Bu gün Ramazan ayının 15. Günü, bunu bir mevsiminde yenecek olan meyve gibi değerlendirirsek, tam olgunluk dönemi.
11 ayın sultanı olan Ramazan ayının da tam olgunluk ve en verimli günleri. Bir büyüğümüz vardı merhum, o derdi ki; Ramazan ayının 15. Günü teravih saatinden bir iki saat sonra 4 rekat hacet namazı kıldığınızda, Allah’tan istediğinizi Allah size verecektir der ve bizleri bu gece için empoze ederdi.
O merhumun bize anlattığına göre bu gecede kılınacak olan hacet namazında Allah’a kalkan el, karşılık alıyor…
İnşallah… bu gece bu ibadeti yapanların sayısı çok olur ve herkese Yüce Mevla dolu dolu verir.
**
Keser gibi olma,
Hep bana, hep bana.
Sıyırgı gibi de olma,
Hep sana, hep sana.
Olacaksan testere gibi ol,
Bir sana bir bana!...
İnsanlar doğası gereği birlikte yaşamak, birbirlerinden faydalanmak, birinin yaptığı almak, birine yaptığını satmak gibi karşılıklı iletişim, yardımlaşma ve fayda üzerine kurulu bir eko sistem olarak karşımıza çıkar…
Dün CHP eski İl Başkanı Galip Yılışın ile biraz sohbet ettik. Konular birbirini açarken beşeri ilişkiler, vefa, arkadaşlık ve siyasi vefaya konu gelince sevgili Galip yukarıda yazdığım dizeleri okudu.
Yani insanlar birbirleri ile ilişkilerinde ben merkezli değil biz merkezli düşünmesi ve bunu kişisel hayatında yaşaması gerektiği noktasında fikir birliği yaptık.
Bencil siyaset, bencil ticaret, bencil yaşam tarzı insanları yalnızlaştırır ve ötekileştirir.
Yüce dinimiz bu sebepten dolayı müminlerin ibadetlerini sürekli camide yapmaları yönünde telkinlerde bulunmuştur. Sevabı bir yana sosyal olmayı, etrafına duyarlı olmayı, etrafta nelerin bittiğini öğrenmesi noktasında buna önem verilmiştir.
Yani yukarıda ki deyişte yer aldığı gibi, insan yaşam felsefesini testerenin işleyiş şekli gibi yaptığında, kendisi ve başkaları da yaptığı işten fayda sağlayacaktır. Kısaca insana birlik ve beraberliği, bir arada yaşamayı salık vermektedir.
Hepimiz günlük yaşamlarında testere gibi olabilirsek, birlik ve beraberliğimiz daha da pekişecektir diye düşünüyorum.
**
İnsan şirke girecek davranışlardan kendini korumalıdır
Şu mübarek Ramazan ayı içinde bu yazacaklarımın bir gereği yoktu ama vicdanım bunu yazmayı ve dostunu uyarmanın doğru olduğunu söylüyor.
Müslüman müsrif olmamalıdır. Hele hele tüyü bitmemiş kul hakkı denilen dinimizde önemli bir yeri olan emanet kavramı devlet büyüklerinin dizlerini titretmiştir.
Ne var ki, etrafımızda devlet adına iş yapan kurum yöneticileri, Belediye başkanları bu devlet malını kullanırken cimri bir tüccar gibi davranmak yerine babasının mirasını harcayan kötü bir müsrif evlat gibi davranıyorlar.
Sevgili dostlarım, kendi şahsi paranızı harcarken gösterdiğiniz ihtimamı hatta çok daha fazlasını bu paraları harcarken göstermelisiniz.
Yarın Allah’ın huzuruna vardığınızda yaptığınız yollar, açtığınız kanallar sizin artı hanenizde yer alacaktır amma kul hakkı çok daha önemlidir.
Ve bu yaptıklarınızdan dolayı hesaba çekileceksiniz…