Güney Azerbaycan Türk milletinin en büyük gözyaşıdır. Dünya üzerinde Türkiyemizden sonra en büyük Türk nüfusuna sahip olmasına rağmen, fars faşizmine teslim edilen 40 milyonu aşkın Türkün gözyaşının ismidir Güney Azerbaycan.
Bu konuda çok yazdım fakat tekrarda fayda var. Azerbaycan bir milletin değil bir coğrafyanın adıdır. Hürmüz körfezinde ırak topraklarında bulunan mendeli kasabasından başlar, ırak Türkmen elini içine alan, oradan Türkiyemizin güneydoğusu ve doğusunun tamamını içine alarak kuzeye doğru giden, doğusunda ise iranın bütün kuzeyini teşkil eden, kafkasyada mukim şimdiki azerbaycanıda içine alan büyük coğrafyanın adıdır Azerbaycan. Bu topraklarda yaşayan insanların tamamına yakını da oğuz Türküdür. Bir miktar Kıpçak ve Kafkas boylar olsa da, kahhar ağırlık oğuz Türklerinindir.
Türk milletinin Türkistan ile bağının kesilmesi için her yolu deneyen başta Rusya ve Amerika olmak üzere bütün Türk düşmanları, bizim kardaşlarımız ile aramıza set çekmek için tarihte olmayan bir devleti bizim zor zamanlarımızda ihdas ettiler. Ermenistan. Bu Ermenistan ilk kurulduğunda bir ermeniye bin Türk nüfusuna sahip idi. Sonra araya Ermenistan ile beraber birleşince bir koridor olacak şekilde Gürcistan peydah edildi. O Gürcistan ki sadece Tiflis ve yakın cıvarında yaşayan insanlar gürcü olmasına rağmen, küçük büyük bir çok Kafkas kavmi, kendi rızalarına muhalif olmak üzere gürcistana ilhak ile Türkistan ile aramıza ikinci bir seti çekmiş oldular. Bütün bunlar yetmeyince, Kuzey Azerbaycan devletini ortadan ikiye bölerek (1921 yıllarında) ermenistanı denize çıkarma imkanı olmayınca irana bağlayacak şekilde Türk yurdundan kopardıkları zengezur topraklarını ermenistana vererek, koridoru tamamladılar. Şimdi Azerbaycan ile nahcivan arasında her görenin hayret içinde olacağı bir devlet haritası ortaya çıktı.
Ermeniler ırk olarak ta kafa yapısı olarak ta farslar ile yakın ilişki içindedirler. Bir çok ermeni kralı, fars iran şahları ile akrabadır. Ermenilerin kendi devletlerinin haricinde en rahat yaşayıp, aziz Türk milletine havlayabildikleri bir diğer yer de Güya İslam devleti iddiasında olan İran’dır. İşte ondokuzuncu yüzyıllarda, elimizin kolumuzun kırıldığı günlerde, bizim coğrafyamıza şekil verenler, bu oğuz boylu kardaşlarımızı üç parçaya ayırmışlar, en büyük parçası da irana teslim edilmiştir. Türkün olacağına güya düşman göründükleri irana teslim etmişlerdir. 1950 yıllarda bağımsızlık ilan eden güney Azerbaycan Türklerinin önde gelen liderleri, kalleşçe bir tuzak ile gülistan parkında şehit edilmiş ve Tebriz başta olmak üzere bütün Türk yerlerinde sivil insanlar katl edilmişlerdir. Türkiye ismet İnönü gibi basiretsiz ve korkak devlet adamlarının yönettiği zamanlarda, kendi başının derdine düştüğünden, yapay yokluk ve kıtlık ile uğraştırıldığından, bütün bu katliamları sadece seyretmiştir.Hatta bu alçak devlet adamları, rusyadan ve diğer yurtlardan bize sığınan kardaşlarımızı bizzat kendi elleri ile Ruslara teslim etmek şerefsizliğini icra etmişlerdir.
İran devleti Türklere ait ne kadar önemli olan değerler var ise ona düşmanlık etmekte, kırk milyonun üstünde bir nüfus ile iranın yüzde ellisinden fazla olan bu insanların kendi dillerinde eğitim almalarına engel olmaktadır. Yüzlerce yıl bu topraklarda hüküm süren Türkler, kendi dilleri yerine Farsçayı resmi dil yaparak, büyük bir alicenaplık göstermiş olmalarına ve bu tarihen sabit olmasına rağmen, iran bu kardaşlarımıza , en doğal haklarını tanımamak için elinden gelen düşmanlığı yapmaktadır. Oysa iran topraklarını bin yılın üstünde yöneten atalarımız isteseler idi bu gün farsça diye bir dil ortada olmazdı.
