Ziyaret Furyası Ve Rektörlük

.

Kahramanmaraş’ta mı yoksa her yerde mi ziyaret etme alışkanlığı…

30 Martta yapılan mahalli idareler seçimlerden bu yana aylar geçti. Buna rağmen Büyükşehir ve ilçe belediye başkanlarına yapılan ziyaretler hala devam ediyor...

Bu konuya daha öncede değinmiştim.

Şimdi Kahramanmaraş Sütçü İmam üniversitesine atanan Rektör Prof. Dr. Durmuş Küçük’e de ziyaretçi akını başladı.

Randevu verilirken ziyaretin 15 dk. Sınırlı olması söyleniyor.

Gördüğümüz kadarıyla bu sınırlamaya kimse uymuyor.

İşi olmayanlar için bu çok normal karşılanabilir.

Zamanı sınırlı olanlar için hiç normal değil. Etik değil, ahlaki değil.

Rektör atanmış, kendisine göre yardımcılarını seçecek veya seçmiştir. Kendi çalışacağı kadroyu kurması gerekiyor.

Bunun için ciddi zamana ihtiyaç var.

Ziyaretlere gidenlerin bir kısmının,rutin ziyarete gittiklerini biliyoruz. Ama çoğu ziyaretçinin de “Rektör Bey’in, oğluna, kızına ve bir yakınına iş” vermez mi diye düşünenleri kesin.

Çünkü biz biliyoruz ki belediye başkanlarına yapılan ziyaretlerin altında çoğu zaman “iş isteme yatıyor.

Hep yazıyoruz, çiziyoruz. Okuyan oluyor, okumayan oluyor.

Hepimizin amacı, KSÜ’nün daha ileri gitmesini sağlamaktır.

Zamanın boşa geçmesine razı olamayız.

Yerel basın olarak burada, kamu görevi yapıyoruz. Eğer bir yerde veya kurumda sorun varsa bu sorunun bir kısmında, yerel basının yeteri kadar aktif olmaması ve üzerine düşün görevi tam olarak yerine getirememesinden kaynaklanmaktır.

Ulusal basın demiyorum.

Yerel basın bunun için vardır. Yerel sorunların üstesinden gelmesi ve gerektiği zaman uyarıda bulunması asli görevlerindendir.

Üniversitenin gelişmesi, genişlemesi, aranan bir eğitim kurumu olması için neler yapılması gerektiğini konuşmalıyız.

Rektör Durmuş Küçük’le bir alıp veremediğimiz yok ama kendisi de basına karşı daha duyarlı olması gerektiğini düşünüyoruz.

Başta gazetemiz olmak üzere, ilimizde bulunan tüm basın kuruşları hep üniversitenin yanında yer aldılar.

Buna karşılık gazetelere en küçük bir katkısı olmadı.

Siz isteğiniz kadar üniversiteyi geliştirin, basın konuyu gündeme taşımadığı sürece çalışmaların boşa gittiğinin düşünülmesinde fayda vardır.

Makamlar ne kadar büyük ve kutsal olursa olsun, günü geldiğinde eser bırakarak gitmek önemlidir. Eser bırakmayanın yerinde yeller eser.

Ama üniversite her zaman kalıcıdır.

Orası isme münhasır özel bir kurum ve makam değil oranın sahibi Türk halkıdır.

Halkın sesi olan biz basın çalışanları ise, kamu adına üzerine düşen görevi yapmak zorundadır.

Üniversitenin şu anki durumunu, tekrar bu sayfaya taşımanın anlamı yok. Daha önce yazdım.

Siz iddialı geldiniz. Çıtayı yükselttiniz. Bu iddianızın arkasında durarak pratiğe geçirmek durumundasınız.Söz değil, icraat konuşmalı artık.

Hiçbir şey eskisi gibi değil. Projen varsa para hazır, yeter ki gerçekleşmesi mümkün olan projeleri götür, yatırımı al.

Son olarak; Rektörün yapacağı işlerin başında bir basın toplantısı düzenlemektir. Basınla olan diyalogu geliştirmek pekiştirmek. Çözüm önerilerini onlarla ve istişare edilebilir diğer kuruluşlarıyla karşılıklı olarak konuşarak gündeme getirmek gerekir. Yoksa kendi çalar kendi oynar. Tek başına oynayana da kimse alkış tutmaz.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri