Dünyada ekonomik ve sıcak savaşlar devam etmektedir. Dünyayı belaya bürüyen başta 5 devlet sorumludur. Millet olarak da Yahudiler ve İngilizler en başı çekmektedir. Asil millet Türkler ise zalimlere korku, mazlumlara sığınak olmuşlar ve tarihten beri adaletle anılmışlardır. Tarihten Türkleri kaldırırsanız, tarih boşluk yaşar. Türkler bir çok devlet kurmuşlar, medeniyete katkı sağlamışlardır.
Türklerin Müslüman oluşuyla, İslamın yayılması artmış ve tüm Müslümanlara kalkan olmuşlardır. Batıdan gelen Haçlı ordularına karşı siper olmuşlardır. Türkler hiçbir zaman soykırım yapmamışlardır.
Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan elli dokuz yıl önce, 1240 mîlâdî yılında Şam’da vefât etmiş olan Şeyhü’l-ekberMuhyiddînİbnü’l-Arâbî(KS)Hazretleri, henüz ortalıkta ne Osman Gâzî, ne de kuracağı cihân devleti yokken, cifr ilmine ve Kur’an’daki bâzı Âyet’lere dayanarak “Şeceretü’n-Nu‘mâniyyefî Devleti’l-‘Osmâniyye” adında bir eser yazmış; Bu eserde Osmanlı ile ilgili bir çok olaylara açıklama getirmiştir.
Müneccimbaşı Ahmed Dede “Müneccimbaşı Târîhi”nde Osmanlı Devleti’nin kuruluşuna işaret eden “sahih rivâyetler” i sıralarken; “Şeyhü’l-EkberMuhyiddînİbnü’l-Arâbî”nin “cifr ilmi yardımıyle ve Âyet’lerin gizli mânâlarından Devleti’l-‘Osmâniyye’nin şânının yüceliğini ve kıyâmete kadar dâim olacağını keşf” ettiğini ifâde etmiştir.
Eş şeceretülnumaniyefetdevletülosmaniyye adlı kitapta MUHİTTİN ARABİ der ki;
Bir devlet kurulacakki adı Osmanlı ömrü 6 asırdır...
600 yıldan sonra Osmanlı yıkılacak...
Sonra 100 yıllık bir fetret olacak...
Fetretten sonra kurulan devlet Osmanlıdan 10 misli daha kuvvetli olacak...
Fetret dönemi sonunda Dini necm eden bir adamın öğretilerini üstlenen kumandan Müslümanlardan bir ordu kuracak...
Kudüs fetholunacak...
Bundan sonra (fetret döneminden sonra) TÜRKLER İÇİN MUZAFFERİYET VE SAADET VARDIR...
Doğrusunu Allah bilir;
100 yıllık fetret: 1923-2023 tür
Dini necmeden adam: Necmettin Erbakan’dır..
Onun öğretilerini üstlenen kumandan:RTE dir.
Dini necmeden adam konyadan çıkacak onun işareti, 28 defa ihrama girmesi gerçektende Erbakan hoca 28 defa ihrama girmiştir.
Günümüze gelecek olursak; dünya kalpazanları, karşılıksız Dolar ve Euro basarak piyasaları ellerinde oynatmaktadırlar. Mazlumların canlarına, mallarına göz koyarak haramiliklerini sürdürmektedirler. Bu sistem elbette bir gün yıkılacaktır. Bunun öncülüğünü yine Osmanlı’dan sonra Türkiye yapacaktır.
Mavi vatanda 2008 yılında, Karadeniz ve Akdeniz’de gaz hidrat yatakları bulunmuştur. Dünyanın peşine koştuğu bu gaz hidrat, ülkemizin büyük umudu olmuştur.Tuna-1 ve Kıyıköy-1 sahalarında bulunan gazın kaynağının da gaz-hidratlar olduğu belirtiliyor.
Türk Ali-1 Kuyusu ile doğal gaza ulaşıldı. Karadeniz’de Türkiye’nin 270 yıllık ihtiyacını karşılayacak rezerve bulundu ve muhtemel 2023 yılında evlerimizde kullanacağız.
Türkiye, Karadeniz'de gerçekleştirdiği ilk milli sondajında 320 milyar metreküp doğal gaz keşfetti. Sakarya Gaz Sahası'ndan yılda 10 milyar metreküp doğal gaz üretimi gerçekleştirilmesi durumunda, Türkiye'nin 32 yıllık doğal gaz ihtiyacının 5'te biri sadece bu noktadan sağlanabilir. Tuna 1'deki en önemli detaylardan biri de doğalgazdan 164 kat daha değerli ve yaklaşık 572 yıllık doğal gaz ihtiyacını karşılayabilecek potansiyele sahip gaz hidrat. Diğer ürünlerle beraber tahmini Akdeniz’deki 1200 yıllık enerji ihtiyacımız karşılanacak. Yeni bilgilerle 2000 yıllık rezervlerimiz olduğunu bilim adamlarımız söylemektedir.
