Değerli dostlar yine yeniden zor ve çetrefilli bir sürecin içine girdik. Ülkemiz kendi bekası için gerekli ve şart olan barış harekâtını perşembe günü saat 16.00’ da başlattı.
Üç harften onlarca terörist ismi türetmede mahir alçak omurgasız zinde güçler bu kez de Suriye sınırımızdan bize el ense çekmeyi deniyor.
Yenilenin güreşe doymadığı gibi bir iştah güneyimizi mayınlı arazi haline getirip para gücü ile bir araya getirdikleri çapulculara üç harften oluşan isimler takarak bir kez daha sabrımızı taşırdılar.
PKK, PYD,YPG,SDG alfabedeki harfleri birleştirerek oluşturulan bu örgütlere piyon olacak bu kadar akıl yoksunu aceze yaratık olduğu sürece daha çok haltlar yiyecek ve maalesef başımızı ağrıtacaklar.
Alışması zor ama alıştık ihanet ve hiyanet çetelerinin yaptığı kalleşliklere.
Bunların hepsinin üstesinden dün olduğu gibi bugün ve yarında geliriz. Ancak beni esas üzen şey insanlık edep ahlak hak hukuk demokrasi gibi makyajlı kavramları test etmek için turnusol kullanıldığında hemen zıddı ile aynileşiyor bu güruh .Sureti insan görünenlerin siretindeki çirkefi görüyor olma lütfunu bahşeden Rabbime hamd ve şükür ediyorum. İyi ki gafiller safında inadım inat diyenlerden değiliz.
Her zamankinden daha fazlam birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var bugünlerde. Sen ben kavgalarını bir tarafa bırakarak öyle bir kenetlenmeliyiz ki, görenlerin cesareti kırılsın.
Ülkemizin ekmeğini yiyen herkesin bu ülkeye borcunu ödemesinin tam zamanı. Kimi kalemi ile ,kimi kelamı ile ,kimi de gücü kuvveti varlığı ve bedeni ile ....
Değerli Dostlar, düşmanlarımız ortak ve iyi bir fırsat yakaladıklarını düşünerek milletimizi köşeye sıkıştırmaya bir kez daha yeltendi.
Bir kaç onurlu ülke hariç hepsinin ortak amacı milletimizi zor durumlara sokmak. İçerden de ciddi destek alıyor olmaları cesaretlerini artırıyor.
Dişlerini ve çene kemiklerini kırıcı birer demir bilye olduğumuzu unutmuş olmalılar ki, esip gürlüyorlar.
Zafer için sefer diyen göz bebeği ordumuz ve güvenlik güçlerimizin moral ve motivasyona ihtiyacı var.
Herkes bu uğurda elindeki ve eteğindekileri dökerek şerre fren hayra gaz olmalı.
İtler hep ürür kervan ise gidilen yol boyu düzülür. Dışardaki itleri görüp iç çekerken içimizdekilerinin ürümesine bu millet daha fazla tahammül gösteremez. Bu gerçekliği bilerek havlayın. Daha fazla gürültü ermeyin. Edersem ne olur diyenler varsa buyursun ürümeye devam etsin.
CİN HASTANESİ
Hekimlik hayatım boyunca hastalarıma yardımcı olurken bütüncül düşünmeyi tercih ettim. Kırk yıla yaklaşan mesleki süreç içerisinde itildim kakıldım ama ilkelerimden taviz vermeden mücadelemi sürdürdüm. Otuz yıl önce uygulamaya başladığım akupunktur tedavisi ile binlerce insana zarar vermeden faydalı oldum ki, hala o yıllardan hastalarım var.
Bütüncül tıp anlayışım ve merakım beni geçtiğimiz hafta Çeçenistan’nın başşehir Grozni’deki cin hastanesine götürdü. Hastane müdürü ve aynı zamanda sağlık bakan yardımcısı Davut beyden hastane hakkında ayrıntılı bilgi aldım. Cinlenmiş hastalara görüştüm. Yapılan tedavileri izledim.
Hastane iki katlı modern ve tertemiz. Dünyanın bir çok yerinden ve hatta ülkemizden gelen hastalar var.
Hastalar gruplar halinde alınıyor ve Kur’an ayetleri okunarak hastalıklı olanlar ayırt edilip ikinci kattaki tedavi odalarında tedavilerine başlanıyor.
Günlük hasta sayısı 150-200 civarında ve hastanede 45 personel çalışıyor.
Konsültan hekim olarak ortopedi ve cildiye uzmanlarının bulunma sebebinin travmaların çokluğuna bağlıyorlar.
Hastanede her türlü tedavi ücretsiz ve tüm masrafları Başkan Kadirovun himayesindeki kurulan vakıf karşılıyor.
Rusya rehberi ve sağlık bakanlığı dergilerinde hastanenin detaylı tanıtımı ve insanlar için yararlı hizmetleri ile ilgili makaleler doğrusu bendenizi şaşırttı.
Hastanede hizmetler üç vardiya olarak çalışıyor. Geceleri üç gündüz altı hafız Kuran ayetlerini okuyarak tedavi ediyor.
On yıl önce Grozni’de hizmete başlayan hastanenin yoğun talep nedeni ise bu sene içerisinde Moskova ‘da bir şubesi açılmış.
Önümüzdeki günlerde inşallah bu önemli konuyu detaylı irdelemeye çalışacağım.
Bugünlük de bu kadar.
Kalın sağlıcakla.