Bir yanda başıboş yükselen fiyatlar, bozuk, hileli, kalitesiz mallar… Diğer yanda ‘içlerinde ne ararsan bulunan’ Alış Veriş Merkezleri ve her köşe başında ‘arzı endam etmiş’ Zincir Süper Marketler. Sergilenen ürünlerin kaça alınıp kaça satıldığı ve bu ürünlerin hangisinin insan sağlığına yararlı hangisinin zararlı olduğu asla bilinemeyen inanılmaz pahalı binlerce hileli ürün…
Temizlik reyonlarında yüzlerce markanın binlerce ürünü müşterilere; ‘Beni al’ diye göz kırpıyor, alsan vay almasan vay ki vay. Virüs öncesine göre fiyatları birkaç misli artmış. Fiyatlar el yakıyor dersem inanın yalan olmaz. Üstelik bu ürünlerin tamamı kimyasal elbette her biri aynı zamanda etrafa ölüm saçan güçlü bir zehir…
Gıda reyonunun; temizlik reyonundan hiç bir farkı yok. Buradaki ürünlerin tamamı da plastik ambalajlar içerisinde. Tadına tuzuna bakma şansınız yok. Alacağınız birçok ürün almak istediğiniz ürün olmayacağı kesin. Özellikle et, et sucuğu, bal, yağ, süt, yoğurt, peynir gibi ürünler bana hiç ama hiç güven vermiyor…
Meyve ve sebze reyonları farklı bir âlem, havaların birkaç günden beri ısınmış olmasına rağmen tezgâhlarda olmayan yaz meyvesi yok gibi. Karpuz, kavun, kaysı, şeftali, nektar, kiraz, çilek, erik… Dut bile var yahu! Olmayan tek şey, bu meyvelerin tatları… Allah sizleri inandırsın ‘hiç birisinin tadı çok iyi bildiğimiz kendi tadına’ benzemiyor!
Beni tanıyan ve yazıyı buraya kadar okuyan kardeşlerim; ‘Senin gibi emekli bir öğretmenin bu marketlerde bu alış veriş merkezlerinde ne işi var’ diyebilirler. Yerden göğe kadar haklılar. Bu yerler bana ve benim gibilere göre değil elbet. Emekli maaşımın tamamını mutfak için harcasam, yine de yetmeyecek. Artık biliyorum ve bu sebeple evin meyve ve sebze ihtiyacını semt pazarlarından temin etmeye çalışıyorum.
Almak istediğiniz ürünleri ellemeniz, seçerek almanız kesinlikle mümkün değil. Israrcı olduğunuz takdirde sözlü tacize ve hakarete uğramayı göze almalısınız. Hatta dayak bile yiyebilirsiniz. Malların üzerinde çoğunlukla fiyat etiketi yok. Bir maldan almak isterseniz, adam (satıcı) ne isterse istesin itiraz etmeyeceksiniz. Tezgâhta satılan malların üstü başka altı daha başka…
Bir etek dolusu parayı vererek çilek alacaksınız ama eve getirdiğiniz çilekten bir tane bile yiyemeyeceksiniz. Neden mi? Nedeni gayet açık, ‘çileği ellemenize müsaade etmeyen sahtekâr satıcı sizi kazıklamış’ da ondan. Hemen hemen tüm alışverişlerde maalesef durum aynen böyle! Pazarcılar için işler tıkır mı tıkır: ‘Fatura, fiş, pazarlık, seçmece, kredi kartı, veresiye’ yok.
Mallar, marketteki malların bir düşük kalitesi. Fiyatlar, birkaç kuruş daha ucuz. Satıcılar çok kaba. Tartışma var. Ağız dalaşı her saniye, uyarsan KAVGA hazır. Anlayacağınız; ‘Pazardan alışveriş akıl işi değil.’ Müşteriyi aldatma, kandırma pazarda olağan hale gelmiş. Yapılan alışverişler ne ahlaki, ne İslami, ne de insani. Kaba saba bir adam tarafından aldatılmak inanın çok kötü. Hele hele bu aldatılma aziz mübarek ramazanda olursa kendini daha kötü hissediyor insan. Allah rızası için akşama kadar oruç tutan çoluk çocuk iftardan sonra bir dilim karpuz yesin diye 30 lira vererek karpuz alacaksın, bembeyaz(kabak) çıkan karpuzdan kimse bir dilim olsun yiyemeyecek. Yazık günah değil mi? Yapılan bu alışveriş esnafa hayır getirir mi? Bu gibi hallerde ben hakkımı helal etmiyorum. Bu sahtekârları Allah’ın mahkemesine havale ediyorum biline…
Sevgili kardeşlerim bu yazıyı 19 Mayıs 2020 Salı günü yazıyorum. Bu tarihin gündüzü; ‘Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı.’ Gecesi ise ‘Bin aydan daha hayırlı olan Leyle-i Kadir Gecesi.’ Ne güzel bir gün değil mi kardeşlerim? Gündüz Milli bir günümüzü doya doya yaşadıktan sonra, gece dini günlerimizin en kıymetlilerinden birisini yaşamak nasip oldu bizlere.
Bu vesileyle; Gençlerimizin ve aziz Türk milletinin 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nı kutluyorum. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Kurtuluş Savaşı'nın Şehitlerini, Gazilerini kısaca bütün kahramanlarını saygıyla yâd ediyorum. Mekânları cennet olsun inşallah. Bin aydan hayırlı olan, Yüce Rabbimizin rahmet ve nur bahşettiği ‘Kadir Gecemiz de mübarek olsun. İnşallah. Tüm İslam âlemine hayırlar getirsin.
Üç gün sonra idrak edeceğimiz Ramazan Bayramınızı kutluyorum. Bu güzel günlerin yüzü hürmetine Rabbim Ümmeti Muhammed’in yüzünü daima güldürsün. İnşallah. Hoşça kalın, Allah’a emanet olun…