Değerli okurlarım ülkemiz gündemi her zamanki gibi yoğun .Bir taraftan içerimiz, başka bir taraftan da dışarımız adeta birbiri ile yarışarak birlik ve bütünlüğümüzü darmadağın etmeye yemin etmişçesine non-stop çalışıyor.
Fırat kalkanı ve zeytin dalı barış harekatlarımız ile sahili selamete çıkarılan komşu topraklarında ,şimdide fırat nehrinin doğusunda yuvalanmış haşereleri temizlemek için ordumuz başkomutandan emir bekliyor .Rabbim insanlıktan nasibi kesilmiş bu güruha karşı devletimizi muzaffer eylesin. AMİN
Gündemimizde bir birinden önemli bir çok mesele sıralanmış olmasına rağmen , bendeniz bu makalemde başka bir kanayan yaramızdan bahsetmek istiyorum.
Son günlerde gazetemizin manşetinde sıklıkla gördüğümüz kadın cinayetleri meselesi ve bu sorunun çözümüne yönelik yazılan çizilenlere kendimde çorba tuzu olmak istiyorum.
Neden yuvalar daha kurulmadan sönüveriyor. Evlenme ve boşanma oranları bir biri ile yarış halinde. Yuvalardaki ısı ve muhabbet nasıl oluyor da bir anda yok olup kadınları mezara erkekleri ise ceza evlerine veya mezara giriyorlar . Bu çâresizliğin tedavisinde kullanılan teşhis yöntemleri hatalı olsa gerek.
Teşhis iyi yapılırsa tedaviler yüz güldürür. Bu gerçeklik sadece tıp ilimi için geçerli değil . Tüm evrensel değerler için geçerli. Bu cinayetleri gerekçe göstererek siyasi iktidarı suçlamak kadar kolaycı ve alçakça bir düşünce olmaz. Bunu yaparak bulanık suda balık avlamaya çalışan kriptoların olduğunu yakinen bilenlerdenim.
Tüm dünyada ve ülkemizde benzer cinayetler hep olmuş . Maalesef hep de olacak. Ancak Sebepleri ile ilgili hatalı yollara başvurarak çare ve çözüm üretmek de mümkün değil.
O zaman meselenin aslı ile ilgili bazı gerçeklikleri sıralamamız gerekir..Meselenin bence en önemli sebebi 6284 sayılı ucube yasa.
Kadını koruma amaçlı olsa da kadın cinayetlerinin sayısını füze hızı ile artırmış. Yasa ile getirilen kadına pozitif ayırımcılık maalesef daha çok kadınların canına mal oluyor.
Yasa Avrupa birliği uyum yasalarının arasında apar topar çıkarılarak işler hale getirildikten sonra bazı televizyon kanallarının ve sosyal medyanın da marifeti ile hızlı bir şekilde yuvalarımızı tuz buz etmeye başlamış ve hızla yol almaya devam ediyor.
Bizde bu güne kadar binlerce hatta on binlerce aileyi yakıp yıkan bu ucube uyum yasası bildiğim kadarı ile Avrupa’nın bir çok ülkesinde hâlâ uygulanmıyor.
Hükumet edenler ile devletimizin idare erkindeki feminist beyinlerin yaydığı yaygaralar nedeni ile meclisimiz bu ucube yasaya dokunamıyor. Dokunursanız CISS kabilinden bir korku havaya yayılmış.
Meclis gündemine daha gelmeden gündem olup hem muhalefet hem de iktidar cephesini kilitleyen bu ucube kanun tez elden düzeltilmediği sürece daha binlerce yuva yıkılacak cezaevleri ve mezarlar mağdurlarla dolup taşmaya devam edecek.
Kanunun detaylarını bilecek kadar hukuki bilgiye sahip olmadığımı baştan belirterek , hekim olmam hasebi ile giderek daha sık karşılaştığım vakalardan yola çıkarak bu meselenin derhal ve ivedilikle çözülmesi gerekliliğine inanıyorum.
Mağdurlar ordusundan hastalarım var. Avukat dostlarımdan da yaşanmış ve yaşanılan garabetleri açıklayamayacağımız gerçeklikler var.
Anlı şanlı ve ünlü bir bey efendi 6284 mağduru oluş hikayesini ve ruh sağlını nasıl kaybettiği ile ilgili anlatımlarını aktardıkça bu kadarına pes dedirten yaşanmışlıkları hayret ve ibretle dinledim.
Bir meslektaşım yine 6284 mağduru; İkametgah adresine yakın ofisine gitmekte zorlandığını ve ikide bir polis merkezinden uyarı aldığını bahsederek bu garabetin boyutlarının nerelere kadar uzandığı ile ilgili hayretimi celp eden açıklamaları ile nerede ise küçük dilimi yutturacaktı.
Daha başka örnekleri görmek için sağımıza solumuza bakmamız kâfi sanırım.
Emniyet güçlerimizde bu garabetlik durumdan oldukça şikayetliler.
Her gece hangi yuvadan bir kıvılcım çıkacak ve bizler esas vazifemizi bırakarak bu yuvadaki küçükte olsa bir kıvılcımın mağduru bir erkeği emniyete getirip sorgulayacağız diye kaygı içerisindeler.
Yangına körükle gidilip üzerine 6284 benzini dökmeye devam ettiğimiz sürece bu böyle füze gibi artan hızla yuvaları bir bir söndürmeye devam edecek gibi.
Devletimizin yetkili kurumları bu yangını seyretmeye devam ederseniz ,şunu çok iyi biliniz veya biliyorsunuz vebaliniz çok ama çok büyük ve giderek de çoğalmaya devam edecek.
Emniyet tedbirlerinin artırılması veya uzlaşma protokolleri vs bu işe çözüm yerine çözümsüzlük getirecek.
İvedilikle yapılması gereken derhal 6284 ü bütünü ile lağvedip yeni bir düzenleme ile yuvalarının düşmeye devam eden ısısını düzenlemek olmalı.
Yuva bin bir fedakarlıkla kurulurken eften püften basit sebeplerle dağıtılan bir kurum olmamalı ve olamaz da.
Bu günlük de bu kadar.
Kalın sağlıcakla.