(Okumaktan ve tefekkürden hoşlanan dostlarıma)
Seçim bitti...
Sayın ERDOĞAN yeniden Cumhurbaşkanı... Parti düzeyinde, AK PARTİ ve MHP, beklenenin üzerinde başarılı... CHP ve İYİ PARTİ ise, umduğunu bulamamış durumda. HDP de, yine Meclis'te...
Ülkemize, aziz milletimize ve tüm Müslümanlara hayırlı - uğurlu olsun. Geleceğimiz, inşallah geçmişimizden daha güçlü, daha mutlu, daha huzurlu olsun...
Seçimden başarıyla çıkan Sayın ERDOĞAN'ın liderliğindeki AK PARTİ'yi, Sayın BAHÇELİ liderliğindeki MHP'yi gösterdikleri başarıdan dolayı, öncelikle tebrik ederim.
***
"Yeni" ERDOĞAN DÖNEMİ başlıyor. Kimine göre daha sinsi, daha hin, daha Müslüman görünümlü Musevî-Hıristiyan ittifakı temsilcisi... Kimilerine göre de daha çok büyüyen TÜRKİYE, daha çok içeride ve dışarıda güçlü MİLLET, daha çok millî ve dinî değerlerin savunucusu LİDER...
Hangisi olup olmadığı, kuvvetli ihtimal önümüzdeki aylarda kendini gösterecek. Dileğimiz, duamız ikincisi olsun. Çünkü, ölümden sonraki hayatı yeğleyen ve Huzur-ı İlahî'deki huzuru yaşamak isteyen inanca, tarihe derinliğe ve kültüre sahip insanlar olmayı hedeflemekteyiz. Yeterli BİLGİ'ye, kemâle ermiş ŞUUR'a ve FURKAN özelliğimizi artırma ihlasımıza sahip bir millet olmayı istiyorsak...
***
Sosyal medya, televizyon ve gazetelerdeki SLOGANLAR, KULAKTAN DOLMA BİLGİLER VE SEVK-İ TABİİLERE BOYUN EĞMEMİZ, millet olarak hepimizin daha çok gayret göstermemiz gerektiğini belgelemektedir. Yazarken, konuşurken "Dost" bildiklerimizi kaybetmemek için AZAMİ itina göstermemiz de şarttır, diye düşünüyorum.
ARİSTO, SOKRATES, DESCARTES, KANT, HEGEL, RUSSELL, HEİDEGGER, NİECZHE gibi şahsiyetleri bırakınız; Türk ve İslâm mütefekkirlerini bile tanımaktan âciz bir toplumuz. İBNİ SİNA'yı "İbne Sina" olarak tabelalaştıran üniversitelerimizin olduğu gerçeği, unutulabilir mi? Dünya ve insanlık bilimine büyük hizmetleri olan Oktay SİNANOĞLU, Aziz SANCAR gibi günümüz bilim adamlarını bile Türkiye'ye gelmeden tanıyan kaç insanımız vardır?
Cumhuriyet Dönemi mütefekkirlerimizden Cemil MERİÇ, Erol GÜNGÖR, Zeki Velidî TOGAN, Nurettin TOPÇU, Ahmet Hamdi TANPINAR, Fuat KÖPRÜLÜ gibi mütefekkirlerimizin eserlerini, milletimizin binde biri okumuş ve idrak etmiş midir? Bu millet, bizim milletimiz... Biz bu milletin birer ferdiyiz. Çoğu zaman da tarihimizle ve tarihî şahsiyetlerimizle şeref duyarız; duymalıyız da... Ama, bilelim ki, milletimizin büyüklüğü, esas itibariyle mütefekkirlere, sanatkârlara, âlimlere verilen değerlerle ölçülür.
***
Milletin ekseri çoğunluğu, kuru bir kalabalıktan öteye geçemez; bu gerçeği de bilmez, bilmezlikten gelir. Yüce Rabbimiz, bu düşüncelerimizi, KİBİR, ENANİYET, AŞAĞILIK / ÜSTÜNLÜK KOMPLEKSLERİNİN ÇOK ÖTESİNDE VE NİYETİMİZİN HALİSLİĞİNİN HATIRINA GÜZEL KABUL ETSİN. Bendeniz, bir durum tespiti yapmaya gayret ediyorum. O durum da, milletimiz, ülkemize yön vermesi gereken milletimizin münevverlerinin ecdadına yakışır niteliklere sahip olmasının gerekliliğidir.
***
Pek çok insan, siyasette birilerinin peşine takılmış; hep doğru yaptığını, hep doğru söylediğini zannediyor. İktidar ve muhalefet partilerindeki ülkemiz siyasetine yön verenler; bu milleti, bu dini, bu ülkenin menfaatlerini ihlasla düşündüğünü iddia ediyor ve bu doğrultuda siyaset yapıyor. Bendeniz, böyle olduğuna inanmıyorum. Şahsî penceremden görülen bu gerçek, bizlerin psikolojini bozmamalı; karamsar ve kötümser olmamalıyız. Sadece, dostlukları artıracak söylem ve eylemlerle yürümeli ve temel ölçülere uyup / uymama konusunda öz eleştiri yapmaya önem vermeliyiz. BIRAKALIM ARTIK, PARTİ VE PARTİCİLİĞİ...
Kendimizde güç hissediyorsak, enerjimizi ülkemizin geleceği için yansıtmak istiyorsak; yapacağımız projelere, bilimsel ve kültürel faaliyetlere önem verelim. Kahvehane sohbetlerinde olduğu gibi birbirimizi kıracaksak, pek çok mekân var. Oralara gidelim, futbol maçlarına gidelim; rahatlayıp evimize, ofisimize dönelim. Sosyal medya başta olmak üzere hangi platformda bulunursak bulunalım, kısır söyleşileri bitirelim. Tefekkür edelim, proje üreten fikir adamı olmak için gayret gösterelim. Gerisi, BOŞ...
Selâm ve saygılarımla...