Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) 2016 yılında gerçekleştirdiği Fırat Kalkanı harekatı kapsamında Suriye'nin El-Bab şehrinde, roketatarlı saldırı sonrası gazi olan Uzman Çavuş Ferudun Taşdemir, "Barış Pınarı Harekatı'na tam destek vererek, "Görev verilmesi halinde seve seve, koşa koşa giderim" dedi.
TSK'nın DEAŞ ve PKK/PYD terör örgütlerine karşı 24 Ağustos 2016 tarihinde başlattığı Fırat Kalkanı harekatına katılan, 17 Kasım 2016'da Suriye'nin El-Bab kentinde DEAŞ'lı teröristlerin roketatarlı saldırısı sonrası sağ elinin dördüncü ve beşinci parmağını kaybeden gazi Uzman Çavuş Ferudun Taşdemir, "Barış Pınarı Harekatı'na değerlendirdi. "Barış Pınarı Harekatı'nın başladığı günden bu yana gelişmeleri heyecanla televizyondan takip ettiğini belirten Taşdemir, büyük bir heyecan yaşadığını, ihtiyaç duyulması halinde, bir saniye bile düşünmeden seve seve orduya katılabileceğini söyledi. Gazi olduğu gün yaşadıklarını anlatan Taşdemir, "2016'daki Fırat Kalkanı kapsamın gerçekleşen El Bab operasyonuna katılmak üzere görevlendirildim.
Yaklaşık bir aylık gibi bir süre geçti. 2016 yılının Kasım ayının 17'sinde sabaha doğru 07.00 gibi DEAŞ ile girdiğimiz çatışmada roketle vurularak yaralandım. Hemen Kilis Devlet Hastanesine naklimiz gerçekleşti. Birden fazla ameliyat oldum. Daha sonra tedavi süreci ve gazilik unvanı ile Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayrılmış oldum. 2 ağır makineli tüfek vardı. Biri arkadaşımda, diğeri ise bendeydi. Paletli gelişmiş zırhlı personel aracının üzerindeydim. Arkadaşımın silahı tutukluk yapınca bir tek ben kaldım. Yaklaşık 200 adet zırh delici mermileri kullandıktan hemen sonra başımın üzerinden iki roketatarın geçtiğini hatırlıyorum. Sonra bir şimşek çakar gibi oldu. Akabinde barut kokusu duydum. Kendimi aracın içerisinde buldum. Bilincim açıktı. İlk müdahaleyi kendim yaptım. Daha sonra özel kuvvetler personelimiz bizi tahliye etti. Yaklaşık 45 dakikalık yolculuğun ardından üç araç değiştirerek Kilis Devlet Hastanesi'ne kaldırıldık. Gazilik ile onurlandırıldım. Allah'ın seçtiği kullarından biri olduk" diye konuştu.
"SEVE SEVE, KOŞA KOŞA GİDERİZ"
Elinin içindeki 20'nin üzerindeki şarapnel parçasıyla yaşamını sürdüren Taşdemir, "Elime biksi mermisi geldiğini tahmin ederek, ilk anda aracın içerisinde düştüm. Elimi kaldırıp baktığımda etlerin sarktığını gördüm. O an roket olduğunu anladım. Şarapnel parçaları elimin beşinci ve dördüncü parmağını komple kökünden almış, üçüncü parmağı da tırnak izahından almış. Hali hazırda elimde şu an 20'nin üzerinde şarapnel parçası var. Soğuk ve sıcakta sıkıntı yaşatıyor ama bunlar bize verilen unvanımız ve Allah'ın bizi seçtiğinin simgesi olarak, bunlar geri planda kalıyor.
Girdiğimiz her yerde halkın sevgi gösterisi ve bayraklarla karşılandığımız, kıt imkanlarla geçinen insanların ellerindeki var olanı rahat etmemiz için, bizleri kendilerine kurtarıcı gördükleri için önümüze serdiklerini gördük. Böyle bir asker yoktur diye tahmin ediyorum ve görüyoruz da. Birçok yerde bizim bayrağımızla gezip insanların içine karışan bir ordu görüyoruz. Bu bizim fıtratımızda ve geçmişimizde var. Fırat'ın doğusuna hali hazırda bir operasyon yürütülüyor. Bu operasyonda arkadaşlarımız ve komutanlarımız görev almaktadır. Kendi devrelerimle zaten irtibattayım. Konuşuyorum. Eksiklikleri olduğu zaman Türk Silahlı Kuvvetleri'miz yeterince desteği sağlıyor ve her türlü ihtiyaçlarını karşılıyor. Biz moral ve motivasyon olarak arıyoruz. Hal ve hatırlarını sorarak arkalarında olduğumuzu söylüyoruz. İhtiyaç duyulması halinde canla başla oraya gideceğimizi belirtiyoruz. Bunlar onlar için moral kaynağıdır. İnanıyorum ki 80 milyon nüfusluk Türkiye'nin tamamı bu görüştedir. Görev verilmesi halinde seve seve koşa koşa gideriz. 5 yaşındaki kızım bile bugün onları gördüğü zaman askerlerim diyerek bağıra bağıra televizyona konuşuyor. Bu duyguyu yaşamak çok farklı bir şey. Böyle bir milletin yeryüzünde bir daha olmadığına inancım tamdır" diye konuştu.
(Ersan Erdoğan - Önder Aydın/İHA)