Mardin ziyaretimde mis kokusuna dayanamayıp ağzıma attığım bol susamlı hurmalı çıtır kurabiye, birkaç saniyeliğine gözlerimi kapatıp "kokularıyla hemhal olmuş şehirleri" anımsamama vesile oldu…
Mardin ziyaretimde mis kokusuna dayanamayıp ağzıma attığım bol susamlı hurmalı çıtır kurabiye, birkaç saniyeliğine gözlerimi kapatıp “kokularıyla hemhal olmuş şehirleri” anımsamama vesile oldu…
Mesela Adana dendiğinde ilk aklıma sokakları kaplayan muhteşem aromasıyla portakal çiçekleri gelir… Peki ya gönlümün efendisi İzmir? İzmir dendi mi aklıma sayısız çiçek kokusu gelse de Nergis ve Hanımelinin tahtına kimseleri oturtmam biline…
Isparta’ya da güller ne güzel yakışır…
Ağzımdaki kurabiyenin lezzeti damağımda yediverenler misali açıldıkça şehirlere ve mis kokulu eşleştirmelere dair uzunca bir liste beliriyordu zihnimde…
Peki bunca ilhama vesile olan Mardin’e hangi koku yakışır derseniz hiç düşünmeden “tarçın” derim elbette…
Kadim tarihine eşlik eden sayısız lezzetiyle “Tarçın Kokulu Mardin’deydim” o gün…
Mardin e özgü bir lezzet olmasa da Mardin‘e ve Mardin lezzetlerine fazlasıyla yakışıyor tarçın…
Hele bir de huzuru, hizmeti, umutları, kazancı katlanmışsa Mardinlinin, daracık taş sokaklardaki fırınlardan buram buram tüten tarçınlı kurabiyelerin, çöreklerin ve ekmeklerin keyfine değmeyin işte o zaman…
Mardin’e ayak basar basmaz Vali Mahmut Demirtaş’ı ziyaret ettim çünkü uzaklara kadar ulaşan şehre hizmet söylemlerini bir de vesile olan kişiden dinlemek gerekiyordu…
Mardin; kadim tarihine, insanına, havasına, bereketli toprağına, geniş dil ve din yelpazesine, kendine has müziğine yakışan samimi dokunuşları yeni yeni hissetmeye başlamış…
Misal tüm dünyanın hayran kaldığı ve sit alanı ilan edilen “zirvelerin incisi Eski Mardin” beton yapıların işgalinden kurtarılamamıştı şimdiye kadar. Ya da her biri şahsına münhasır güzellikteki ilçelerine gidilecek yolları içler acısıydı Mardin’in. Hiç unutmuyorum iki yıl önce Kızıltepe’ye girmiştik fakat içinden bir türlü çıkamamıştık çünkü Kızıltepe de asfalt olması gereken yollar devasa çukurlardan, tozdan, çamurdan ibaretti. İlçeye geleni adeta yutuyordu sokaklar ve caddeler. Şükürler olsun ki şimdilerde gördüğü değer karşısında Mardin; tarihiyle, doğasıyla, insanıyla, gelen misafirleriyle mutlu ve bereketli artık…
Kendi asfaltını üreten Mardin’in ilçeler dahil tüm yolları sıcak asfaltla buluştu, Millet Bahçeleri ve mesire alanları halkın hizmetinde, bir ilk olan Millet Ormanı alan hazır, lezzetleri gastronomi müzesi, elektronik trafik denetleme sistemi can ve mal kaybını önlemeyi amaçlıyor, çocuklara küçük yaşta trafik eğitimi veriliyor, şehrin su sorunu bir iki ay içinde kalmayacak, tarihi alanlar ziyaretçilerini daha iyi misafir etmek için dizayn ediliyor, şiddet mağduru kadınlara yönelik korunaklı mekanlar büyütülüyor, enerji projeleri, damlama refüj sulama sistemleri, ilçelere kültür merkezleri, hayvan barınakları,4-6 yaş anaokulları, kapsamlı bir aşevi, üniversite öğrencilerine burs desteği, çölyak hastalarının ihtiyacı olan hammaddelerin yetiştirilmesi ve işlenmesi sonucu hastalara ücretsiz ürün temini, altyapı iyileştirmeleri, kültürel faaliyetler, semt pazarları yapımı ve daha nicesiyle “şimdi tarçın kokulu Mardin zamanı”…
Mardin Valisi Mahmut Demirtaş anlattıkça her yatırım tek tek gözümde canlanıyordu. Anlatılan hizmetlerin hepsi birbirinden kıymetli ve maalesef çoktan olması gerekenlerdi.
Vali Demirtaş’ın anlattığı onlarca çalışma arasında üç tanesi vardı ki beni fazlasıyla mutlu etti. Bunlardan ilki haftanın belli günlerinde engelli vatandaşlarımızın bakımını ve verimli vakit geçirmesini sağlayarak ailelerin bir nebze de olsa yükünü hafifletmeyi hedefleyen Engelli Bakım Evi Projesi…
İkincisi Yaz Okulları Projesi. Yaz okulları ailelerin derin ve güvenli bir nefes almasını sağlayacak çünkü çocuklar yaz tatili boyunca sokaklar yerine sportif-kültürel-sosyal aktiviteler ile verimli bir tatil geçirirken aileler de çocuklarının nerede-kimlerle-ne yaptığını bilmenin rahatlığını yaşayacak…
Üçüncüsü ise kadınların üretime kazandırılmasını hedefliyor…
Yaratılacak tekstil fabrikaları markalara kiraya verilecek, belirlenen kotadaki kadının eğitimini ve istihdamını sağlamaları şartıyla. Böylelikle kadınlar hem işi öğrenecek hem de ekonomik özgürlüğünü elde edecek.
Mardin Valisi Mahmut Demirtaş’ın yaptığı ve yapacağı çalışmaların özetinde özelde gençlerin, çocukların, kadınların ve dezavantajlı vatandaşların sosyal-kültürel-sportif-mesleki kazanımları yatıyor…Tüm bunlarla birlikte şehrin hak ettiği değeri görmesi ve potansiyellerini verimli bir şekilde değerlendirmesi yatıyor…
Evet “Tarçın Kokulu Mardin” den zihin ve yürek zulama topladığım değerler için Vali Demirtaş’a ve ekibine bir kez daha yolunuz açık olsun diyorum…