Türk Milleti tarih sahnesinde bir çok milletle çarpışmıştır. Hangi coğrafyada olursa olsun Türkler için üç şey mukaddes olmuştur. Din, Vatan, ve Namus...
Afyonda 1950 yılında bir köyde yaşanmış bir olayı sizlere aktarmak istiyorum. Pazara hayvanlarını iki öküzünü satmaya giden bir köylünün hikayesi. 1950 yılı Türkiye de ilk seçimlerin yapıldığı yıl... Köylü iki ökzüyle kasabaya gitmektedir... Kasabanın imamı ise akşam saatlerine kadar radyoyu dinleme fırsatı bulmuş Demokrat Partinin seçimi kazandığını anlamıştır.
İmam biraz da cesaretle yıllardır yasak olan ezan-ı şerifi, akşam ezanını minareye çıkıp okuyunca kasabaya yaklaşan köylü iki öküzünü de oracıkta kurban etmiştir. Bu din sevgisidir.
...
Kahramanmaraşta Sütçü İmam ilerlemiş yaşına rağmen hala çalışmaktadır. Tarihi hamamın karşısında süt satarken hamamdan çıkan kadınlara sarkıntılık eden Fransız ve Ermeni askerlerini görür. Kalabalığın uyarılarına aldırış etmeyen işgal askerlerinden biri Türk Kadınının peçesine el uzatınca.
İhtiyar Sütçü İmam belindeki silahı çekip düşman askerlerine ateş eder. İşte bu namus hassasiyetidir.
...
Çanakkalede verdiğimiz 250 bin şehitler. Balkan savaşlarında vediğimiz 400 bine yakın şehit ve sivil kayıplar. Kafkas, Kanal, Galiçya cephelerinde ve Kurtuluş mücadelesinde can veren milyonlar, son yıllarda teröre kurban ettiğimiz insanlarımız Vatan Sevgimizin göstergesidir.
***
DİL
Dil çok önemlidir;
İnsanoğlunu tüm diğer canlılardan ayıran temel özellik akıldır. İnsanın aklı ise dili ile ortaya çıkar. İnsan görünüşü ile karşılansa da konuşması ve bilgisi ile değer bulur. Güzel konuşarak karşımızdaki insanları etkileyebiliriz.
Dil başa gelen belalara da sebep olabilir;
Dil insanın sahip olduğu büyük bir hazinedir. Aynı zamanda insan bu hazineyi muhafaza edebilmelidir. Eskiler dilin afetlerini görmüş ve yaşamış bu konuda insanları uyarmışlardır.
En kötü düşmanlarının bilmesini istemediği sırları, en yakın dostların da bilmesin. Çünkü bir gün yakın olduğun dostunla aran açılabilir. Bu anlamda insan diline sahip olmalıdır.
***
BAŞARILI OLMAK İSTİYORSAK
Türkiye dünyanın en büyük, güçlü, gelişmiş ve zengin ülkelerinden biri olmak istiyorsa bir şeyi kökünden değiştirmek zorunda;
EĞİTİM...
Bakınız bu günün dünyasında 5 şirketin değeri trilyon dolar yapıyor. Bunlar
APPLE
AMAZON
MİCROSOFT
Bu şirketler binlerce kişi tarafından değil parlak zekalı bir kaç genç tarafından kurulmuş bazıları hala çok az kişi tarafından yönetiliyor.
Bizler ise hala 1940 zihniyeti ile çocuklarımızı 30 kişilik sınıflara doldurup 9 saat boyunca tahta sıralara oturtuyor ve yazı yazdırıyoruz.
Sonra da İmam hatip, Meslek lisesi, Fen lisesi öğrencilerini hiç bir ayrım yapmadan aynı teste sokup aldıkları puana göre sen Buraya sen şuraya yerleştin diyoruz.
Balık Teknolojileri bölümüne gidecek öğrenci ile Resim Öğretmenliğine gidecek öğrenciyi aynı sınava sokuyoruz. İmam hatip öğrencisine Fizik. Genetik Mühendisliği okumak isteyen öğrenciye felsefe ve edebiyat testi yapıyoruz.Sonuç mu? Bilim sınavlarında, PİSA da sonunculuk...
Çözüm çok basit; SINAVLARI KALDIRMAK.
-Öğrencilerimizin hayal kurmalarına izin vermek.
-Çocuklarımıza güvenmek.
-Gençlerimizle sohbet etmek.
-Onları özgür bırakmak.
-Daha çok resim, müzik, spor dersleri, etkinlikleri yaptırmak.
-Gençleri yetiştiren öğretmenlere her anlamda önem vermek.
-Gençlerin edebi, kültürel, manevi yönlerini geliştirmek.
-Bilişim alanında onları kullanıcı değil üretici yapabilmek.
Hülasa bu yüzyılı kaybetmemek istiyorsak silah, uçak, teknoloji, bilim, sanat, fikir üretecek gençlerimize yatırım yapmalıyız. Denebilir.