İzmir'de yaşayan 43 yaşındaki bankacı Halil İbrahim İlhan, geçmeyen ishaline çare ararken, şansı yaver gitti ve doktorların dikkati sayesinde ve ameliyatsız tanıyla beraber erken teşhis konuldu.
İzmir'de yaşayan iki çocuk babası Halil İbrahim İlhan (43), iki ayı bulan ishal sorunu yüzünden önce bir dahiliye uzmanına, ardından İzmir Kent Hastanesi'nde Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Mustafa Yalçın'a başvurdu. Uzm. Dr. Yalçın ise başka hastalığın varlığından şüphelendiğini belirterek, hastasını Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Deniz Atasever'e yönlendirdi. Annesini pankreas, babasını da böbrek kanserinden kaybeden İlhan ile ilgili genetik analiz yapmak isteyen doktorlar hemen ameliyatsız tanı denilen Endobronşiyal Ultrasonografi (EBUS) ile hastalığı araştırdı. Doktorların dikkati ve teknolojinin ilerlemesiyle beraber yapılan ameliyatsız tanı hastalığın teşhisinde önemli rol oynadı. Bankacı Halil İbrahim İlhan'a, akciğerlerindeki lenf bezlerinde tutulum yaptığı saptanan sarkoidoz denilen sistematik hastalığın teşhisi konuldu.
"GÖĞÜS KAFESİNİN KISMİ AÇILMASI; YANİ AMELİYAT GEREKİYORDU"
Uzm. Dr. Atasever, bankacı İlhan'ın ishal nedeniyle başvurup sarkoidoz tanısı aldığı süreci ve gelişmeleri şöyle anlattı:
"Uzmanımız çekilen hastanın MR'ında alt kısmı görülen akciğerlerindeki lenf bezlerinde büyüme gördüğünü söyledi. Hastada akciğerlerine ilişkin herhangi bir şikayet bulgusu başlamamış. Hastanın muayenesinden sonra akciğer tomografisi çekildi. Akciğerlerdeki lenf bezlerinin çift taraflı olarak tutulduğunu ve çok büyüdüğünü gördük. Bu tür tutulmalar aklımıza iyi huylu hastalıklardan tutun da lenfoma, akciğer kanseri, başka organ kanserlerinin akciğere yayılımı, tüberküloz gibi hastalıkları getirir. Bu hastada yapmamız gereken lenf bezlerinden örnek almaktı. Eskiden bu örnek alımı göğüs kafesinin kısmi açılmasıyla yapılabiliyordu. Yani bir tür ameliyat gerekiyordu; ancak biz EBUS denilen cihazla ultrason eşliğinde akciğerlere girip biyopsi aldık. Bu yöntemin birkaç avantajı var, birincisi körlemesine biyopsi yapılmıyor. Ultrasonda gördüğümüz yerden doku alıyoruz. Kent Hastanesi olarak farkımız patoloji uzmanımız da EBUS işlemine katılıyor, biyopsi aldığımız lenf bezi ile ilgili yeterliliği veriyor. Yani bize kabaca ön tanıyı hemen 2-3 dakika içinde fikir verecek boyutta verebiliyor. Ön tanımız sarkoidoz idi, birkaç gün sonra da kesin tanı aynı çıktı. Hastamız işlemden bir iki saat sonra da normal hayatına döndü. Sarkoidoz iyi huylu ama lenf bezlerinde büyüme ile seyreden bir hastalık. Akciğer dışında, kalp göz gibi organlarda da tutulum yapabiliyor. Hastamız çok şanslı; çünkü hastalık tesadüfen ve erken evrede yakalandı. Eğer hastalık 3-4. evrede yakalansaydı hastamız hem sürekli kortizona ve nefes darlığı yüzünden oksijene bağlı yaşamak zorunda kalacaktı. Erken evrede yakalandığı için hastamızı izlememiz yeterli olacak" dedi.
PİYANGODAN BÜYÜK İKRAMİYE KAZANMIŞ GİBİ
Öte yandan, kendisini piyangodan büyük ikramiyeyi kazanmış biri gibi gördüğünü belirten Halil İbrahim İlhan da, şunları söyledi:
"Gastroloji uzmanı endoskobi ve kolonoskobinin yanında MR istediğinde, çok mu gerekli diye sormuştum. İshalin geçeceğini, ancak genetik geçmişimin önemli olduğunu söyledi. Annemi pankreas, babamı böbrek kanserinden kaybetmiştim, genetik hikayem ve 40 yaşını geçtiğim için bu tetkiklerin benim için önemli olduğunu belirtti. Nitekim sadece akciğerin alt kısmının göründüğü MR'dan bile şüphelenerek beni Uzm. Dr. Deniz Atasever'e yönlendirdi. Mustafa Bey'in şüphelenip beni yönlendirmesi, Deniz Hanım'ın da çok az yerde ve sayılı hekimlerin yapabildiği EBUS işlemini yaparak bana ameliyatsız tanı koymasıyla, içimdeki gizli hastalık yakalandı. Ameliyatsız ve erken evrede tanı kondu, bu da bir başka talih kuşu. Doktorlarıma çok teşekkür ediyorum."