Uygulaması Osmanlı sarayında Enderun Mektebi'ne dayanan ve unutulmaya yüz tutmuş “ Enderun usulü “ teravih namazı geleneği, 2010 İstanbul kültür başkenti projesi çerçevesinde bu yıl Ramazan ayında Sultanahmet Camii'nde yeniden başlayacak.
"Teravih-i enderun ve cumhur müezzinliği'' geleneği, 80 sene öncesinin Ramazanlarında İstanbul'un bütün camilerinde ve konaklarında uygulanıyordu. Bu usulde kılınan teravihlerin en önemli farkı, 20 rekatlık teravih namazının her dört rekatının, Türk musikisinin beş ayrı makamında kılınması ve bu makamlarda bestelenmiş ilahilerle süslenmesidir.
Enderun usulü teravih namazı, adından da anlaşılacağı gibi, Osmanlı Sarayı’nda doğmuş bir uygulama şöyle ki: Müezzinin okuduğu kamete göre yatsı namazının farzı uşşak ya da hicaz makamında kılındıktan sonra teravih namazının ilk dört rekatı rast, ikinci dört rekatı hüseynî, üçüncü dört rekatı bestenigâr, dördüncü dört rekatı eviç, son dört rekatı da acemaşirân makamlarında kılınır.
Bu usulle kılınan teravihlerde cemaat zamanla makamlara aşina olurdu. Hatta namaza geç kaldığında makamı takip ederek hangi dört rekatta namaza kavuştuğunu anlayabilirdi.
Osmanlıdan miras kalan bu gelenek, Türk Musıkisi makamlarına vakıf imam ve dört müezzin tarafından Enderun usulü teravih namazları ibadete ayrı bir güzellik ve coşku katacaktır.
Teravih uzun bir namaz. Allah’ın huzurundasınız, asla sıkıcı olmaz; ancak namaz uzun olduğu için fizikî bir yorgunluk olabilir. Hem maddeten hem manen bu namazı monotonluktan kurtarıp daha ahenkli, daha güzel bir hale getirmek için ecdat böyle güzel bir erkanı uygun bulmuş. Değişik makamlarla süsleyerek, namazı daha coşkulu, daha zevkli, daha güzel bir hale getirmeyi murat etmişler.
Dört rekatta bir değişen makamla sanki namaza yeniden başlıyormuş gibi yeni bir canlılık getiriyor bu usul. Makamların seyrinde pesten tize doğru yükselen bir tertip var, o da ayrı bir canlılık katıp ruhu diri tutuyor. Bu erkan namazın şartından değil: Olmadığı zaman bir şey kaybettirmez; ama olduğunda daha güzel oluyor, ibadeti daha cazip, daha zevkli hale getiriyor.
Bu güzel geleneği şehrimizde de neden yaşatmayalım ?
Bu uygulamayı yaşatmak lazımdır. Bu uygulama zor değildir. Son yıllarda Türk musıkisi makamlarına aşina müzezzinlerimizin sayısı artmıştır. Bu konuda geçtiğimiz yıllarda İl Müftülüğümüzce bazı din görevlilerinin “ Kahramanmaraş Musıki derneğinde “ musıki eğitimi aldıklarını biliyoruz.
Türk Tasavvuf musıkisi alanında” Kahramanmaraş musıki cemiyetinin” bu alandaki fevkalade hizmetler yaptığı bilinmektedir. İlgi duyan din görevlilerine il müftülüğü organizesi ile Musıki cemiyetinden de destek alarak kurslar tertipleyebilir. Gerekli alt yapıyı hazırlayabilir.
Müftülüğümüz bu konuda gerekli girişimleri yapmasını, En azından şehrimizde bir camimizde Enderun usulü teravih uygulaması yaptırılmasını umuyoruz.
Ayrıca şehrimizde bu ilk yaşanmaktadır. “ Hz. Mevlana Kültürü ve Türk tasavvuf musıkisi ve folklorünü yaşatma derneği ” meydan-ı şerifinde, Ramazan ayında "Enderun usulü” ile teravih namazları kılınmaktadır. İl müftülüğümüz bu dernek yöneticileri ile irtibata geçerek bu uygulamadaki güzellikleri şehrimize yayabilir.
İstanbul’da bu sene başlayan 30 camide uygulamaya geçecek olan "Teravih-i enderun ve cumhur müezzinliği'' geleneği, şehrimizde de neden uygulanmasın ? Ulu camimizde neden Enderun usulü ile teravih namazı kılınmasın?
Bu vesile ile Mübarek Ramazan ayının İslam alemine ve memleketimize hayırlar getirmesini Cenab-ı Allah tan niyaz ederiz.
Selam ve sevgilerle,