“Türkiye’nin Suriye’de güvenli bölge oluşturması” çalışma başlamasıyla birlikte Doğu şehirlerinde başlayan terör olaylarını iyi tahlil ederek sağlıklı sonuçlar elde etmemiz mümkündür.
Türk Devleti bu coğrafyada onlarca devletin taşeron örgütleriyle mücadele etmesinin yanı sıra Türkiye içindeki satılmış kalemler, satılmış bedenler, satılmış kimlikler ile de mücadele halindedir. PKK terörüne etkin kimlikli bir örgüt şeklinde yaklaşım göstererek bu olayı çözmeniz mümkün değildir.
PKK içinde “Kürt kimliğinden” daha fazla kripto ermeni olduğunu biliyoruz. Ermeni terör örgütü Asala’nın bitmesinin ardından bu terör örgütünün eyleme başlaması sizce bir tesadüf müdür?
Hakkari Dağlıca bölgesinde tuzaklanmış bombanın patlatılması sonucu 17 Kahraman askerimiz Hz. Peygambere komşu oldular. Vatanı ve bayrağı için şehit oldular.
**
İstanbul’da gezi olaylarında duvarlara yazılan; zulüm 1453’de başladı. Yazılarını sizler görmediniz mi? Yani 1071’de Sultan Alpaslan’ın Malazgirt Zaferi ile başlanılan savaş hala şekil ve taktik değiştirerek devam ediyor.
Son yıllarda Türk Devletinin uçak, top, tank, yazılım, yerli otomobil, nükleer enerji, hava alanı gibi yatırımlara yönelmesi, Milli Devlet olma süreci içine girmesi bu savaşı daha da hızlandırmıştır.
Türk Savaş uçaklarının Kandil’e bomba atmasını hazmedemeyen Almanya Türkiye içinde konuşlandırılan patriot bataryalarını geri çekiyor.
Almanya’nın PKK ile içli dışlı halini hala siz anlayamadınız mı? Hele bu ülkenin Kahramanmaraş özlemini siz bilmiyor musunuz?
Kısaca Suriye sınırları içinde Güvenli Bölge istemeyen ve bu coğrafyada gözü olan ülkeler PKK taşeron örgütü vasıtasıyla ülkemizde huzursuzluk çıkartarak güvenli bölge kurulmasını önlemek istemektedir.
**
1071 Malazgirt Savaşı ile Türk Yurdu olan Anadolu coğrafyasından bu milleti Asya Steplerine, İslam’ı ise Arabistan çöllerine atmayı hayal eden Bizans torunlarına Allah bu fırsatı hiçbir zaman vermeyecektir. Anadolu’nun Türk Yurdu olarak kalabilmesi için hep şehit verdik ve vermeye de devam ediyoruz.
Ancak içimizdeki hainlere, satılmış kalemlere şöyle seslenmek istiyorum.
“YEDİRMEYECEĞİZ!”
Biliyoruz ki Anadolu’da Türk’e diz çöktürmek isteyen şerefsizlere inat, katillere, ölü sevicilere inat, size, sizin yemek istediğinizi bu millet yedirmeyecektir.
**
KORAY KIRAÇ VE ÜMMET DAVASI
Uzun yıllardan bu yana tanıdığım güzel insan Afşin’in yetiştirdiği yüreği sevgi dolu iş adamı Koray Kıraç, Ak Parti listesinden milletvekili aday adaylığı müracaatını yaptı.
Koray, kendini yetiştirmiş, her konuda söz söyleyebilecek yetkinlikte biridir. Belki de siyasi olması halinde iş hayatındaki başarıyı da göstermeyebilir.
Aday olma gerekçesini açıklarken; mesele siyasi değil bir ümmet davasıdır.
Bunu iyi okumak gerektiğini düşünüyorum.
Bir Azerbaycanlı siyasetçi dostum şöyle demişti. “Abdulhamithan İngiliz elçisine sorarmış, O yapma derse yaparmış, yap derse de yapmazmış” diye bununla ilgili geniş bir açıklama yaparken devamını şöyle getirdi.
“Türkiye de özellikle Türk Milliyetçilerini anlayamıyorum. Zira sizin Devlet Başkanınız Tayyip Erdoğan’ı İsrail, Almanya, İran, ABD ve AB ülkelerinin liderleri ve siyasileri sevmiyor. Demek ki sizin Devlet Başkanınız doğru işler yapıyor”
Evet… Bu gün bunu daha iyi anlıyorum.
Sevgili Koray Kıraç’a çıktığı bu yolda başarılar diliyorum.
Mesele belli…
Ve hala uykuda olanları görünce de üzülmüyorum desem yalan olur.