Doğalgaz ve kaya gazına göre çok daha verimli olduğu belirtilen gaz hidratın dünyada 10 trilyon metreküplük rezervi var. Bunun yüzde 20'lik kısmı Karadeniz'de bulunuyor. Rusya'nın Ukrayna'yı işgal için acele etmesinin altında bu ülkeyi deniz rezervlerinden mahrum etme kaygısı bulunduğu belirtiliyor.
Buna göre, 1 metreküplük gaz hidrat 164 metreküp doğalgazı içerisinde tutabiliyor. Gaz hidratın içinde karbondioksit, hidrojen ve sülfür bulunuyor.Gaz hidrat, konsantre yapısı ile katma değerli bir kaynak olarak öne çıkıyor. Hidrojen sülfür geleceğin en temiz yakıtı. Yani hidrojeni sülfürden ayırıyorsunuz, yakıt oluyor. Hem de en kaliteli yakıt. Buradaki hidrojen sülfür miktarı o kadar fazla ki şu anda teknolojisi biraz henüz tam gelişmedi ama bütün ülkeler bütün imkanlarıyla 2030 için 2040 için bunu geliştiriyor. Dünyanın ihtiyacının 45 katı ülkemizde mevcuttur.
Dünya Enerji Konseyi raporuna göre Rusya, gaz hidrat maddesini 1970 yılından bu yana ticari olarak kullanıyor. Rusya'nın Ukrayna'yı işgal için acele etmesinin altında bu ülkeyi deniz rezervlerinden mahrum etme kaygısı bulunmaktadır. Zira Ukrayna ve Gürcistan’da da ciddi anlamda gaz hidrat rezervi vardır.
Türkiye Petrolleri son dönemde Piri Reis araştırma gemisi ile gaz hidrat rezervi konusunda ciddi çalışmalar yürüttü. Araştırmalar sonucu elde edilen bulgular bölgedeki rezervin Türkiye'nin 55 yıllık doğalgaz tüketimini karşılayacak miktarda olduğunu gösteriyor.
7. NESİL ALPARSLAN SONDAJ GEMİMİZ kıta sahanlığında gaz hidrat yataklarının işletilmesi için alınmıştır. Mersin Baş Ucu limanına ulaşmıştır. Ülkemize saldırılar daha iyi anlaşılmalıdır.
Türk Mühendisleri,Bor Küründen pil yapmayı başardılar.
Lityum-İon olan pillerin içerisine fermante edilmiş Bor Kürü katarak daha çok enerji depolama özelliği kazandırdı.
İlk olarak TOGG'da kullanılacak bataryalar ile arabanın 0-100 km 4,5sn ye çıkaracak.700 km menzil hedefleniyor 2.
Tesis Aspilsan-TOGG-Aselsan işbirliği ile kuruldu.Yılda hedef 2 milyona yakın elektrikli araba bataryası üretip satmak. Dünyada dört ülke şu an elektrikli araba bataryası üretimine bu sene başladı. Lakin üretim henüz gerçekleşmedi.Yıllık 19 milyar dolar girdi bekleniyor.
7 BİN YILLIK ANADOLU BUĞDAYI BOY VERDİ :
Kayseri Kültepe'de arkeolojik kazı çalışmalarında çıkarılan küpte bulunan 7 bin senelik Siyez buğdayı tohumunun üretimi Diyarbakır'da da başladı. 3 kat verimli, 7 bin yıllık ata tohumu buğday, her başakta 160 ile 250 arası dane tutuyor.
Diyarbakır'ın Sur ilçesinde ekim yapan Özkan Yıldırım,“Buğday, toprakta ortalama 20 kardeş sürgünle dışarıya çıktı. 2 metreyi geçen her sürgün üzerindeki başaklar ise en az 40 taneden oluştu . Yabani otları boğuyor ve ilaca da gerek kalmıyor “ şeklinde konuştu.
Ekimi ilk gerçekleştiren Mikrobiyolog Metin Öztürk:
“Normalde yağmur sularıyla kendi kendine büyüdüğünde bire 2- 3 bin verirken, özel olarak her gün sulama yöntemiyle bu buğday bire 8 bin verdi. Tane buğday, toprakta ortalama 20 kardeş sürgünle dışarıya çıktı.2 metreyi geçen her sürgün üzerindeki başakların ise en az 40 taneden oluştuğunu gördüm. Bazı başaklar o kadar büyük oluyor ki, dalı dayanmadığından, aşağıya bile sarkıyor” dedi.
Durmak yok, çalışmaya devam. Ülkemiz suni gündemlerle yıpratılmaya çalışılıyor. Türk milleti olarak ülkemizin kıymetini bilmeliyiz ve düşmanlarımızın saldırısını hep beraber durdurmalıyız.