Uyanış ve üç değerli eser

.

     Mart ayıyla birlikte başlayan ve herkesin her alanda yaşadığı bolluk ve bereketi, coşkuyu, uyanışı uzun uzun anlatmaya zannedersem gerek yok. Baharın habercisi, rahmet ve bereketin müjdecisi olan bu ayda uzun kış mevsiminin sebep olduğu uyuşukluktan sadece insanlar değil tüm canlılar kurtulacak. Bu kurtuluşun adına; “İlkbahar Ekinoksu” diyeceğiz. Yılda iki kez yaşanan gece-gündüz eşitliğinden birincisi olan “İlkbahar Ekinoksu” 21 Martta bize baharın gelişini ve kışın bitişini müjdeleyecek. İlkbahar ekinoksu, güneş takviminde gün-tün eşitliği diye de bilinen özel bir zamanı belirtecek. Bu zaman dilimi Türk toplumlarında Orta Asya'dan beri süregelen bir inanışı (toprağın, havanın ve suyun uyanışını) anlatacak. Bu güne Türk dünyasında “Nevruz” ya da “yeni gün” adı verilecek ve çeşitli törenler ve şenlikler yapılacak. Kış bitecek, yaz gelecek…Tüm bunlar için birkaç gün daha sabretmemiz gerekecek.

     Kış uykusundan uyanan insanlarımız, sosyal ve kültürel çabalarını oldukça yoğunlaştıracaklar. “Vergi Haftası, Girişimcilik Haftası, Deprem Haftası, Yeşilay Haftası, Tüketiciyi Koruma Haftası, Bilim ve Teknoloji Haftası, Yaşlılara Saygı Haftası, Türk Dünyası ve Toplulukları Haftası, Orman Haftası ve Kütüphaneler Haftası” adı altında çeşitli etkinlikler ve kutlamalar yapacaklar. “Dünya Kadınlar Günü, İstiklal Marşımızın Kabulü Günü, Tıp Bayramı Günü, Öğretmen Okullarımızın Kuruluş Günü, Çanakkale Zaferi ve Çanakkale Şehitlerini Anma Günü, Uluslararası Irk Ayrımı ile Mücadele Günü, Dünya Su Günü ve Dünya Meteoroloji Günü” gibi günlerle ilgili anma programları yapacaklar.

     Mart ayında tüm canlılar uyanırda Şairler, Yazarlar ve Ozanlar durur mu? Elbette durmaz. Onlarda uyanacak. Uyanacaklar ve bu bereketli günlerden kendi nasiplerine düşenleri daha sonra dostlarına armağan etmek için heybelerine dolduracaklar. Mart ayına girdiğimiz ilk günlerde, “Ünleri Kahramanmaraş’ımızın sınırlarını çoktan aşmış, yüreklerinden, ‘Vatan ve Millet’ sevdası, dudaklarından, ‘Kuran ve Ezan’ sedası” eksik olmayan üç güzel dostun heybesinden üç güzel eser düştü gönül sofralarımıza. İki güzel dost emek dolu çok değerli çalışmalarını imzalayıp adresime yolama nezaketini gösterirken üçüncü dost son tiyatro eserinin seyir davetiyesini şahsıma ulaştırma nezaketinde bulunmuş. Sağ olsunlar…  

     BİR NESLİN ANILARI

     İlkin Bünyamin GÜNAL Beyefendi tarafından hazırlanan “Bir Neslin Anıları” isimli kitabı aldım elime. Sayın GÜNAL, kendi yaşam anılarını ve o yıllara ait sosyal, kültürel ve siyasi olayları anlatmış kitabında. Şiir tadında bir kitap çıkmış ortaya. Bir çırpıda okunan cinsten olmuş. Okurken her satırında kendi çocukluğumu kendi gençliğimi yaşadım inanın. Kalemine, yüreğine ve emeğine sağlık, Kahramanmaraş’ımızın yakın tarihine ait birçok bilginin bulunduğu bu kitap her Maraşlı tarafından mutlaka okunmalı ve bu kaynak eser her evin kütüphanesinde mutlaka bulunmalıdır.

     BİZE AİT BİR ŞEYLER

     İkinci olarak Sayın Mustafa ÖNYURT Beyefendinin hazırladığı ve Çağrı Yayınları tarafından basılan, “bize ait bir şeyler” isimli kitabı aldım elime. Sayın ÖNYURT, elliyi aşkın makalesini toplamış kitabında. Belli ki çok ciddi hazırlık yapılmış. Çok ciddi emek harcanmış. Ben kitabı, her satırında ‘bize ait bir şeyler’ bulmanın keyfiyle bir solukta okudum. Bize ait her şeyin güzel olduğu gibi Sayın ÖNYURT’un kitabı da muhteşem olmuş. Üstat şeker tadında bir eser çıkarmış ortaya, kalemine, emeğine ve yüreğine sağlık. “Bize ait bir şeyler” isimli bu eseri her Maraşlı mutlaka okumalı ve evlatlarına da okutmalıdır. Tabiî ki Öğretmenlerde…

     TİYATROYU SEVDİREN ADAM

     Sevgili dostum Sayın Salman KAPANOĞLU üç yıl kadar önce Kahramanmaraş Belediyesi bünyesinde; “Kahramanmaraş Belediyesi Konservatuarı Tiyatro Topluluğu” ismiyle bir çalışma başlattı. Sayın KAPANOĞLU kurduğu bu topluluğun hem hocası hem oyun yazarı hem de yönetmeni oldu. Sahnelediği her oyun için üşenmedi, davetiyeleri bizzat kendisi dağıttı. Son olarak 27- 28 Şubat 2011 tarihlerinde kendisine ait olan ‘Hacer Bacı’ ve ‘Püsük Kovalayan Bilgisayar’ isimli iki oyunla bir kez daha çıktı seyircinin karşısına. Salon hınca hınç doluydu. Her zamanki gibi hem kendisi hem de ekibi büyük alkış topladı. Sayın KAPANOĞLU, bu iki güzel eserinde de bizleri yazıp bizleri oynamış. Bir başka deyişle bu coğrafyanın insanlarının yaşamını gelecek nesillere taşıyacak bir eser yaratmış. Diliyle, kostümüyle, mimikleriyle biz Maraşlıları sahneye çıkartmış. Kahramanmaraşlılara tiyatroyu sevdiren adam, aziz dost, Sayın KAPANOĞLU; “Seninde kalemine, yüreğine ve emeğine sağlık.” Ne Mutlu, ‘Baki Kalan Bu Kubbede Hoş Bir Sada’ bırakanlara…

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Yazarlar Haberleri