03 Mayıs 2011 tarihinde Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odasında aday tanıtımı yapılacağı yönünde bana bilgiler gelmişti.
Ancak daha sonradan öğrendiğim kadarıyla 8 Mayıs 2011 tarihinde Sayın Başbakanın Kahramanmaraş proğramı nedeniyle Ak Parti milletvekili adaylarının saha çalışmaları nedeniyle ileri bir tarihe ertelenmiş.
İleri tarihten kasıt ise 10 Mayıs 2011 tarihi olsa gerek. Ancak konu CHP’ye iletildiğinde CHP il Başkanı Sayın Galip Yılışın, 15 Mayıs 2011 tarihinde Genel Başkan Sayın Kemal Kılaçdaroğlu’nun Kahramanmaraş proğramı olduğunu ve bu sebepten dolayı adayların ilçelerde olduğunu, mümkünse ileri bir tarihe ertelenmesini talep etmiştir.
Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası, bu tarihin diğer siyasi partilere söylenildiğini gerekçe göstererek, bir sonraki haftaya iptal etmemiş ve bunun üzerine CHP adayları toplantıya iştirak etmemişlerdir.
Cumhuriyet Halk Partisi İl başkanı Sayın Yılışın; TSO uzun yıllardır bütün siyasi partilere eşit mesafede olmuş ve bu sebepten dolayı da birleştirici olabilmiştir. Biz bu tarih olayının üzerine gitmiyor, saygıyla karşılıyoruz. Ancak bundan sonraki zamanlarda buna benzer davranışlar ortaya çıkarsa TSO, kentteki birleştirici özelliğini kaybeder diyerek, düşüncelerini bana iletti.
Bu güzel şehrimizde birlik ve beraberliğin sağlanabilmesi için bizlerde sorumlu gazetecilik yaparak, ortalığı kızıştırmak yerine sakinleştirecek bir yayın politikası uygulamaya çalışıyoruz.
Bunun içindir ki; seçim dönemlerinde hiçbir siyasi partiye linç anlamında bir tecavüze yeltenmiyor, köşe yazarlarımızın bile desteksiz, mesnetsiz yazılarına, yazarı uyararak, dikkat etmesi yönünde ricamız olmaktadır.
Çünkü 12 Haziran’dan sonra insanlar birbirlerinin yüzüne bakacaklardır. Yüze bakılamayacak bir tavrı neden gösterelim ki?
Değerli İl Başkanı Sayın Yılışın’ın bana Özel’de dile getirdiği bu yakınmayı ve eleştirel bakışı yazmam gerektiğini düşündüm. Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sayın Kemal Karaküçük, özel yaşamında sorumluluk hissi içinde davranan, ilkeli, prensipleri olan biridir. En azından bundan sonra TSO’nun barışçıl kimliğini tartışmaya açacak eylemlerden kaçınacak ve biraz daha dikkatli olmaya özen gösterecektir diye yazdım.
*************************************************
Bu iş kasetlerle bitmez….
Benim anlayışıma göre özel hayat; anne, baba, çocuklar arasında geçen bir şeydir. Özellikle toplum tarafından bilinen açıkçası topluma mal olmuş insanların özel yaşamı olmaz.
Bilindiği gibi önce CHP’de şimdilerde ise MHP’de isimler üzerinden bir kaset savaşı yaşanıyor.
Yapılanların ahlaksızlık olduğunu kabul etmekle birlikte, bunların yayınlanması, yayınlayanların bulunamaması da ayrı bir eleştiri konusudur.
Toplumun en küçük çekirdeği sayılan ailede bile bireyler arasında anlayış ve düşünce farklılığı olduğu kadar, ahlaki farklılık ve zaaflarda olmaktadır. Ama bunlara bakarken bireysel bakmalı ve bütünü zan altında bırakmamalıyız.
Bir iki yöneticinin şahsi ihtirasları nedeniyle yaşadığı bazı toplumun kabul edemediği davranışlar üzerinden bütün MHP camiasına yüklenmek de aynı oranda ahlaki bir davranış değildir.
Yüce dinimiz bize; insanların günahları noktasında zifiri karanlık gibi olmamızı emreder.
O halde her ne sebep olursa olsun, etrafımızdaki insanların ayıplarını etrafa ilan etmek yerine önce uyarmak sonra da üzerini örtmeye çalışmak olmalıdır.
Ben böyle düşünüyorum…
Başkalarının ne düşündüğü de o kadar önemli değil.
Çünkü herkes ayrı ayrı hesaba çekilecektir….