Yaşam o kadar hızlandı ki, sürekli değişim oluyor, böyle olunca da dünkü bilgileriniz ile yarını yazamıyorsunuz. Dünkü yazımda, “Yeni Dünya Düzeninde, muhtemel ki yeni bir eğitim sistemi ile karşı karşıya kalacağız. Neredeyse her şey sil baştan yapılandırılacağa benziyor. Okulların, idarecilerim, öğretmenlerin, öğrencilerin, medya hatta sivil toplum örgütleri yeni roller alacaklar…” yorumunu yapmıştım.
Takip ettiğim kadarı ile bu düzen Çin Modeli üzerinden bizlere empoze edilmeye çalışılıyor gibi geldi bana! Ancak dün Çin Eğitim Sistemini inceledim, notlar aldım. Pek de bizden farklı yönleri yok. Sadece ana sınıfları 2 yaşında başlıyor ama sıkı duran bir sistemleri var, biraz da katı. Belki bir gün bu konuda yazabilirim. Ama son bir yılda dijital eğitim sistemi yani online eğitim onlar da bizden daha hızlı kurulmuş. Fakat, bizim gibi köyler de onlarda sıkıntılar yaşamış, şimdilerde sistem oturmuş. Anlatıldığına göre, yapay zekâ ile eğitime başlanmış, ödev yapanlar, yapmayanlar, sınav sonuçları bu sistem üzerinden yürütülüyor ve katı bir sistem uygulanıyor, cezalar konulmuş, ödüller ve puanlamada söz konusu…
Neyse hangi sistem olursa olsun, irademizi, edindiğimiz bilgileri ve teknolojileri korumak ve topluma üreten, sorumluluklarını bilen, yaptığı işi seven; daha da önemlisi kutsallarına saygılı nesiller yetiştirmemiz gerekiyor. Bu hem ülkemiz için hem de insanlık için gerekli.
Biliyorsunuz bugün ülkemizdeki öğretim ve eğitim düzeyine bakıldığında, ilköğretim ve ortaöğretimde ‘yaratıcı’ ve üretici olmayan “ezberci” bir öğretim ve eğitime dayalı öğretim sisteminin uygulandığı ve bunun sonucunda derinlemesine bilgi edinilmesinden uzak, test ağırlıklı bir sistemle üniversite kapılarının zorlandığı, bu zorluğu aşarak üniversiteye giren ve bitirenlerin meslek edinmekte zorlandıkları görülmekte ve yaşanmaktadır.
Hakikaten ezbere dayalı bir eğitim sistemimiz var. Tost yiyen, test çözen öğrenciler tanımlaması yapılıyordu ya, hatırlarsınız! Sadece akademik başarı söz konusuydu, ilgi ve istidat devre dışıydı…
Bugün iktidarın da muhalefetinde eğitim sistemimizden memnun olmadığı biliyoruz. Hatta iktidar acilen, bir eğitim reformu yapılmalı diyor. Ancak şu ana kadar ses çıkmadı bu konuda, belki yeni eğitim sistemi içinde bunlar olacak, bakalım!
EĞİTİME AYRILAN BÜTÇE
Bütçeden en fazla payı eğitim alıyor ancak aldığını yutuyor, Bazı üniversiteler, Tıp Fakülteleri hariç lise düzeyinde eğitim veriyorlar. Hadi isimlerini değiştirip, yüksek lise diyelim…
Sınav ve seçme sistemi ayrı bir sorun, artık bir veli olarak çocuklarımı sınava taşımaktan usandık, üniversiteyi bitirmiş çocuklara iş yok, böyle bir şey kabul edilemez. Olması gereken üniversiteyi bitiren her gencin mesleği olmalı. Olmuyorsa, branşlaşmak gerek. Bunu da ilkokuldan başlayarak yapmamız gerekiyor. Teorik ve pratik eğitim birlikte götürülmeli.
Neyse biz yeni sisteme geçelim. Yeni eğitim sistemi elbette çok tartışılacak, ancak pandemi döneminde dijital eğitim sisteminin eksikleri gözlemlendi, muhtemelen yeni yılda bu eksikler giderilmeye çalışılacak.
Birçok öğretmen emekliye ayrılacak, çünkü yeni sisteme adapte olamayan meslektaşlarımızın olduğunu duyuyorum. Kendim de emekli olmasaydım, bu gurubun içinde olurdum diye düşünüyorum. Yeni sistemde yapay zekâ ağırlık kazanacak, çipler olacak mı? Hep tartışma konusu, bu nano çip hakkında da kısa bir bilgi vereyim.
Vikipedi şöyle bir tanım yapmış; “Nano chip (çip) milimetrik büyüklüklere sahip olan üzerinde bilgi barındıran parçacıklardır. Bu çipler insan vücuduna yerleştirilebilme özelliğine sahiptir…”
Gördüğüm şu ki daha vatandaş şaşkın! Yani Yeni Dünya Düzeni kurulacak deniyor, dijital bir imparatorluktan bahsediliyor. Emeğin yerini, yapay zeka veya robotların alacağı söyleniyor. Para sisteminin değişeceği bekleniyor….
Şunu söylemek istiyorum, her alanda teknolojinin kullanılmasında bir sakınca yok ama bu teknolojilerin kullanımı emin ellerde olmalı. Bunun için Türkiye kendi datasını oluşturmalı. Her yenilik insanları insan olmaya taşımalı, şeytanın oyuncağı olmayı da istemiyiz.
Kalın sağlıcakla.