Mızıkalar çalınır neşe ile gidilirdi nışase,
At üstünde gelir olurdu han kızı kafe
Şimdi kalmadı ne bir seda ne bir ses
Bomba patladı sanılır, alınırsa bir nefes.
Yıllarca vuruştu bu necip millet Urus’a karşı
Yıkıldı, virane oldu, han, hamam, çarşı
Yüreklerine ataş düştü yaktı kavurdu hepsini,
Esir oldu, muhacir oldu ama çiğnetmedi nefsini
Bu millet gururludur, kırılır ama hiç bükülmez
Diz çöktü sanılır ama kesinlikle eğilmez,
Bir ses gelir gurbetten bu nartların sesidir
Bütün dünya sağır olsa, bu ses hürriyetle kesilir. 1985 yılı
Yüzlerce yıl süren mücadeleler neticesinde Rusların işgaline uğrayan Nartların, Hartların ve Sartların ülkelerinde ve bütün Türkistan da yaşanan katliamlar ve sürgünler asla unutulmadı. Kıpçak ve oğuz boylu Türkler nerede ise nüfuslarının yüzde yetmişbeşini kaybettiler bu tarihlerde. Fakat tarihe geçen büyük mücadeleler ve kahramanlıklar, bizlere miras kaldı atalarımızdan. Savaşın edepli ve kahraman kısmını bizler yazdık. Savaşın katliam ve hırsızlık olmadığını, verilen mücadelenin onurlu ve şerefli olabileceğini bütün dünyaya gösterdik. Galiplerin yaptığı bütün edepsizlikleri asla yapmadık. Yendik ve yenildik fakat şerefimizi hiçbir zaman yitirmedik. Mezar taşımıza kahraman düşman, rahat uyu diye yazdıran bir ceddin evlatları olarak tarihe kaydedildik.Yüreklerimiz bir vurduğunda dik olduk ve yenilmedik. Ayrılık ataşı biz yaktığında yenildik ve zulme uğradık. Zan ettik ki bizden alicenaplık gören düşman bize de aynısını yapar, heyhat ki heyhat, asla alicenap kelimesinin manasını dahi bilmediklerini en son Boşnak kardaşlarımıza yaptıkları şerefsizlikler ile bir daha görmüş olduk. Aliya İzzetbegoviç büyüğümüzün ey Türkoğlu diye başlayan nasihatını kulağımıza küpe yapmamız gerektiğini bir daha yaşayarak görmüş olduk.
Yukarıda ki, Kafkasya için yazmış olduğum şiirimi, güzel Kafkasyam düşman ayağı altında çiğnenmesin, ezan susmasın, bayrak inmesin diye şehit ve gazi olan büyüklerime armağan ediyorum. Mekanları cennet olsun inşallah. Bir kısmının ismini paylaşacağım ki, evlatlarımız olduğunda bu isimleri onlara vererek aziz hatıralarını yaşatalım.
Dağıstanın avar (maarulav) boyundan ingiş oymağından Şeyh Şamil Hz. Leri
Kiletl oymağından Murtaza ali bek. Hacı Murat bek,Kumukh hanı Mehmet bek oğlu Surhay bek,Tağazıt bek, Temir Polat Kubat bek,Basarbi baytugan bek, Jane Kırmız bek, İsmail Berkuk bek, Taymin Biybolat bek, Suat Kutat bek, Emir can Pulat bek,İbrahim Çulik bek, Muhammed Giray Sunç bek ve daha niceleri. Kimisi Kabartay, kimisi Avar, kimisi nohço (çeçen), kimisi Kumukh ve Karaçay, Hepsi Rabbin rızası için şehid ve gazi oldular, isimlerini sayamadıklarım beni afv etsinler, insan aklı unutmakla görevli. Fakat yazarak gelecek nesillere unutmamaları için bir dayanak bırakmak ta vazifemiz. Her şey Rabbimizin rızası içindir. Vesselam. 09.01.2018
Bu yazımı onları gelecek teki Türk dünyası ve İslam alemi için hazır olsunlar diye adlandırdığım, oğullarım Mehmet Surhay Tigin bek , Ahmet Tulgar Utkan bek ve kızım İlsu Fatma Uyvar hatuna ithaf etmek ve unutmayın ha demek istiyorum.