Geçenlerde benim çocugu, somun alması için bakkala göndermiştim. Çocuk anlamsız anlamsız yüzüme baktı. Somun nedir babacıgım? dedi. Somun somundur işte, bunda anlamayacak ne var diye çocuga çıkışmak isterken birden irkildim. Evet bu çocuklar somunu bilemezlerdi, anlamazları . o nedenle mahcup bir eda ile, somun ekmektir yavrum diyebildim.
Somunun adı ekmek olduktan beri hayatımızda çok şeyler degiştigini anladım. O nedenle bu günkü yazımda biraz nostalji takılmak istedim.
Daha süper, mega, hiper marketlerimiz bilinmezken, her sokagın başında bizim mahalle bakkalımız vardı. Camekanlı ekmek sandıklarında dizi dizi somunlar olurdu.
Ayrıca somuna göre daha elit kokan çarşı ekmeklerimiz de vardı. Somun her evin müdavim gıda oldugu halde. Çarşı ekmegi bakkalda satılmaz fırınlarda taze olarak satılır arada sırada alınırdı. Günümüzde fırında pişen patlıcan tavasının, mütemmim cüzü olarak tüketilen, sıcak tavaya el yanmaması için altına ve üstüne yayılan şimdiki pide ekmeginin ta kendisidir.
Somun, sanayide herhangi bir hırdavatçıda satılan bir metal parçası degildir. Yada Kahramanmaraş ta gençlerin dondurma yedikleri cafelerden herhangi birinin adı da degildir. Somun, Anadolu insanının sofrasının baş tacı, yerde gördügünde hürmeten öperek alıp, duvar kovuguna koydugu kutsalıdır.
Çocuklugumuzda bakkal amcamızdan, bazan tüm somun, bazan yarım somun, bazanda urub somun alırdık. Yarım ekmek istedigimizde, bakkal amcanın bilge bir eda ile ekmegi tam ortadan itina ile kesmesi, eşitliginden emin olabilmesi için terazinin kefelerine koyarak eşitligini kontrol etmesi, çocuklugumuzda yaşadıgımız sıradan hareketlerdendi.
Bazan acıktıgımızda yada evdeki yemegi begenmedigimizde bakkalımıza varıp, urub somunun arasına havla ( helva ) alıp yemenin zevkini, itiraf etmeliyiz ki şimdi mükellef sofralarımızda o lezzeti alamıyoruz.
Tüm somun, yarım somun, urub somun; çocuklarımızın bilinmeyen kelimeleri arasında. Urubun karşılıgının çeyrek oldugunu çocuklarımız nerden bilecekler. Bilseler bile, Bakkal amcalarına varıp urup somun arasına havla ver amca, deme zevkini hiçbir zaman yaşayamayacaklar.
Ekmekler son günlerde büyüdü. Fiyatı da iki katı oldu. Marketten ekmek alırken en az bir ve birin katları şeklinde almak zorundasınız. Yarım yada çeyrek ekmek alma şansınız yok.
Halbuki eskiden herkes ihtiyacı kadar yarım yada çeyrek ekmek alabiliyordu. Israf ta olmuyordu.
şimdi bu dolaylı israfın önlenmesi için, bakkalımızdan belki yarım ekmek alma şansımız olmayabilir. Ama fırınlarımız yarım ekmek kapasitesinde yarı fiyata küçük ekmek çıkartamaz mı ?, yada ikili kopmalı ekmek yapamazlar mı ?. Yapabileceklerini düşünüyoruz.
Artık adının somun yada ekmek olması önemli degil. Devir hesap kitap iktisat devri. Eger Ihtiyacımıza göre marketten yarım ekmek alamıyorsak. Mecburi olarak aldıgımız diger yarım kısmını israfına sebep oluyoruz demektir. Israfında helal olmadıgını bilenlerdeniz
Çözüme katkı olacaklara müteşekkir olacagımızı bildirerek, Selam ve sevgiler sunuyoruz.