“Her geçen gün hayattan koparılan sayfadır” aslında. Ama büyük çoğunluk bunun farkında bile değildir. Her geçen yıl ise daha önemlidir insan için. Çünkü bu defa giden bir gün değil kocaman bir yıldır.
2015 yılı bütün Dünya’da şiddetin tırmandığı, 3. Dünya savaşının ön provalarının yapıldığı yıl olarak kalacak hafızamızda. Dünya’nın neresinde bir Müslüman var ise orada da bir savaş vardır. Çünkü haçlı anlayışı, ekonomik emperyalizm Müslümanlara adeta hayat hakkı tanımayacak bir düzeye çıkardı.
O güzelim EGE Denizinin adı şimdilerde ölüm denizi olarak anılmaya başladı. Suriye, Irak, Libya ve Afganistan gibi Müslümanların çoğunluk olarak yaşadığı bu ülkelerin vatandaşı savaştan, katliamdan kaçarak umut olarak gördüğü batı ülkelerine ulaşmak için bir ölüm yolculuğuna çıkıyor.
BM verilerine göre 2015 yılında Akdeniz ve Ege denizinde yaklaşık 4000 insan çıktıkları bu ölüm yolculuğunda bedenlerini bu denizlerin soğuk sularına bıraktı.
Burada biz Müslümanların durup düşünmesi gerekmez mi?
Neden hep Müslümanlar ölüyor?
Suriye, Irak, Afganistan, Pakistan, Yemen, Lübnan, Filistin, Mısır, Libya, Sudan, Nijerya ve adını sayamadığım Müslüman çoğunluğun yaşadığı bu ülkelerde, ölen de öldürende Müslüman.
Avrasya ve Ortadoğu ile Afrika kıtasına neredeyse 600 yıl barış ve sulh getiren, bütün etnik kimliklerin barış ve huzur içinde yaşamasını sağlayan Osmanlı İmparatorluğunun yıkılmasından sonra bu coğrafyalar neredeyse 100 yılı aşkın süredir kan ve göz yaşı ile boğuşuyor.
Burada, tam bu noktada üzerimize bir sorumluluk yüklendiğinin farkına varabilecek miyiz? Bu sorumluluğu taşıyacak yüreğe sahip miyiz?
Bu gün Türk askerinin Başika’da ne işi var diyerek mevcut hükümetin daha açıkçası devletimizin politikalarına karşı çıkan ve bunu eleştiren yerli iş birlikçilerine şunu söylemek istiyorum; “Ankara’nın güvenliği Kerkük ve Musul’dan, Şam’dan ve Bağdat’tan geçer. Buralar da huzur yok ise Ankara’da siz rahat oturamazsınız.
O halde 5000 yıllık bir devlet tecrübesi olan bu şerefli millet, Anadolu’nun bekası olduğu kadar Türk ve İslam Dünya’sının bekası sayılan Avrasya’da ya ayağa kalkmayı ya da yok olup gitmeyi tercih etmek zorundadır. PKK canilerinden öldürülen militanlarda haç kolyelerin bulunmasını siz ne ile izah edeceksiniz? PKK bizim kardeşimiz olan Kürtlerin temsilcisi değildir. Asala Ermeni terör örgütü lağvedilmiş yerine PKK kurulmuştur. PKK bir Ermeni örgütüdür. Bir gün bütün Kürt toplumu bunu anlayacaktır. Bu gün Doğu ve Güneydoğu’nun bir çok ilçelerinde ve illerinde yapılan hadiselerde en büyük zararı o bölgede yaşayan Kürt vatandaşları görmüyor mu? O halde PKK kime hizmet ediyor?
Türk Devletinin geleceği okuma ve bu coğrafya üzerinde yapılan operasyonları bertaraf etmek için yaptığı çalışmalardan rahatsız olan Rusya, ABD, İsrail, Almanya gibi ülkeler yanımızda oldukları gibi zaman zaman verdikleri izlenimlere aldanmamak gerekiyor.
Çünkü onlarda çok iyi biliyor ki; 21 asır Türk asrı olacaktır. Bu bölgede yeni yeni devletler oluşturup bölüp, parçalayıp ve yutmak istedikleri bu oyunu Türk Milleti fark etmiş, karşı hamlelerini yapmıştır. Bu hamlelerden rahatsız olan ülkeler Türkiye’yi içeriye mahkum etmek içinde PKK’ya destek vermektedirler. Bunu çok iyi biliyoruz. Ve bu oyun 2016 yılında da bozulacaktır.
**
Türkiye’nin ve Dünyanın içinde olduğu durumu kısaca izah etmeye çalışırken Türk İslam alemindeki bu dağınıklık, bu sahipsizlik kaynağı esasen Allah’ın ipini bırakmamızdan kaynaklanmaktadır.
Müslümanların yaşadığı bu coğrafyalarda insanları farklı etnik kimlik ve mezhep üzerinden tartıştıran ve bunu ihraç eden ülkeleri biliyoruz. 2016-2020 yılları arasında bu ateş o ülkeye de düşecektir. Çünkü yapılan zulüm ve soykırımda en büyük vebal Müslümanı Müslümana kırdırmak için çalaşanlardadır.
Sünni’nin kanını Şii’ye helal şeklinde fetva verenlerin Suriye’de Irak’da nasıl katliam yaptıklarını görüyoruz. İslam barış ve kardeşlik dinidir. Ne var ki bu gün; İslam coğrafyalarında yaşanan bu katliamlar da islam adına yapılmaktadır. En üzücü olan bu durumdan hiç vakit kaybetmeden kurtulmalıyız.
İnşallah 2016 yılında Suriye başta olmak üzere Irak, Yemen, Afganistan gibi ülkelerdeki iç savaş sona erer. Bunun için dua etmemiz gerekiyor.
**
Türkiye son 13 yılda ekonomik olarak büyüyen dünyada tek ülkedir. Ülkemizde barış ve huzurun tamamen sağlanması halinde ülkemiz her alanda büyüme sağlayacaktır.
İnsanlar farklı parti ve görüşlere sahip olabilir. Ancak gidecek başka ülkemiz yok. Milli birlik ve milletin geleceği için küçük hesaplar içinde olmayarak bu milletin bekası için küçük ayrıntılara boğalmayalım. Çalışalım, üretelim.
Bu duygular içinde 2016 yılının Türk İslam alemi ve bütün insanlık için baraşın, kardeşliğin sağlandığı bir yıl olmasını diliyorum.