Eskiden süvariler atları eğitirken farklı yöntemlerle atları eğitirlermiş. Yem saatleri geldiğinde borazan sesi ile yem başı yaptırırlarmış.
Atların yem borusu sesine itaatkar olduklarını bilindiğinden, yeri geldiğinde zor durumlarda bunu bir aldatma yöntemi olarak ta komutanlar kullanmışlar.
Bilhassa savaşta erzakın azaldığı durumlarda, gemlilerle yapılan nakillerde, atlar huysuzluk çıkardıklarında, Borazancı hemen yem borusunu yanık yanık öttürürmüş. Zavallı atlar yemleneceğini zannederek, hemen huysuzluğu bırakıp, itaatkar bir şekilde hizaya geçer, yem beklemeye geçerlermiş. Bir ümitle yemlerini beklerler ama bir türlü yem gelmezmiş. Öylece komutan amacına ulaşır, zavallı atlarda bağrına taş basarak avunup giderlermiş.
***
Sayın başbakanımızın Pazar günü miting için şehrimize teşrif etmişlerdi. Büyükşehir olma beklentimiz vardı. Kahramanmaraş’lılar olarak Büyükşehir sevdası ile, yem vakti gelen atlar gibi yavaş yavaş huysuzluklarda çıkarmaya başlamıştık.
Ancak sayın başbakanımız bizi üzmedi. Baktı ki Büyükşehir olma arzusu hissediliyor. Hemen müftülük meydanında “ 2014 seçimlerinde 750 bin üzeri nüfuslu iller büyükşehir olacak” diyerek müjdeyi verdi. .
Çok sevinmiştik. Sayın başbakandan müjdeyi almıştık. Büyükşehir borazanının sesini duymuştuk. Kahramanmaraş’lılar olarak bir sonraki 2014 seçimlerine kadar itaatkar bir şekilde bekliyeceğiz. Çok yaşayın sayın başbakanımız. Bizi çocuklar gibi sevindirdiniz.
Siz olmasaydınız halimiz nice olurdu.
Gene de halimize şükrediyoruz. Başbakanımız 750 bin nufuslu iller Büyükşehir olacak derken, maazallah merkez nufusu 750 bin deseydi halimiz nice olurdu. En az 300 bin daha ilave nufus üretmemiz icap edecekti.
Böyle bir hesapta tabiî ki Büyükşehir olmamıza yetmeyecekti. Gençlerimize başbakanımızın en az üç evlat projeside kafi gelmeyecekti. Belki de Zekeri ya beyaz ve Yaşar Nuri den çağdaş fetva desteği talep edilecekti. ” Evlilere; vatan, millet namına, memleket hesabına birer evlat daha yapma mecburiyeti hasıl olmuştur. Hatta ikinci bir hatun istihtam etmelerinde de bir beis yoktur.” Diyeceklerdi. Ortalık karışacaktı.
Beterinde beteri var diyerek halimize şükrediyoruz. En azından başbakanımız bizi Zekeri ya Beyaza muhtac etmedi. Gençlerimizi şu kesatlıkta üç beş diye zora sokmadı. Bizi bir felaketten kurtardınız.
Allah sizden razı olsun sayın başbakanımız. Size söz veriyoruz 2014 seçimlerine kadar huysuzluk çıkarmadan, sessiz sedasız sizi bekleyeceğiz.
Selam ve sevgilerle.