İlki Atatürk Üniversitesi’nin ev sahipliğinde Erzurum’da, ikincisi Karadeniz Teknik Üniversitesi’nin ev sahipliğinde Trabzon’da, Üçüncüsü Sakarya Üniversitesi'nin ev sahipliğinde Sakarya’da, dördüncüsü Muğla Üniversitesi’nin ev sahipliğinde Muğla’da gerçekleştirilen Uluslararası Tarih Eğitimi Sempozyumlarının Beşincisi İstanbul Üniversitesinin ev sahipliğinde 10-12 Mayıs tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirildi.
Sempozyum notları:
Refik Turan: En üst düzeyde yaptığı temsiliyet ve katılımıyla en büyük desteği sunmuş oldu.
Bahri Ata, neden Bahri Ata olduğunu bir kez daha iliklerimize kadar hissettirdi. Bazı hocalarımızın bildirisini sunar sunmaz kaybolduğu etkinlikte, toplamda 35 bildiriyi dinlediğini belirterek onca donanımına, birikimine rağmen hala öğrenme arzusu ve tutkusunda olduğunu gösterdi.
Hasan Aydın hocamızın konuşması entelektüel hocalara olan açlığımızı bir nebze olsun giderdi.
Vahdettin Engin, birikimiyle nasıl istifade edilmesi gereken bir değer olduğunu bir kez daha gün yüzüne serdi. Onca yoğunluğuna rağmen İSHE’lere katılım gösterme gayretine şükran borçluyuz.
Emel Engin: Enerjisi ve ışığıyla sempozyuma renk kattı. “Evimizde Tarih” programıyla Vahdettin Engin hocamızın sadece öğrencilerinin değil, herkesin istifade etmesine imkan tanıdı. Bu programla Popüler tarihçilik alanını Kadir Mısıroğlu ve benzeri türevlerine bırakılmadığını görmek heyecan verici.
Ahmet ŞİMŞEK: Mehmet Ö. ALKAN hocamızın tabiriyle tek başına bir sivil toplum örgütü. Tarihyazımı çalıştayları, Tarih Eğitimi sempozyumları, editöryal çalışmalar ve TUHED harika işler yapmaya devam ediyor.
Mustafa Safran: Hocamızı gözlerimiz çok aradı ama programı hasebiyle katılamadı.
İbrahim Turan: Hocamız sekreterya ekibi gibi sürekli bir yoğunluk durumunda idi. Akademik havayı küçük yaştan teneffüs eden tatlı çocuğuna sevgilerimizi iletiyoruz.
Sekreterya Ekibi: Bu tür etkinliklerin görünmeyen mimarları…
Mehmet Ö. Alkan: 27 Mayıs Darbesi üzerine yaptığı sunusunun tadı dinleyicilerin damağında kaldı.
Ahmet Vurgun: Sakarya-Muğla-İstanbul üç sempozyumda da nezaketi, ilgisi ve samimiyetiyle bir kez daha gönlümüzde yer etti.
Ve ismini zikredemediğimiz daha birçok hocamız katılımlarıyla sempozyumu onurlandırdı.
Sempozyumda öğretmen eksikliği vardı ve bu husus dile getirildi. Öğretmenlerin çoğu İSHE’yi bir kenara bırakalım sempozyum kavramından bihaber. Kendilerini geliştirme gayretlerine dair en ufak bir emare de ufukta görünmüyor.
Bilgisi, ilgisi olanları da Milli Eğitim Müdürlükleri sağ olsun, işleri yokuşa sürüp, bakanlığın bilimsel faaliyetler üzerine yayınladığı genelgeyi hiçe sayarak, Master-Doktora vb akademik süreçleri Milli Eğitim’e angarya gören zihin yapılarıyla meslekten soğutma noktasında var güçleriyle çalışıyorlar.
Öğretmen Yetiştirme Genel Müdürlüğü bu husus üzerine bir kez daha Milli Eğitim Müdürlüklerine uyarı da bulunması yerinde olacaktır.
Sempozyumun ikinci gününde, Vahdettin Engin hocamızın oturum başkanlığında uzun zamandır yoğun bir çalışma süreci içinde olduğum “Popüler Tarihçilik Açısından Necip Fazıl Kısakürek’ in Eserlerinde 2. Abdülhamid” başlıklı bir bildirimi sundum. Vahdettin Engin’de bu konunun önemine bu vb. çalışmaların artması hususunda teşekkürlerini ve desteklerini belirtti.
Popüler tarihçilik oturumu sempozyumun en güzel oturumlarından biriydi bu vesile ile tüm konuşmacı ve katılımcılara şükranlar. Bu alanın profesyonel tarihçilerce önemsendiği görmek gelecek adına mutluluk verici.
Son tarih yazımı çalıştayının sonuç raporunda da buna dair bir madde bulunmakta, meraklıları rapora göz atabilir. http://www.tarihyazimi.org/
Gelecek İSHE’de görüşmek dileğiyle…