Trabzon'un Maçka ilçesindeki Karadağ'ın Altındere Vadisi'nde 300 metre yükseklikte kayalar oyularak inşa edilen Sümela Manastırı, her mevsim misafirlerine doğa, tarih ve kültürü bir arada sunuyor.
UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde de yer alan manastır, kaya düşme riskine karşı Eylül 2015'te ziyarete kapatıldı.
Kültür ve Turizm Bakanlığınca Şubat 2016'da başlatılan restorasyonda çevre düzenlemesi, kayalıkların jeolojik ve jeoteknik bakımdan araştırılması, güçlendirilmesi projelerinin birinci etabı tamamlanarak avluya kadarki bölümü Mayıs 2019'da, ikinci etap çalışmalarının önemli kısmının sona ermesiyle manastırın yüzde 65'lik bölümü 28 Temmuz 2020'de, iç avluyu kapsayan üçüncü etabı ise 1 Temmuz 2021'de ziyarete açıldı.
Kaya düşme riskine karşın 1 Kasım 2021'de tekrar kapatılarak restorasyona alınan tarihi manastırda, tehlike oluşturan kayalar çelik halatlarla sabitlendi, kaya tutucu bariyerler inşa edildi. Bu çalışmaların da tamamlanmasıyla 1 Mayıs 2022 itibarıyla ziyaretçilerine yeniden kapılarını açan manastır, kapalı dönemlerinde dahi yerli ve yabancı turistlerin gezi rehberinde ilk sırada yer aldı.
SÜMELA MANASTIRI GECE GÖRÜNTÜSÜYLE DE İLGİ ÇEKECEK
Manastırda daha önce çalışma yapılmamış "mezarlık şapeli" ile el değmemiş duvar resimlerine sahip "saklı şapel" olarak nitelendirilen iki yapıda da kazı ve temizlik çalışmaları gerçekleştirildi.
Ekiplerce manastırda, fresklere yazılan isimlerin silinmesine yönelik de çalışma yürütülüyor.
Manastırın içerisindeki çalışmalar devam ederken çevre düzenlemesi de hızlandırıldı. Bu kapsamda turizmde çok daha ön plana çıkmak adına manastırın ışıklandırılması tamamlandı.
İç, dış, su kemerleri ve çevre aydınlatması yapılan Sümela, dik yamaçtaki ışıltılı görüntüsüyle geceleri ayrı bir güzellikler sunacak.
"IŞIKLANDIRMA PROJESİ HİZMETE GİRMİŞTİR"
İl Kültür ve Turizm Müdürü Tamer Erdoğan, AA muhabirine, Sümela Manastırı'nın bulunduğu konum itibarıyla eşsiz bir güzelliğe sahip olduğunu söyledi.
Manastırın inanç turizmi açısından önemine dikkati çeken Erdoğan, bu kapsamda Sümela Manastırı'nın bölge ve ülke turizmine katkı sağladığını ifade etti.
Erdoğan, manastırdaki restorasyon çalışmalarıyla ilgili şu bilgileri aktardı:
"Manastırın kaya yamaçları temizlenerek çelik ağ kafeslerle koruma altına alınmıştır. Daha sonraki aşamada ise manastırın içerisindeki bölümlerin restorasyonuyla manastırın iç ve dış bölümlerinin restorasyonu tamamen bitmiştir. Fresklerin temizlik çalışmaları ise halen devam etmektedir."
Sümela Manastırı'nın 2016'da başlayan restorasyon çalışmaları nedeniyle kapalı olan ziyaretçi girişlerinin 1 Mayıs 2022'de yeniden başladığını aktaran Erdoğan, bu sürede Sümela Manastırı'nın 340 bin ziyaretçiye ev sahipliği yaptığını kaydetti.
Erdoğan, Sümela Manastırı'nın ışıklandırıldığını da vurgulayarak, şunları söyledi:
"Son aşama Bakanlığımızın yapmış olduğu, Sümela Manastırı'nın doğal, eşsiz güzelliğini ortaya çıkarmak için bir ışıklandırma projesidir. Bugün itibarıyla ışıklandırma projesi hizmete girmiştir. Gecesi ayrı, gündüzü ayrı, bulunduğu konum itibarıyla eşsiz güzelliğe sahip olan manastırımız ziyaretçilerini bekliyor."
Işıklandırma çalışmasının yaklaşık 8 ayda tamamlandığına dikkati çeken Erdoğan, "Bakanlığımızın teknik ekibince çok dikkatli ve titiz çalışmalar sonucunda ışıklandırma çalışmasının teknik altyapısı bitirildi. Şu an ışıklandırmalarımız hazır. İnşallah 2023'ün çok daha iyi geçeceğini düşünüyoruz."
SÜMELA MANASTIRI
Karadağ'ın eteklerinde vadiden yaklaşık 300 metre yükseklikteki ormanlık alanda bulunan Sümela Manastırı, halk arasında "Meryem Ana" adı ile biliniyor.
Kaynaklara göre, Sümela Manastırı'nın 18. yüzyılda birçok bölümü yenilendi, bazı duvarları fresklerle süslendi. 19. yüzyılda büyük binaların eklenmesiyle manastır ihtişamlı bir görünüm kazandı. Bu dönemde son şeklini alan manastır, pek çok yabancı seyyahın ziyaret ettiği, yazılara konu olan bir yer haline geldi.
Sümela Manastırı, ana kaya kilisesi, birkaç şapel, mutfak, öğrenci odaları, misafirhane, kütüphane ile kutsal ayazma gibi bölümlerden oluşuyor. Mağara ve şapellerin duvarlarındaki fresklerin 12. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar farklı dönemlere ait oldukları düşünülüyor.