12 Haziran Genel seçimlerine 27 parti katılıyor. Yapılan anketlere baktığımızda iktidarın değişmeyeceği gözüküyor.
TBMM’ye Ak Parti, CHP, MHP ve bağımsızların gireceği neredeyse belli gibi. Baraj sorunu olmayan bu üç parti oy yüzdelerini ve milletvekili sayısını artırmak için büyük çaba harcıyorlar.
12 haziran seçimleri ile ilgili bir beyin fırtınası yaptığımızda, olasılık ve senaryolara baktığımızda, Ak Parti referandum sonuçlarında ortaya çıkan % 58 bandını kendine hedef koymuş gözüküyor. Bu yüzde seçim sonuçlarına yansır mı bunu kestirmek şimdiden çok zor. Ancak 22 Temmuz 2007 seçimlerinde aldığı % 47 oy seviyelerini anketlerde de koruduğu ortada.
Cumhuriyet Halk Partisi Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkanlığa seçildiği günlerde yapılan anket sonuçlarını bu aralar yapılanlarda yakalayamıyor. Sanırım bunda siyasi söylem etkili oluyor. Yargıda devam eden kimi davalar ile ilgili söylemleri, üslup açısından vatandaş tarafından anlaşılmıyor. Sanırım bu davalarda isimleri geçenlerden birkaç kişiyi de aday yapması CHP açısından seçimde başarı değil de başarısızlık getirir diye düşünüyorum. Tabii bu çevrede edindiğim izlenimlerle elde ettiğim bulgulardır. Yarın bu anlayış değişime de uğrayabilir.
Milliyetçi Hareket Partisi’ne gelince referandum sancısı ile Genel seçimlere giriyor. Referandumda oyunun rengini belli eden kimi milliyetçi tanınan insanlara yönelik sert eleştiriler, sandığa nasıl yansıyacak bunu kestirmek şimdilik çok zor. MHP’nin baraj sıkıntısı olacağını düşünmüyorum. Kahramanmaraş’ta ki başarasına gelince, öncelikle Ak partinin belirleyeceği isimlerle doğru orantılıdır. 29 Mart Yerel seçimlerinde MHP’nin aldığı oy’u esas kabul ederek bir senaryo kurgulayacak olursak MHP 2 milletvekili çıkartır. Aslında senaryolar daha fazla ve çeşitlendirmemiz mümkün olmakla birlikte ben sözü 20 Mart 2011 Pazar günü Ak Parti’nin yapacağı Teşkilat yoklamasına getirmek ve onu irdelemek istiyorum.
Teşkilat yoklaması belirleyici olur mu?
Ak Parti daha önceki seçimlerde de Teşkilat yoklaması yapmıştı. Sanırım bu defa biraz daha geniş katılım söz konusu.
Yarın yapılacak olan bu oylamada 2500 civarında teşkilat mensubu 106 aday adayı için oy kullanacak.
Edindiğim bilgilere göre, her üye 8 isim yazmak zorunda.
Yani oy pusulasında 8 ismi yazmayan üyenin oyu geçersiz olacak.
Oy kullanan teşkilat mensubu 7 ya da 9 yazması halinde o oy geçersiz kalacak. Sanırım bu mecburiyet ile teşkilatın adayları arasında yapılacak olan paslaşma en aza indirilmesi hedefleniyor.
Ak parti kulislerinde yaptığımız araştırmalara göre, aday adayları kendi aralarında destek sözleri veriliyormuş. Sanırım bu sonuçlar açıklandığında ortaya çıkar. Teşkilat bu paslaşmaya ne der? Genel Merkez bunu görmezden mi gelir? Orası şimdilik bilinmezliğini koruyor.
Temayül sonuçları burada açıklanacak.
Temayül hem çok önemli hem de önemsiz.
Diyorlar ki; Temayül sonuçlarının adaylık yarışında kriter olarak belirlenen ölçülerden bir tanesi.
En çok oy alanın listeye girme garantisi yok.
Bu anlayışın doğruluğunu ya da yanlışlığını yargılayacak değiliz. Ancak temayül sonuçlarında ilk 20 içinde yer alamayan isimlerinde listelerde yer verileceğine de inanmıyorum.
Temayülde sonuncu olan bir aday listede kendine yer bulursa, bu da teşkilatın bir itibarının olmadığını, oylamanın da bir öneminin bulunmadığı gibi bir izlenim doğurur ki, bu da teşkilatların seçimlerde çalışma şevkini kırar diye düşünüyorum.
Temayülde ilk 20 içinde yer alan isimlerin listeye girme şanslarının diğerlerine göre biraz daha fazla olduğunu düşünüyorum.
Ak Parti başta olmak üzere siyasi partilerde kadın aday başvurularının artmasından ben büyük memnuniyet duyuyorum.
Bu seçim ortamının gergin geçmesini engellediği gibi, kavga, gürültü gibi istenmeyen olayların azalmasına da katkı sağlıyor.
2011 seçimlerine katılan bütün aday adaylarına, partilere başarılar diliyorum. Pazar günü Batıpark kapalı salonda gün boyu olacağız. Ak Partinin nabzını tutmaya çalışacağız.