Urmiye gölünün bu kardaşlarımız nezdindeki önemini bilen iran denen gayrimüslim devlet, bu gölü kurutmak için büyük çaba göstermekte, göçebe Türk boylarının dillerini unutturmak için onların göç yollarını oto yol yapıyorum diyerek kesmekte, onları iskana ve farsça eğitime mecbur tutmak için baskı yapmaya devam etmektedir. Özellikle bir türlü boyun eğdiremediği Kaşkay Türklerini çok ciddi bir hedef haline getirmiştir. Bu kardaşlarımız göçebe hayatını devam ettirdiklerinden dillerini de yaşatmaktadırlar. Üstelik bu büyük nüfus, fars iran gibi şii olup, aynı inancı paylaştığı insanlardır. Sünni Türklere neler yaptığını buraya yazmakla bitiremeyiz.
1970 li yıllar gelindiğinde Türkler bir traktör fabrikasının desteği ile bir futbol takımı kurmuşlardır. Bu takımın adı traktör sazi takımıdır. Bu futbol takımının rengi al –beyaz olup, taraftarı 35 milyonun üstündedir. Dünyanın en büyük taraftarına sahip olan bu futbol kulubünün maçlarında Türk taraftarlar elleri ile bozkurt işareti yapıp, hep beraber kurt gibi ulumakta ve Azerbaycan milli marşını söylemektedirler. Bu maçlara hanımların alınmaması dolayısı ile Türk kızlarının sahayı gören yüksek bir yerden maçı seyretmelerine izin vermeyen polisin, kızlarımıza müdahalesinin olduğu günde, her yıl bu kardaşlarımız tarafından anılmaktadır. Taraftarların her maçta söylediği sözler ise bakü, Ankara, Tebriz, haray haray men Türkem ‘ dir.
İran kalıbına bakmadan, suriyede ırakta ve bir çok yerde menfur şii görüşünü yaymak için asker ve militan göndermekte, aziz Türk milletinin etrafını şii bir çember ile çevreleyerek, Rusya ve Amerika sayesinde, Türkistan ile bağımızın kesildiği gibi Sünni arap dünyası ile aramıza bir perde çekmek için çalışmaktadır. Bu işte güya düşman görünen, fakat aslında iranın en büyük dostu olan İsrailde en büyük yardımcısıdır. Bir zamanlar Türkistan ile aramıza perde çeken Amerika, Rusya ve iran şimdi güney de yaşayan Sünni arap ve Türkmen kardaşlarımız ile aramıza set çekmek için hep beraber çalışmaktadırlar.
Hala iranı Müslüman gören ğafiller, hangi dine inandıklarını bir daha gözden geçirmelilerdir.İsrail ve iranın birbirini destekleyen devletler olduğunu bilmeli, sahte düşmanlık gösterilerine itibar etmemelidirler. Bütün Türk dünyası Türkiyemizin ayağa kalkmasını bekliyor. Aliya izzet Begoviç’ten emanet Bosnamız, yıldırım handan emanet kosavamız, evladı fatihan yurtlarımız, Büyük kardaşımız azerbaycanın gerçek sahipleri oğuz Türkü kardaşlarımız ve Kafkasya, Kırım ve nihayet bütün Türkistan.
Son on yılda kalkınan ve ilayı kelimetullah yolunda olduğunu hissettiren Türk milleti, içte ve dışta hainler ve düşmanlar ile çevrelenmeye çalışılmakta ve yolu kesilmek istenmektedir. Biz kimin bizi neden sevdiğini ve kimin neden sevmediğini gayet iyi biliyoruz. Aziz Türk milleti Rabbinin kendisine verdiği kutlu vazifeyi muhakkak yapacaktır ve bu yolda en büyük yardımcısı da Allah (c.c) dır.
Rahmetli büyüğümüz, gerçek Türk millyetçisi Ebul fevz elçibey, sen rahat uyu.inşaallah güney ve kuzey diye tarif ettiğimiz, azerbaycanımızın Tek ve bir Azerbaycan olacağı zaman yakındır inşallah. Macaristanda yaşayan asil kardaşlarımızın kurmuş olduğu jobbik partisinin başkanı yigit Türk evladının dediği gibi, Türkiye Müslim, gayrimüslim bütün Türk dünyasını birleştirecek güce ulaşacaktır.Oğuz birliği, büyük birliğinde gücü olacaktır. Nerede bir mazlum var ise, ne dinine nede etnik kimliğine bakmasızın yarasını saracağı günler yakındır. Macaristan boğaçtan başlayan Turan ateşi gitgide bütün Türk dünyasını birleştirecek demir potası gibi yanmaktadır. Bu güç gerçek İslam ittihadını da sağlayacak tek güçtür. Ümmet birliği için samimi hisler besleyenler, Bu yolun Türk birliğinden geçtiğini unutmamalıdırlar.
Güney Azerbaycanlı kardaşlarımız o kutlu güne hazır olsunlar, ümitvar olsunlar, onları unutmadığımızı bilsinler. Her sey rabbimin rızası içindir. Vesselam.