Elinizi öper üç çocuğum var, ikisi erkek birisi kız. Büyük oğlum ve onun küçüğü kızım üniversiteye yerleşti. İnşallah sıra küçüğümüzde; o bir yandan lise sonda okuyor bir yandan da üniversite sınavlarına hazırlanıyor.
Üniversite sınavlarına hazırlanıyor dedim ama aslında hazırlanamıyor. Önce kendi geleceği için çok çok önemli olan dershanelerin kapatılması kararı, sonra geleceğe birlikte hazırlandığı hocalarına karşı girişilen linç kampanyası ve devam ettiği dershanelerde kurulan sorgu odaları en son olarak ta ÖSYM Başkanı Ali Demir’in açıklamaları inanın bizim çocukta ne moral nede motivasyon bıraktı.
Her sınav öncesinde ve sonrasında mutlaka bir problem yaratan ÖSYM Başkanı Ali Demir, bu defada sınava beş gün kala problemin en büyüğünü yumurtlamıştır. ‘ Bu yıl sınav sorularının tamamını yayınlamayacağız. Ölçme kabiliyeti yüksek olan bu soruları bazı düzenlemelerle yeniden kullanabiliriz. Bu hedef doğrultusunda sınavlarda sorulan soruların sadece yüzde 20’sini kamuoyuyla paylaşmanın yeterli olacağını düşünüyoruz’ diye açıklama yapmıştır.
Anadolu insanının söylemiyle ÖSYM Başkanı halt işlemiştir. 2 milyon 7 bin 685 adayın müracaat ettiği bir sınava beş gün kala ‘soruları yayınlamayacağız’ diye açıklama yapması asla kabul edilebilir değildir. Bu açıklama sınava hazırlanan çocukların psikolojilerini bozarken ÖSYM’nin daha önceki haksız uygulamalarını bilen anne ve babaları da son derece tedirgin etmiştir.
Bence ÖSYM hatalı soruları önleyemediği için soruları yayınlamak istememektedir. Doğrusu ÖSYM yaptığı her işte kendisiyle çelişmektedir. Aldıkları kararlar çok kısa süre içerisinde tekrar değişmektedir. Önce sınav sorularının yüzde 10'unu açıklayacağız demelerine rağmen sonra bu oranı 20'ye çıkarmışlardır.
Yarın ne olur bilmem ama bence bu karar ya yargıdan ya da Sayın Başbakan veya Milli Eğitim Bakanından gelen ‘soruları açıklayın’ talimatıyla geri çekilecektir. O zaman bu kurumun zaten kaybettiği saygınlığı da tamamen sıfırlanacaktır. Keşke bu işlere hiç girişmese ve göğsünü gere gere başını dik tuta tuta ben sorularıma güveniyorum diyerek ortalarda dolaşabilse.
Başka bir yanlış da şu, ÖSYM ben soruları bir kaç yıl sonra tekrar sorabilirim diyor. Bir kaç yıl sonra sınava girecek adayların en az yarısı zaten daha önceden sınava girmiş adaylar oluyor. Bu öğrenciler ikinci kez sorulan bu soruları tanıyacaklardır. Böyle bir yanlışlığa nasıl meydan verilebilir?
ÖSYM, ‘isteyen gelsin Ankara'da soruları görsün’ diyor. Allah aşkına, sınava giren
2 Milyon öğrenci cevap kâğıdımı görmek istiyorum deyip Ankara’ya gitse ÖSYM sizce hangi birine kitapçığını gösterebilecektir.
Hülasa insanda bir parça Allah korkusu bir parçada utanma duygusu olur yahu. Sınava girecek olan bu yavrular hepimizin çocuğu değil mi? Konuşmaya başlayan tüm yetkililer ağızlarını açtıklarında mangalda kül bırakmıyorlar. Ama sınav öncesi yaptıkları açıklamalarla sınava girecek öğrencilerde en küçük bir mücadele azmi dahi bırakmıyorlar.
Ey halkım, ben evladını üniversite sınavlarına hazırlayan bir baba olarak bu davranışları sergileyen ÖSYM yetkililerini önce; ‘Allah nasıl bilirse öyle yapsın’ diyerek Allah’a havale ediyorum. Sonra onunla da yetinmeyerek, oğlumun emeklerini çalmaya hazırlanan bu emek hırsızlarını mahkemeye vererek kendileriyle yargı önünde de hesaplaşacağımı beyan ediyorum.
Ya siz, çocukları sınava girecek olan saygı değer anne ve babalar ya siz, ‘bu emek hırsızlarıyla ilgili olarak siz ne yapmayı düşünüyorsunuz acaba?