Aziz Türk milletinin nerede ise dört yüz yıl süren saldırılar ve iç yaralanmalarla yıpratılmasının sonucunda, hakkımızda ölüm fermanı gibi olan bu gizli anlaşma, yüz yıl kadar çeşitli badireler atlatan sınırlarını artık koruyamaz ve çalışmaz hale gelmiştir.
Türk milletine dört cepheden ve içeriden yapılan düşmanca saldırılarla bunaltanlar ve Osmanlı yönetiminin gayri Türklerin elinde oyuncak olmasından da faydalanarak hakkımızda istedikleri kararı alıyor ve uyguluyorlardı. Osmanlı yönetiminin buna cılız itirazlarını ise hiç dinleyen yoktu. Çünkü hasta adamdı ve bin yıllık intikamlarını almak için her yol mübahtı.
Çörçil denen alçağın, çanakkalede askerimize karşı kullanılan kimyasal silahlara itiraz eden vicdanlı bazı subaylara, haklısınız bu silahlar insanlara karşı kullanılmamalı, fakat Türkler insan sayılmazlar sözünün o günlerde bize karşı yapılan düşmanlığın ölçüsü olması bakımdan mühimdir.
Aradan nerede ise yüz yıl geçti. O kadar ihanete ve uyutulmaya rağmen, Türk milleti son on yılda göstermiş olduğu maddi ve manevi gelişmelerle, bu tür ihanet belgelerini tek tek yırtmaya, kendisine biçilen deli gömleğini paramparça etmeye başlamıştır. İçeride adaleti tesis edemeyen bir hükümet var.Bu husus kanayan bir yara olmaya devam etmekle beraber, aynı hükümetin dış ilişkilerimizde sözümüzün geçmesi için gereken yerli ve milli silahlar ve yerli bir düşünce yapısını ortaya koymasından sonra, aziz Türk milletinin haklarını korumak üzere dik ve kararlı duruşunun meyvelerini toplamaya başladık.
Birilerinin ne işimiz var suriyede sözünün, sadece sykes-picot kafalara hizmet ettiğini artık dünya alem biliyor. Kendisine Türk milletinin bir ferdi olmayı hayat düsturu yapanların ne işimiz var suriyede demesi mümkün değildir. Suriyenin nerede ise yüzde 65’i misaki milli sınırlarımız içinde iken, o meşum anlaşma ile elimizden alınmıştır. Son yapılan barış pınarı harekatımız ve doğu akdenizde ki haklarımızı savunmak için milli gemilerimiz ve Libya ile yapılan antlaşmalar bu meşum anlaşmanın sahife sahife yırtılmasının sesleridir.
Türkiyenin önce katar ve arkasından sevakin adasına yaptığı tesisler ve Somali başta olmak üzere ecdadın gönül coğrafyasında ki yatırımlarının meyvelerini almaya başlayan aziz Türk milleti, hükümetin bu hususlardaki titizliğini takdir eden devlet bey sayesinde tıkır tıkır olmasada, Rabbimizin bir hikmeti olsa gerek yavaşta olsa netice almaya başlamıştır. Son nato toplantısına tamgasını vuran Türk devletinin dik duruşu ve haklarını kendi gücü ile almaya başlamasının verdiği şaşkınlık kareleri ile neticelenmiştir.
Hemen hemen herkesin Türkiyeye yağ yakmak için sıraya girdiği ingilteredeki toplantı, sykes-picotun sahiplerinde derin bir şaşkınlığa sebeb olmuştur. Rabbim mazlumların sesi ve ümidi olan aziz Türk milletini korusun ve yüceltsin inşallah. Her şey Rabbimin rızası içindir vesselam.05.12.2019 abdulbaki Günışığı