimlerini Ahmet değil de Mehmet yapmakla kaynaşma sağlanmıyor.
Kaynaşma,yılın 365 gününde halkla iç içe olmakla sağlanır. Üniversite hocalarının ve öğrencilerinin Andırın’da kiraz, Elbistan’da kayısı, Göksun’da elma, Çağlayancerit’te ceviz, Maraş altında biber ve pamuk üreten çiftçiye yol göstermesiyle sağlanır. Yapılan akademik araştırmaların bağ ve bahçelerde hayat bulmasıyla sağlanır. İşte siz bunu yaptığınız vakit, Kahramanmaraşlı “Evet bu üniversite benim.” diyecektir.
Aksi takdirde kuruluşunuzun 40. yılında da halkla üniversiteyi kaynaştırmayı konuşuyor oluruz.