Elbette ümit varım, ancak vaat edilen ‘dindar neslin’ yetişeceğine olan inancım gittikçe zayıflıyor. Nedeni görsel ve yazılı basının çoğundan nur yerine kir akıyor olması. Bu gün oluk oluk kir akıtan TV Kanallarının bir ikisinden söz edeceğim sizlere…
Biz vatandaşların vergileriyle kurulan ve devletin kanalı denilen TRT bunlardan birisi. Sanki Başbakanın‘dindar nesil’ projesine köstek olmak için kurulmuş bu kanallar. Geleceğin dindarları olarak yetiştirilecekleri müjdelenen yavrularımızın nerdeyse dinsiz yetişmelerini ister biçimde yayın yapmaları bunun göstergeleri. Bu kanallarda öyle ucube filimler ve çizgi filmler yayınlanıyor ki sebebini anlamak mümkün değil. Bu filmleri izleyerek büyüyen yavrularımızın dindar birileri olarak yetişmelerine inanmak ahmaklıktan başka bir şey değil.
TRT de gösterilen Herkül isimli çizgi film bunlardan biri. Çizgi filmde büyüklü küçüklü onlarca tanrı, tapınak ve putlar… Anlayacağınız İslam’a tamamen zıt, sapıklığın her çeşidi mevcut. Bu tür çizgi filmlerle büyüyen yavrularımızın nasıl olacakta dindar bir nesil olarak yetişeceklerini ve TRT’nin nasıl bir gayeye hizmet ettiğini takdirlerinize bırakıyorum…
‘Çocuğunuza TRT’yi izletmeyin kardeşim’ diyenler çıkabilir. Elbette onlara bir soruda bizim sorma hakkımız var. İyide devletin kanalının yerine hangi kanalı izletelim kardeşim?
Gelecek nesillerin beynini yıkama görevi üstlenmiş TV Kanallarından bir diğeri de A9 logosuyla yayın yapan kanal. Bu kanaldan da nur akmadığı kesin. Sahibi kimilerine göre bir dini cemaat lideri, kimilerine göre bir araştırmacı yazar ve bir bilim adamı. Kimilerine göre saygın bir Hoca Efendi, kimilerine göre ise ahir zamanda gönderileceği bildirilmiş olan, insanlığı zulüm ve sıkıntı ortamından kurtaracak, yeryüzündeki fitneleri ortadan kaldıracak, tüm dünyaya barış, adalet, bolluk, huzur, mutluluk ve refah getirecek olan Mehdi Hazretleri... Kendisine yapılan bu yakıştırmalardan hiç birisine benzetemediğim işte bu zat-ı muhterem, cemaatiyle birlikte Ateizm, Darwinizm ve Siyonizm karşıtı görüşlerini yazdığı kitaplar ve hazırlattığı belgeselleri kurucusu olduğu Bilim Araştırma Vakfının sitesinde ve sahibi olduğu A9 isimli TV kanalında yayınlatıyor. Bu ve birçok farlı yolla ‘Dünya çapında barış, huzur ve sevgi ortamı oluşturmak’ diye sunduğu amaçlarını gerçekleştirmeye çalışıyor.Bu amaçla her gün kendi kanalında canlı yayınlanan bir programa da konuk oluyor. Gece kulüplerindeki sazlı sözlü rezillikleri aratmayan bu programlarda kendisine eşlik eden kadın konuklarıyla da görsel ve işitsel anlamda hayli ilginç anlar yaşıyor. Elinde müzik setinin uzaktan kumandası hoşuna giden bir müzik bulana kadar zampik yapan bu densiz, bulduğu kıvrak namenin sesini iyice yükselterek çekici güzel bayanlarıyla müziğin temposuna kapılarak bir yandan kıvrak danslardan örnekler sunarken bir yandan da irenç sesiyle kendinden geçmişçesine şarkılara eşlik ediyor.
Uzun söze gerek yok efendiler! Hoca denilen adam bunu yaparsa dindar olarak yetişmelerini beklediğimiz gençlerimiz neler yapmaz? Önemli olan bu sorunun doğru cevabını bulmak ve bu rezilliklere müsaade eden kişi ve kurumlardan hesap sormak değil mi? Yoksa her fırsatta ‘biz dindar nesil yetiştireceğiz’ diye etrafa afra tafra satmanın bir kıymet-i harbiyesi olmasa gerek…
Mefkûresiz insanlar, ‘Parayı bulunca komünizmden, kocayı bulunca feminizmden, ölümle burun buruna gelince de ateizmden vazgeçerlermiş.’ Vallahi doğru. Gençlerimiz ne yazık ki uzun bir süredir mefkûresiz yetişiyor. ‘Bey belirsiz’ bu yüzden meydanlar ıssızlaştı ve de uğursuzlara kaldı. Başka bir deyişle meydan çakallara kaldı. Kimin eli kimin cebinde bilinmez oldu. Sapla Saman, Maraş tabiriyle Batman Çağıla Karıştı. Kim iyi kim kötü bilinmez oldu. Kim dost kim düşman sezilmez oldu. Eskiler ‘Devlet Millet için vardır, Millet de Devlet’i için yaşar’ derlerdi. Şimdikilerin böyle söylemediği kesin. Çünkü zamane büyüklerinin kimisi evlatları kimisi damatları kimileri şeyhleri kimileri de etnisiteleri için yaşıyorlar maalesef.
Eskiler inandıkları ne varsa söze dökmüşler, uçup gitmesin diye. Biz bu sözlere Ata Sözleri diyoruz. Ataların boşa söylenen (areğe giden) sözleri olmaz diyoruz. Birbirinden güzel ve anlamlı bu sözlere kutsal metinler gibi sahip çıkalım diyoruz. ‘Eden bulur. Ah yerde kalmaz. Adalet ile hükmetmeyenlerin saltanatı tez göçer. Askere kem söz söylenmez. İslam’a, Türklüğe ve Devlete asla sövülmez ve sövdürülmez’ maalesef bu güzel sözlere kulak asan kalmadı.
Yenilere göre ‘Eski çamlar bardak olmuş. Eskiler geri gelmemek üzere gitmişler. Dün dünde kalmış.’ Gidenlerin geri gelmediğini biliriz amma Üstadın dediği gibi ‘ O Cins atlara binerek giden O güzel insanların’ geri gelmelerini de dört gözle bekler dururuz… Dönüşleri tez olur inşallah.