Biz istesek de istemesek de zaman su gibi akıyor. Günler aylar vızır vızır geçiyor. Yüce rabbimiz ise hakkı ve sabrı tavsiye edemeyenlerin hüsrana uğrayacaklarını net ve açık olarak bizlere bildiriyor.
Belli aralıklarla da olsa kendimizi sığaya çekerek duruşumuza not verebileceğimiz bir fırsatı daha yakaladık. Çalkantılarla dolu geçirdiğimiz bir yıl geride kaldı. Bıraktığı izler derinlik derecesine göre zaman içinde unutulup gitse de kaç paralık adamlar olduğumuz hakkında verdiği ipuçları turnusolümüz olabilir.
Nasıl ki işyerlerimizde yıllık muhasebe kayıtlarına göre kar ve zarar önemli ise aynı şekilde geçirilen bir yılında muhasebesindeki kar ve zararda o kadar önemli. Yapanın yanına kar gibi kalan haksızlıklar hukuksuzluklar, adam kayırmalar, küçük büyük günahlar, haram ,hile gibi daha bir çok şeyle ilgili muhasebemizdeki notumuza göre hesap vereceğiz.
İnsan hesap vereceğini bile bile hatadan dönmüyorsa burada ciddi bir sorun var demek. Sorunun inançta mı yoksa ahlaki mi olduğunu turnusolümüz ile anlayabilmeliyiz.
Aynalara iyi bakarak içimizin fotoğrafını çekip kendimizle yüzleşmek içinde iyi bir fırsat yılbaşı. İğneden ipliğe hesap vereceğimiz inanacına rağmen, inancının zıddını yaparak yaşamak ne zor bir durum.
Bugün yılbaşı. Haydi hep beraber geçen yıldan kalma kötü diye tanımladığımız huylarımızı terk ederek ahir ömrümüz için kendimize bir iyilik yaparak yeni yıla girelim.
Bir yıl daha yaşayacağımız garantisi olmadığına göre hesap günü hesap veremeyeceğimiz işleri yapmayalım. Kul hakkı hesapların en zoru. Yetim hakkı, mazlum hakkı ,hayvan hakkı ..vesselam
İnsanın sevdiklerinden kaçarak can derdine düşeceği güne hazırlanması içinde iyi bir fırsat yeni yıl. Aklı selimlerimiz galip gelsin ,zekanın verdiği fetvalarla her iki dünyamızı karartmayalım diyorum.
Tüm dostların ve kardeşlerin yeni yıllarını tebrik ediyorum.
HEPİNİZ BİRDEN GELİN
Tarihin tekerrüründen ders almadan yaşayan devletlerin burnu pislikten hiç çıkmamış. Onun için geçmişte yaşanılanlar geleceğimize ışık olabilmeli ki, yedi düvelle savaşın kazanan tarafı olalım.
Son üç yılı veya beş yılı ölçü alarak değil de ,tarihin kendisini ölçü alarak meseleye yaklaşırsak daha az yanılırız gibime geliyor.
Son 50 yıllık tarihimizde yaşadıklarımızı ,yüz yıl önce yaşayanlarımızın yaşadıklarından ders alarak geçirebilse idik, bugünkü yaşadıklarımızla karşı karşıya kalmazdık diye düşünüyorum.
Öteden beridir çok yerinde ve doğru bir söz olan “gavurdan dost olmaz” dilimizin tesbihi olmasına rağmen hayat tecrübemiz içerisinde sıklıkla unutulmuş ve ötelenmiştir.
Bazılarımız hala üst akıl ,dış güçler veya birileri gibi tanımlamalarla dışardan müdahaleleri bir zül addederek kabul etmese de ,güneşin balçıkla sıvanmayacağı gibi bir gerçeklikle karşımıza nasıl dikildiğini görenlerimiz görüyor.
Önceleri saldırılar bu kadar açık ve alçak değildi. Zaten biz de bu kadar tehlike arz etmiyorduk. Arada bir dipçiklenerek yola gelmemizde mümkün oluyordu.
Sadece son on yıla geriye doğru bir göz attığımızda ülkemizin maddi ve manevi duruşundaki değişim, dünyanın çivisinin çıkartıldığı bir dönemde bizim omurgamızın sağlamlığı ,tekerrür eden tarihe göre baktığımızda bir sonraki hamle bizi nereye götürüyor? Gavurun uykusunu kaçıran bu sorunun cevabı.
Uzun sözün kısası ,yaşadıklarımız ve bugünden sonra yaşayacaklarımızın şifreleri yukardaki sorunun içinde gizli.
Aklımızı başımıza almada gaflet ve dalalet yolunu seçerek gecikeceğimiz her saniye , biz istesek de istemesek de gemimizi batırmak isteyenlerin işini kolaylaştıracaktır.
Önceleri tek tek saldırılarla işlerini kolayca yapanlar ve yaptıranlar son beş yılda eski performanslarını sergileyemiyorlar. Bu çaresizlik içerisinde yaptıkları ile tüm dünyaya rezil de olsalar belden aşağı alçakça vurmaya devam ediyorlar.
Topla, tüfekle, bomba ile olmayınca şimdide moody’s ile saldırarak güya bizi alt edecekler. Eski günlerde bu mümkün olabiliyordu. Bugün artık mümkün değil.
Topunuz birden gelseniz ,Halep de yaptıklarınız gibi alçakça üzerimize bomba da yağdırsanız artık nafile. Daha fazla dünyaya rezil olmadan vazgeçin bu alçaklıktan. Kalıntı olarak varsa içinizdeki vicdanın sesine kulak verin.
Zulüm ile ancak berbat olunur. Yağmur sandığınız mazlumlarımızın tükrükleridir. Yeter artık. Doyumsuz iştahlarınız klavuzunuz olmaya devam ederse zülfiyare dokunur.
Dünya mazlumlarının horizontal mücadelesine karşı direnemiyorsunuz. Yenemiyorsunuz . Rabbimiz katından gelebilecek vertikal çözüm sadece sizi değil tüm dünyayı içinde yaşanmaz hale getirir. Sırca köşklerde sakındığınız tatlı canlarınızdan olabilirsiniz.
Fırsat henüz elinizde. Yüksek zekalarınızdan fışkıran cürufunuz yerine ,Rabbimizin verdiği akılla hareket edin. Akledin ki, mazlumlar için cehenneme çevirdiğiniz bu güzel dünyamız sizin de cehenneminiz olmasın.
Demir bilyeyiz artık. Sadece dişlerinizi dökmeyiz. Ebabil kuşları gibi beyinlerinizi de dumura uğratırız. Yeter artık.