Türk dili ve edebiyatı ile ilgilenen, ilgilenir görünen kişilerin bildiği bir dernekten söz edeceğim. Bu derneğin Maraş başkanı da, Kahramanmaraş Kültür müdürümüz sayın Cevdet Kabakçı bey dir. Bu dernek Türk dilinin ve edebiyatının gelişmesi, Türk dilinin konuşma dili olarak güzel konuşulmasının, yazı ve eser dili olarak güzel yazılmasının ve ifade imkanının arttırılması için çalışmalar yapan faydalı bir dernektir.
Sayın Cevdet Kabakçının bu derneğin K.maraş başkanı olduğunu geçen günlerde necip fazıl kültür merkezi binasındaki dernek toplantısı vesilesi ile öğrenmiş oldum. Sayın Cevdet beyin bu derneğin başkanı olmasına inanın çok şaşırdım. K.maraş’ımızda yeni açılan işyerleri ve apartman ve mahalle isimlerinde ki yabancı ve köksüz isimlerin kullanılmasında bunlara izin veren kurum olması hasebi ile gerçekten çok şaşırdım. Hem böyle güzide bir derneğin başkanı olacaksınız, hem büyükşehir belediye başkanlığında birbirinden güzel kültür hizmetlerini yapacaksınız, aynı zamanda Türkçemizi katleden insanları ve bu katliamı defalarca yazanları hiç kaale almayacak, sanki böyle şeyler hiç olmuyormuş gibi yaşayacaksınız inanın söyleyecek söz bulamıyorum.
Bu derneğin toplantısında, büyükşehir belediye başkanımız sayın Mehmet Fatih beyin, sayın milletvekillerimizin ve sayın Cevdet Kabakçı beyin neler konuştuğunu çok merak ediyorum. Neden der iseniz. Türkçemizi bizzat katleden belediyelerimizin başkanları ve bu katliama seyirci kalan sayın milletvekillerimiz ki (bu milletvekillerimiz sayın cumhurbaşkanımızı çok sevdiklerini söylerler her yerde. sayın cumhurbaşkanının Türkçe üzerine hassasiyetini gayet iyi bilen kişiler olarak, tam tersini nasıl yaptıklarını çok merak etmişimdir.) , bu hassas konuda onlarca defa yazı yazmama rağmen bir gün beni dinlemeye davet etmeyen, bir gün ziyaretime gelmeye tenezzül etmeyen Kültür dairesi başkanı ve yetkililerini nereye koymak gerektiğini bilemiyorum.
Diyeceksiniz ki adam Türk dili ve edebiyatı dernek başkanı, sen kimsin ve sıfatın ne ki seni dinlesin, senden bir fikir alsın. Her kes ten daha iyi bildiğini bilenlere hiç kimse bir şeyler söyleyemezmiş. Türkçe yer, insan, işyeri ve herhangi bir konut ismi olsun, bu konuları ciddiye almayan, yapılan onca ikazı dikkate almayan, caddelerde gezer iken nerede ise bir tane Türkçe isimli işyeri görünmeyen maraşımızın anlı şanlı belediye başkanlarımız ve diğer yetkililer, bu derneğin toplantısında bu güzide eserlerini nasıl savundular merak ediyorum gerçekten.
Defalarca yazmama rağmen bir defa olsun tek bir yabancı kelimeden dahi vazgeçmeyen belediye başkanlarımız, yetkili kültür işleri müdürlerimiz ve çalışanlarımız, sizce hangi dile ve kültüre hizmet ediyorlar dersiniz. Türkçeye hizmet edenler, bu dili sevdiğini ve saydığını iddia ile orada burada konuşanlar ilk önce kendi liderleri olan sayın Recep Tayyip bey ile alay ettiklerini bilsinler. Ondan sonra Maraşlı ve aziz Türk milleti ile alay ettiklerini bilsinler. Kişinin iştir ayinesi sözüne bakılmaz diyen atalarım tam bu aymazlık içinde olanlar için söylemişlerdir bu sözlerini. Bu yetkili kişilerde hakikaten Türkçeye ve edebiyatımıza bir gram saygı var ise bunu bu günden itibaren, eskilerini değiştirerek, yeni açılan işyerlerine Türkçeden başka dilde izin vermeyerek ve evlatlarımıza dizilerden aparma yabancı isimlerin verilmesini önleyerek ve bizzat kendileri de kullanmayarak başlayabilirler.
Bu günden itibaren güzel Türkçemizi katl edenlere engel olmazlar ve sadece aşağılık duygusu ile ifade edilecek seviyede yabancı dil hayranlığının önüne geçmek için çalışmalara başlamazlar ise her yerde ve her şekilde bu kişileri ve kurumları anlatmaya ve aziz Türk milletine işte bunlar sözleri ile işleri aynı olmayan kişilerdir, bunlara dinimiz ne tür bir isim verir onu da Türk milletine havale ediyorum.
Yazım birilerine kırıcı gelebilir. Fakat bir rekrasyon kelimesinden dahi vazgeçmeyen belediye başkanlarımızın utanmadan bu tür dernek toplantılarında ahkam kesmeleri de benim gibi kişilerin kanına dokunuyor. Dil yoksa kültürde yoktur. Türkçe ile tez yazılmaz diyen alçaklar işte böyle ihmaller ve ihanet gibi uygulamalar neticesinde kaybedilen kelimeler ile ifade kabiliyetini yitiren diller için ancak bu sözü söyleyebilirler idi. Bizler o insanlara karşı çıkıp dilimizi savunur iken bu gün geldigimiz noktaya bakın, bizzat kendimiz dilimize zarar verenlerin başında gelmeye başladık. Türkçeye saygısı olmayan insanların mevzuu Türkçe olan yerlerde konuşmaları değil, bulunmaları bile hadisenin ne kadar elem verici olduğunu gösterir. Bu tıpkı katliama karşıyım diyen, Boşnak katılı sloveniç alçağının sözlerine benzer.
Başta belediye başkanlarımız ve milletvekillerimiz ve kültür işlerinden ekmek yiyenler olmak üzere her türlü yetkiliye sesleniyorum. Saygınızın olmadığı ve hiç önem vermediğiniz ve hatta hayatınızda yeri olmayan konularda konuşmak zorunda değilsiniz. Tam tabiri ile gölge etmeyiniz yeter. Vesselam. Her şey Rabbimin rızası içindir.