Eskiden Maliye Memurunu bilirdik…
Bir de tahsildarı hatırlıyorum.
İlçelerde Mal Müdürünü tanıdık...
Vergi Dairesi derken, Defterdar geldi şehrimize...
Maliye dallara ayrıldı.
Şimdi de Vergi Dairesi Başkanlığı var.
Vergi Denetmenleri de ayrı bir birim...
Vatandaşlık borcumuza aracı olan kurumları saydım.
Vergi borcumuzu bu kurumlar aracılığı ile yerine getiriyoruz.
***
Maliye sözcüğünün bende farklı bir yeri vardır.
Çünkü Rahmetlik Babam Maliye memuruydu…
Maliye Memuru Kayahan ERDOĞANYILMAZ.
Babam maliye memurluğu ile gururlanırdı.
Memur olmaktan şeref duyardı.
“Devletin şerefli memuruyum” diyerek övünürdü.
Bir tek takım elbisesi vardı…
Ceketinin kolları eskimesin diye kolluk takardı.
***
Eski tahta masalarda otururlardı.
Masanın bir kısmı çürümeye başlamıştı.
Hademe Mehmet efendiye kızarlardı.
“Paspası masaya değdirme, çürütüyorsun” derlerdi.
Bu söylediklerim 40-50 yıl öncesine ait..
Şimdi masalar çelik, koltuklar dönerli oldu.
Kopya kalemin yerini klavye aldı.
Çocukluğum maliye koridorlarında geçti.
Parasız yatılı sınavını kazanışımı memur amcalarla kutlamıştık.
Devlet, memurunun çocuğunu aldı ve okuttu.
Yatılı mektep ve üniversite sonunda ben de memur oldum.
Devletime borcumu çalışarak ödedim.
Şimdi serbest çalışıyorum ama memurluktaki heyecanı da unutmuyorum.
Ayağımı yorganıma göre uzatmayı hem babamdan hem de kendi memurluğumda öğrendim.
Devlete saygıyı ve güveni burada öğrendim.
***
Vergi Haftası devam ediyor…
Bu nedenle hatırladık maliyecileri.
Rahmetlik babam sayesinde geçmişe gittik.
Tüm maliyeci memurları tebrik ediyorum.
Sayenizde vergi ödeyerek vatandaşlık görevimizi yapıyoruz.
Ne şartlarda çalıştığınızı iyi biliyoruz.
Buna rağmen gururlanabilirsiniz.
Rahmetlik babamın dediği gibi…
”Şerefli devlet memurlarısınız”
Bu gurur size yeter.
Hayırlı günler.