Bir Kentte toplumsal talepler, o kentteki sosyal grupların kamuoyu gücüyle aynı orantıda gerçekleşir.
Eğer bir şehirde toplumun çeşitli katmanları arasında arabulucuk rolü üstlenen sosyal gruplar, MEDYA, STK’lar yok ise o şehirde sosyal reformların, ortak refah içeren hizmetlerin gelişi de o kadar isteksiz ve geç olur.
Kahramanmaraş’ta bu gün, bu sonuca katlanan ve bu sonucu kabullenen çağın şartlarına ayak uyduramayan sivil toplum örgütleri ve başında bulunan başkanlar çoğunluktadır.
Oda’nın ismine bakıyoruz ve teknik bir oda olarak karşımıza çıkıyor. Eylemlerine baktığımızda Oda’nın sorumluluk alanında değil daha çok siyasal alandadır. Bunun sonucu Oda asli görevinden çok görevi olmayan konulara odaklanmıştır. Ve sonuç olarak oda görevini yapmamaktadır.
Sendikalar içinde aynı durum geçerlidir. Kahramanmaraş’ta bir sendika burada kendi üyelerinin hakkını aramak ve korumak yolunda bir adım atmaz iken, kendisi ile ilgili olmayan konularda ahkam kesmektedir.
Sosyal gruplar kendi görev alanına giren hak ve menfaatleri üzerine kafa yorması gerekirken, kendi görev alanı dışında işlerle uğraşması enerjisini boşa harcamaktan öte bir değer ifade eder mi?
**
Kahramanmaraş’ta siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, odalar, borsalar ve sendikalar, vakıflar ve diğer sosyal grupları masaya yatırdığımızda bu kurumların başında olan insanlar, o kurumları ya siyasette ve da kamuda birer basamak olarak kullanmak amacını gütmektedir.
Böylesi kısa paslaşma mantığı içinde olan bir başkan, kime ne şekilde hizmet verme imkanı bulur?
Oysa kendi sorumlu olduğu alan ile ilgili projeler üretse, öneriler ortaya koysa belki de bu bir tetikleyici olarak karşımıza çıkacak ve bu davranış biçimi diğer sosyal gruplarda da karşılık bulacaktır.
Bana ne, başkası yapsın, tarzı anlayış içinde olan ve bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyen zihniyet yaşam buldukları şehirde sosyal barışa da, toplumsal refaha da bir katkı yapamaz. Yapması da beklenemez.
**
MEDYA sosyal grupların harekete geçirilmesi, kurum ve kuruluşların sorgulanması ve kamuoyu oluşturulması noktasında en önemli güç ve grup olarak karşımıza çıkar.
Bu sektörün güçlenmesi, o bölgede yaşayan insanların maddi ve manevi destek vermesiyle ancak gerçekleşecektir.
Bu sağlanmıyorsa, o şehirde hiçbir ilerleme olmaz.
Kahramanmaraş’ta bu gün toplumsal refah, ortak kullanım alanların kalitesi, sayısı, trafik düzeni, asayiş, toplumsal barış gibi dinamikler sığ, sorunlar halının altına atılmış vaziyetteyse, bunun sorumlusu da bizatihi o şehirde yaşayan insanlardır.
Nemelazımcı anlayış terk edilmelidir.
Her insan gücü kadar toplumsal gruplarda yer almalı ve bu kurumların yaşaması için katkı vermelidir.
İşte o zaman Kahramanmaraş’ta hızlı bir büyüme olur….