Dr. Oğuz Paköz’ü bir Kahramanmaraş ve Türkçe sevdalısı olarak tanımamın üzerinden çook seneler geçti. Biz değerlerimize ne zaman sahip çıkacağız?
Kahramanmaraş, “kimi zaman kaçmak istediğimiz ama kaçtığımızda da hemen tekrar dönmek arzusu içinde kıvrandığımız” esrarlı, perili, şair ve ozanlarının çok olduğu, dışarıda birlik olunan ancak içeride birbirlerinin kuyusunu kazmak için hazır kıta beklenilen bir kent!...
Türkiye’nin çeşitli şehirlerine yaptığım gezilerde ben şunu anladım. “Kendi içimizde hiçbir kıymeti harbiyesi olmayan Maraşlının yaşadığı şehirde, ağır abi olduğunu” her zaman görme şansını yakaladım.
Yani bu şehirde “değer olarak görmediğimiz nice insanların başka şehirde birer değer olduğunu görmek gibi” Oysa yaşadığımız bu güzel şehirde, birbirimizin fikirlerine saygı gösterebilsek, bir birlerimize köstek olmak yerine destek olmayı denesek, Kahramanmaraş her alanda bir dünya kenti olacaktır.
**
Yukarıdaki girizgahı yazmam ve eleştirmem, Dr. Oğuz Paköz gibi bir değerimiz bu şehirde yaşarken, O’nun fikir ve düşüncelerinden, yazdıklarından faydalanmamak, sahip çıkmamak nasıl bir anlayıştır, bunu anlayamıyorum. Çünkü 30 yılı geçen bir zaman diliminden bu yana tanıdığım, zaman zaman fikirlerinden faydalandığım, yüreği Kahramanmaraş sevdası dolu bu yiğit yazarımızı, şairimizi hiç hak ettiği gibi sahiplenmiyoruz.
Bir süre önce bana; Türkülerle Giden İlbey (Hikaye kitabı), Bombalar Öldürmez Sevgiyi (Hikaye Kitabı), Maraş Destanı ve Ahırdağı Destanı isimli şiir kitaplarını hediye etti.
**
Dr. Oğuz Paköz 1947 yılında Kahramanmaraş’ta doğmuş, 1974 yılında İstanbul Tıp Fakültesini bitirmiş ve o günden bu yana Biyokimya Uzmanı olarak çalışan dört çocuk babası yiğit bir Kahramanmaraşlıdır.
Kılgı, Var Varanın, Sür Sürenin, Maraş Destanı, Ahırdağı Destanı, Bombalar Öldürmez Sevgiyi, Türkülerle Giden İlbey ve diğerlerini bilmediğim başka kitaplarının da olduğuna inandığım şair ve yazar olan bu güzel insan aylık bir edebiyat dergisinin de masraflarını cebinden ödeyerek yayımlayan güzel bir insandır.
**
Bunları neden yazdığıma gelince;
“Kahramanmaraş odaklı” Kahramanmaraş’ta geçmişte yaşanan olayları hikaye ve öykü tekniği ile yazarak bizlere eski Maraş’ı geri getiren bir isimdir.
Bu değerli hemşehrimizin bu güne kadar çıkan şiir kitaplarını tek kitapta, hikayelerini de tek kitapta toplama zamanı gelmedi mi?
Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi kentin kültür yaşamına katkı yapmak istiyorsa;
Doç. Dr. Yalçın Özalp ve Dr. Oğuz Paköz’e sahip çıkmalıdır. Değerli hocamız Yalçın Özalp’ın elinde hazır 5 tane basılacak eserinin olduğunu biliyorum. Bunların hemen basılması gereklidir. Çünkü bu eserler Ermeni mezalimi ile ilgili eserlerdir. 2015 yılı için Ermeni Diasporasının hazırlıklarını duyuyoruz. Özellikle bu açıdan çok önemlidir. Bunun yanı sıra Yalçın hocanın eski kitaplarının da yeniden güncellenerek basılması da gerekmektedir.
Dr. Oğuz Paköz’ün eserleri Kahramanmaraş’ın tanıtımı noktasında güzel kaynaklardır.
Değerli Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç’a buradan çağrı yapmak istiyorum.
Bu iki değerli insanımızın eserlerini yeniden yayınlayalım. Birer kültür hazinesi olarak gördüğüm bu iki güzel insandan sağlıklarında faydalanalım.
Yarın çok geç olur.
Keşke demeden!...
**
Son olarak Dr. Oğuz Paköz’ün Türkülerle Giden İlbey isimli hikaye kitabının arka kapağında yazılanlarla veda ediyorum:
“Halk her yanda kaynıyor. Bando çalgıcıları umutsuzca başkanlarına bakıyor. O da onlara. Çok geçmeden birden değiştiğini gördüm Yaşaroğlu’nun. Onlara döndü ve ansızın iki elini birden havaya kaldırdı. Başlama yapılacağını anlayan tüm çalgıcılar başkanlarına odaklandılar. O da, ‘çalın lan, Yine Geldi Yazbaharın Ayları’ demez mi? Bu türkü buraların en güzel doğa ve sevgi türküsüdür. Bizimkiler de bu ezgiyi gerçekten çok güzel çalarlar. Gülen İlbey ölüm marşıyla değil bir aşk ve doğa türküsüyle eller üstünde gömütlüğe gitti. Ne mutlu ona!” dedi ve arkasından türkünün sözlerini okumaya başladı:
Yine geldi yazbaharın ayları
Yare mektup salmak ister gönlümüz
Karı kalkmış mor sümbüllü bağları
Şikar için gezmek ister gönlümüz