Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Meltem Sarıoğlu Cebeci, son günlerde artan kuraklığın nedeninin atmosferde artan sera gazı olduğunu söyledi.
Cebeci son 44 yılın en kurak kışının geçirildiğini belirterek, "Şu dönem de özellikle Sivas'ta kar yağışlarının çok yoğun olması gerekirken görüldüğü üzere büyük bir iklim değişikliği var. Kuraklık kendini göstermiş durumda. Bilim adamları veya diğer arkadaşlar yani farklı dallarda çalışan kişiler zaman zaman bu konu üzerinde toplantılar, bilimsel çalışmalar yapmaktalar" dedi.
Kuraklığın nedenini atmosferde artan sera gazlarına bağlayan Prof. Dr. Meltem Sarıoğlu Cebeci, "Kuraklığın nedeni veya çözümü üzerinde duracak olursak, temel nedeni atmosferdeki sera gazlarının artmış olması. Sera gazı artışın getirdiği sonuçlar Türkiye'de kuraklıkken farklı ülkelerde de kuraklık veya aşırı yağışlar, sel gibi doğal felaketler olarak görülür. Ani karşılaşacağımız farklı iklim boyutları ile karşımıza çıkıyor. İklim değişikliklerinin sonucunda kuraklığı önlemenin en kolay yolu, sera etkisini azaltmaktır. Atmosferdeki karbondioksit salınımını, metan salınımını azaltmak. Sivas üzerinden konuşuyoruz ama Sivas ve Türkiye birbirine benzer şekilde tablolar gösteriyor. Bazı yerlerde soğumalar, bazı yerlerde ise kuraklık gösteriyor" ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE'DE KURAKLIK ARTIYOR
Cebeci, Türkiye'de kuraklığın artış gösterdiğini söyleyerek, "Genele baktığımızda Türkiye'de kuraklık artıp gidiyor. Bunu yenmenin en güzel yolu; fosil yakıtların kullanımını azaltmak veya dikkatli kullanmaktır. Onun yerine yenilenebilir enerji kaynaklarına yönlenmektir. Devlet politikamızda da var. Yenilenebilir enerji kaynaklarına, Enerji Bakanlığı sık sık bu konularda görüşlerini söylüyor. Türkiye'de de başladı. Rüzgar, güneş enerjisi gibi enerjilere geçiş yaparak bu salınımı azaltmak, diğer bir şey ise ağaçlandırmayı arttırmak. Öte yandan şöyle bir sorun var. Kuraklık var. Ağaçlandırma ve su ihtiyacı var. Kuraklığın getirdiği en önemli sonuçlardan biri ise yer altı sularının ve yüzeysel suların azalması. Yüzeysel ve yer altı sularının azalmasının gözlemini şöyle yapıyoruz. Kar yağışları olmayınca veya yağışlar azalınca. Dağlık Sivas ve dağlık alanlarda tepelerde görüyoruz. Yer altı suyuna da geçiş azalıyor. İklim değişikliğinin etkileri çok farklı bir şekilde gözlenebiliyor. Bu gerek canlılar üzerinde gerek bitkiler üzerinde bizim karşımıza çıkıyor. Önlemlerini almadığımız sürece bu tehlike daha büyük boyutlara ilerleyecek. Bunun ile ilgili de çalışmalar devam edecektir" şeklinde konuştu.