“Komşumuz Yakın Tehlike Yunanistan” konulu yazımı 12 Mayıs 2019 tarihinde paylaşmıştım. Bu yazım, gündemde yerini korumaktadır. 400 yıl valiyle yönettiğimiz Yunanistan, Avrupa'nın şımarık çocuğu olarak karşımıza dikilmiş hadsizlik yapmaktadır.
Yunanistan'da halkın çoğunluğunun Türkiye ile gerekirse savaşalım, önceden Türkiye'den alınan haklardan vazgeçilmesin moduna girildiği, savaşa hazır olduklarını Yunan basını deklare etmektedir. Zaman zaman Yunanistan, Türkiye'ye karşı taciz hareketlerde bulunmaktadır. Tabii karşılığını hemen Türkiye vermektedir.
Uluslararası hukukta Türkiye haklı olduğunu her zaman göstermeye çalışıyor. Ancak Türkiye'nin karşısında Haçlı birliği oluşmuştur. Elbette Türkiye düşmanları dolaylı olarak Yunanistan’a gereken desteği vermektedirler. Çünkü güçlü bir Türkiye’yi dost görünen dış düşmanlarımız istemezler. Elbette savaş zamanı Yunanistan’a her türlü destek verecekleri bir gerçektir.
Libya ile yapılan anlaşmalarımızla beraber Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon araştırmalarımız birçok ülkeyi ayağa kaldırdı. Ardından Doğu Karadeniz'deki gaz müjdesi Türkiye düşmanlarını çok rahatsız etti. Anlaşılan o ki, küresel güçler Türkiye’ye yer açmak zorunda kalmaktadırlar. Doğu Akdeniz'deki mücadele sadece gaz, petrol arama değil bir bağımsızlık arama mücadelesidir.
Bu itibarla Türkiye, uluslararası arenada hukuki yönden haklı olduğunu daha da pekiştirmelidir. Bilindiği üzere, Ermeni soykırımı iddiaları tarihi değil siyasi olarak kullanılmaktadır. Düşmanlarımız hiç boş durmayacaklar, en zayıf ve muhtaç olduğumuz bir zamanda ülkemize saldırmaya hazırdırlar. Allah korusun ülkemizde bu sıralarda bir deprem olsa, bunu düşmanlarımız fırsat bilip yardım adıyla ülkemize saldırabilirler. Tıpkı 15 Temmuz gecesi dışardan ülkemize saldırmaya hazır bekleyen dış ve iç düşmanlarımızın olduğu gibi.
Görülen o ki Yunanistan'ı önümüze atacaklar. Devlet ve millet olarak daha fazla birlik ve beraberliğe muhtacız. Korona, deprem derken savaşın eşiğindeyiz. Hep birlikte müteyakkız olmak zorundayız. Lükse, israfa hayır diyelim, ülkemizin kıymetini bilelim.
Ayasofya Kebiri Camii'nin açılışıyla Lozan Anlaşmasının yeniden gündeme gelmesi ve haklarımızın kazanılmasını ümit etmekteyiz.