toprak gibi olmalı
kucaklayabilmeli insan insanı...
ama toprak gibi yürekli olmayı hangimiz becerebiliriz ki ?
ayrı gayrı olmak niye ?
toprak hiç sorgulamadı hiçbir canı.
sadece kucağına alır her kulu...
hiç gördünüz mü ?
bu insanı "kucaklayamam " dediğini.
sorgulamak,
hakkında karar vermek ne kelime
ne haddimize insanın.
***
oysa biz yaftalıyor
sorguluyoruz.
insanın hangi yollardan,hangi aşamalardan geçtiğini bilmeden.
kimbilir neler geldi o kulun başına, sebebsiz davranış değişir mi ?...
tecrübesi kimbilir neye göre şekillendi
***
asli görevimiz olan yaşama başlarken
hepimiz birer melektik !
bunca kötülük bunca kötü duygular nerden hasıl oldu ?
hep iyilik hep barış istedik dünyamız için.
ama kötüler var oldu çeşit çeşit, tür tür.
beyaz olmasa siyahın kıymeti, acı olmasa mutluluğun hazzı,
yaprak olmasa dalın kıymeti,
sinek olmasa sineksizliğin kıymeti bilinmezdi.
kötü olmasada iyi insanların değeri anlaşılmazdı.
çok konuşan olmasa,dinlemenin kıymeti,
büyük olmasa küçüğün tatlılığı anlaşılmazdı.
yaşam bir uygulamalı sınav gibi !
ne kadar yaşasanda içinde bulunduğun durumlarla şekillenecek,
varlığına ne kadar değer kattığınla ilintili kaliteli yaşamın.
***
en önemlisi herşeye ve her duruma göre insanca yaşayıp insanca kalabilmek !
siz hiç insanlara benzemek isteyen başka canlı gördünüz mü ?
insan derin bir umman...
içinde her tür duygu, düşünce,fikir var.
ve neyi beslerseniz o oluyorsunuz.
çok kafa yormadan yaşamak tembellik olur.
çok çalışmakta yaşamı kaçırmak.
aslında dengesizlik içinde dengeyi yakalamak insanı insan yapıyor.
***
doğrusu toprak ana gibi sevin insanları.
eğrisi de olacak doğrusuda .
unutmayın ki hiçbir şey sebebsiz değildir.
ve karşılaştığımız her insan bir nedenle çıkar karşımıza.
ya öğretir ya eğitir.
ya da biz birşeyler katarız o insanın yaşamına...
***
yaşamınıza anlamlı değer katanlarınız çok olsun.
kalın sağlıcakla