Mart ayının 18’i geldi mi, içimizi farklı duygular kaplar. Biraz buruk, biraz iftihar dolu, biraz hüzünlü ama bir o kadar da gururla dolu duygular hakim olur bize. Zira, insanlığın kıyamete kadar dönüp bakacağı, bakıp da ders alacağı, tarihe unutulmaz bir not düşülmüştür Çanakkale’de. Bu sene 100. yılında şehitlerimizi anacağız, hepimizin yüreğinin bir parçası olduğu bu şehirde!
Kendi vatanını korumak haricinde tüm savaşların birer insanlık suçu olduğuna inanan biri olarak Çanakkale’de Mustafa Kemal ATATÜRK başta olmak üzere kahramanca çarpışmış, ölmeyi göze almış ve önemli bir kısmı da şehit düşmüş insanları düşündükçe üzülüyorum ama gurur da duyuyorum.
Birkaç yıl önce ziyaret ettiğim Çanakkale şehitliğinin topraklarına basmanın sıkıntısını yaşayarak gezmiştim. Her karışında mutlak şehit kanının oluşunu düşünmek, oranın havasını teneffüs etmek, gezi rehberinin anlattıklarını kaçırmadan dinlemek, o günleri anladığın kadarıyla hafızanda canlandırmak inanın anlatılmaz yaşanır. O duygu, o topraklarda yaşanıyor ancak. Çanakkale’nin her Türk’ün kesinlikle görmesi gereken bir yer olduğuna inanıyorum.
Çanakkale bir destandır. ‘Ya İstiklal, Ya Ölüm!’ sözünün ispatıdır. Türklerin hiçbir zaman boyun eğmeyeceğinin kanıtıdır. Nerdeyse üzerinden bir asır geçse de, empati kurabilen her insan titrer Çanakkale’de. Dondurucu soğukta küçücük bebeklerle, cepheye mermi taşıyan kadınlar, gözünü kırpmadan cepheye koşan çocuklar… Öleceğini bile bile silahını bırakıp kaçmayan askerler… Bizim şu anda rahat olmamızın sebebidir. Onları asla unutmamalı, Türkiye’nin ve bağımsızlığımızın değerini bilmeliyiz. Bu savaşın önemini ulusça bilerek gelecek nesillere aktarmalıyız.
Beni en çok etkileyen Mustafa Kemal ATATÜRK’ün kurduğu şu cümleler ile bizim nasıl bir millet olduğumuzu ve dünyaya nasıl ders verdiğimizi bir kez daha göstermiş olmasıdır. Çanakkale’de ölen askerler için ‘’ Şimdi dost bir ülkenin topraklarında yatıyorsunuz. Huzur içinde uyuyun. Bizim için Mehmetler ile Jonny’ler arasında bir fark yok.” dediğini ve yabancı şehitlerin annelerine de ”Oğullarını uzak ülkelerden buraya gönderen anneler siz de gözyaşlarınızı silin. Oğullarınız şimdi bizim bağrımızda huzur içinde yatıyor. Canlarını bu ülkede kaybederek, onlar artık bizim de evlatlarımız oldu.’’ demiştir. İşte biz böyle bir neslin torunlarıyız.
O kadar anlamlı o kadar yüreğimizde ki, Çanakkale zaferi anlatmakla bitmez ama bu günün benim için ayrı bir önemi de doğum günüm olması ve böyle bir günde doğmanın mutluluğunu da yaşıyorum hüznümle birlikte.
Övgülerin en güzeline layık olan Çanakkale şehitleri asla unutulmayacak, şehitler Türk milletinin kalbinde ebedi yaşayacaklardır.
Ruhları şad olsun.