Ülkemizin bir çok sorunları varken bir taraftan da deprem yaralarını sarmak zorunda kalmıştır. 6 Şubat asrın depremine, Türkiye dayanmaya çalışıyor. Devlet millet el ele vererek düşmanlarımızı çatlatırcasına dünyaya örnek sosyal ve dini vazife uhdesinde yaralar sarılıyor.
Zor bir süreçten geçiyoruz; bir çok depremzede henüz depremin şokunu atarken evlerini ve mallarını koruma derdine yeni düşmüşlerdir. Yakınlarını kaybedenler attık kendilerini düşünmeye fırsat bulabilmişlerdir. Çünkü depremzedeler bazı sorunlarla karşı karşıya kalmışlardır.
Kahramanmaraş’ta depremden hemen sonra yaptırılan hasar kayıtları şaibeli bir şekilde aceleyle yaptırılmış, konusunda uzman olmayan kişiler hafif hasara, ağır hasar veya orta hasar kararı vermişlerdir. Bilahare itirazlar yapılmış 2-3 ay içerisinde yeniden incelemeler yapılmış ve daha sonra mahkeme süreci başlamıştır.
Tabii yeniden inceleme sürecindedepremzedeler ilk verilen ağır hasarlı karar çerçevesinde evlerini terk etmişler, ağır hasarlı evlere girilmesi yasak edilmişti. Depremzedeler eşyalarını kurtarmak için bir taraftan kurtarıcı arıyor, bir taraftan camını kapısını söktürmeye uğraşıyordu. Fırsatçılar eşyaları ucuzdan alıyorlar, vinç nakliye fiyatları uçmuştu.
Yeniden inceleme sonucu bir çok bina ağırdan hafif ve ortaya dönüşmüştü. Fakat bu kez depremzedeler eşyalarının çoğunu ya ucuz satmış veya dağıtmıştı. Hafif hasarlı bina sahipleri buna şükür diyerek kendi yağı ile kavrulmaya çalışmaktadır. Ama orta hasarlı bina sahipleri için uzun bir maraton başlamış oldu.
Hükümetin orta hasarla ilgili çarpıcı açıklamaları depremzedelerin kafalarını karıştırmıştır.Öncelikle Orta hasarlı binaların yıkılması açıklanmış, tepki karşısında vazgeçilmiş ve bu kez güçlendirilmenin yapılması için çok ağır şartlar getirilmiş. 45 maddeyi bulan şartlar depremzedeleri bıktırmıştır. Orta hasarlılar hem evlerine giremiyorlar hem de güçlendirme izini verilmiyordu. Garibim depremzedeler ne yapsın? Üstelik güçlendirme için devletin vereceği katkıdan dahi vaz geçmişler, yeter ki bir an önce izin verilsin de evlerini yaptırıp içine oturabilsinler derdindeler. Bunun yanı sıra belediyelerden gereken ilgi görülmemiş süreç hep uzatılmakta olduğu serzenişinde depremzedeler. Fakat Elbistan ve Malatya da Orta hasarlı binalarının sorunları çözüldüğü görülmektedir.
Diğer taraftan şehrin deprem haritası depremden önce 2013 yılında yaptırılmış ve uygun olmayan alanlar tespit edilmiş ancak uygulamaya konulmamıştı. Bu kez Depremden sonra uygun olmayan alanlarda bulunan orta hasarlı binaların yıkılması gündeme gelmiştir.Bu haritaya itiraz eden uzman kişiler tarafından bu haritaya itiraz edilmektedir. Böyle bir uygun olmayan alan vardı da neden belediye buralara imara izin verilmiş? Neden çok katlı binalara imar izni verilmiş? Bu kez mikrobölgeleme çalışması alel acele güncellenmiş ancak hatırı sayılı binalar ve özel okulların uygun olmayan alandan çıkarıldığı görülmüştür.
Kızgın depremzedeler kendi aralarında seslerini duyurmak için “Orta HasarlıMağdurları Platformu”kurdular. 3 kez yaptıkları eylemlerle seslerini duyurmaya başladılar. Halen platformun eylemleri devam etmektedir. Bu sırada Hükümet riskli alanlara ilişkin kanun çıkarmıştır. Sözkonusu kanun da orta hasarlı binaları da kapsama korkusu ile depremzedeler yeni bir endişeye kapıldılar. Eğer fay hattı ve uygun olmayan alan uygulaması yürürlüğe girerse Kahramanmaraş’ta 250 bin kişinin etkilenmesi sözkonusudur.
Kahramanmaraş ‘ta hak aramak için depremzedeler böyle bir platform kurmuşlar ve eylem yapıyorlarsa hemen sorunları dikkate alınmalıdır. Çünkü Kahramanmaraş’ta böyle bir platformun kurulması ender bir olaydır. Zira bu sorun sadece Kahramanmaraş’ın değil Türkiye’nin sorunudur.
Depremzedeler “Uygun olmayan alan” kavramının kaldırılması, orta hasarlılara güçlendirme izni verilmesi, riskli alana bölgemizin alınmaması taleplerinin belediyeler veya Bakanlığın acilen çözmesini beklemektedirler. Çözüm bulmayan yetkililere halk kızgın ve seçimde göstereceğiz demekteler.
Sloganları “Evimi yıkma, milli servettir”“Orta hasarlı ortada kaldı”