Sabaha kadar görevimin başındaydım

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun sözlerini eleştirerek, "Benden telefon bekliyormuş.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun sözlerini eleştirerek, "Benden telefon bekliyormuş. Eğer çok merak ediyorsan nasıl ki Bahçeli ile telefon diplomasimizi yürüttük, nasıl ki Meral Hanım ile bunu görüştük, nasıl ki Sayın Karamollaoğlu ile bunları görüştük, sen de ararsan sana da gerekli bilgiyi verirdim. Cumhurbaşkanlığı makamı seni arayıp sana bilgi mi verecek. Böyle bir süreç içerisinde biz bir taraftan içeride haritalar üzerinde çalışmalarımızı yapıyoruz, bir taraftan da nerede ne gibi adımlar atacağımız üzerinde çalışıyoruz, ondan sonra ben kalkıp seni mi arayacağım. Sen ara. Niye aramıyorsun?" dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu. Bin yıldır olduğu gibi bugün de hiçbir şehidin, gazinin tek damla kanının boşa gitmediğini söyleyen Erdoğan, "Bu mücadeleyi hedeflediğimiz şekilde başarıyla sonuçlandırdığımızda büyük ve güçlü Türkiye'nin inşası yolunda tarihi adımlar atmış olacağız. Bu tablonun anlamını kavrayabilmek için önce vatan nedir, millet nedir, şehadet nedir, gaza nedir, şehit kimdir gibi soruların cevaplarını bilmek gerekiyor. Bu cevapları öğrenmenin yolu da öyle sıradan eğitimden, kariyerden filan geçmiyor. Bu soruların cevaplarına ancak yüreğinizde ülke ve millet sevgisi varsa, kalbiniz şehadet özlemiyle yanıyorsa, zihniniz pak ve berraksa vücudunuzun her zerresinde hissederek ulaşabilirsiniz" ifadelerini kullandı.

"Şehitler Tepesi boş kalmayacak sözünü anlamak için de imanın yanında bağrından çıktığınız toplumun kültürünü bilmeniz gerekiyor" diyerek sözlerini sürdüren Erdoğan, "Merhum Arif Nihat Asya'nın o şiirini okuyup hala ısrarla "Şehitler Tepesi boş kalacak" diyen kişi bu ülkeyi düşmana teslim etme, milletimizin boynuna esaret zincirini geçirmek peşinde demektir. Bu tipler bize dönüp "Türkiye'nin Suriye'de ne işi var" derken Rusya'ya, Amerika'ya, Avrupa Birliği (AB) ülkelerine asla böyle bir soru yöneltmiyor. Bunların özünde ülkelerimizin yürüttüğü mücadelelerin zerre kadar kıymeti yoktur. Tek dertleri buradan siyasi bir çıkar elde edebilmek, emperyalistlere şirin gözüküp kendilerine yol verilmesini sağlayabilmektir. Suriye tartışması, ülkemizdeki beşinci kol faaliyetlerinin nerelere kadar uzandığının en somut göstergesidir. Bunlara en güzel cevabı şehitlerimiz, gazilerimiz, şehit yakınlarımız ve milletimiz veriyor. Bir şehidimiz, "Sizden ricam, sakın Suriye'de ne işiniz var diyenlerden olmayın. Gittim, gördüm. Tam da olmamız gereken yerdeyiz" mesajını verirken karşımızdaki zihniyetin sefaletini tasvir ediyor. Bir şehidimizin babası bakın ne diyor, "Soğan, patates dediler, ekonomimize saldırdılar. Biz o soğanı, patatesi yemeden yaşarız ama vatansız yaşayamayız" diyor. İdlib şehitlerimizden birinin ağabeyi cenaze merasiminde, "Canımız feda olsun, yeter ki vatan millet sağolsun. Ezanımız dinmesin, bayrağımız inmesin. Başka bir derdimiz yok bizim" diyerek metanet gösteriyor. Bölgede görev yapan bir kahramanımız devre arkadaşına, "Köpek gibi yaşamaktansa aslan gibi ölmek evladır" diyor. Bu iş şu aşamada bitirilmezse oyun büyür. "Sana vasiyetimdir olur da görüşmemiz mahşere kalırsa, bizi bahane edip kaos çıkartmaya çalışan o conconları cenazeme sokarsan hakkımı helal etmem" mesajını gönderiyor. Bunun gibi daha binlerce örnek var. Ben inanarak, atalarımızdan ilham alarak "Şehitler Tepesi boş kalmayacak" dedim, diyorum, diyeceğim" açıklamasında bulundu.

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Fakat "Hayatta hiçbir laftan tiksinmedim şehitler ölmez vatan bölünmezden tiksindiğim kadar" diyenlere bir şey ifade etmiyor. Bu zihniyet "Bugün Suriye'ye savaş açsak banko Esed'i tutarım, Türkiye-İran karşı karşıya gelirse İran safında olurum" diyerek karşımıza sürekli terör örgütlerinin tezleriyle çıkarak yerini yıllar önce belli etmiştir. Kimin nerede olduğunu çok dikkatle takip etmemiz lazım. Bay Kemal'in yeri, ne vatandır ne millettir, onun yeri Esad'ın yanıdır. Bize onu tavsiye ediyor ya, buyur sen git. CHP Genel Başkanı'nın hezeyanlarına cevap vermek ağrıma gidiyor. Kılıçraroğlu'nun ülkemizin Suriye meselesinden Akdeniz'deki politikalarına kadar hayati çıkarlarının söz konusu olduğu hususlarla söylediği sözleri acaba kimler keyifle dinliyordur diye merak ediyordum. Önümüzdeki fotoğrafa baktığımızda cevap hemen ortaya çıkıyor. Mesela Esad Kılıçdaroğlu'nu tarifsiz bir sevinçle takip ediyordur. Mesela darbeci Hafter, Kılıçdaroğlu'nu alkışlayarak dinliyordur. Mesela PKK'sından FETÖ'suna kadar tüm terör örgütleri Kılıçdaroğlu'nu şükranla izliyordur. Mesela Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak için envaı çeşit oyunlar sergileyen Amerika'daki, Rusya'daki, Avrupa'daki, İran'daki bazı çevreler Kılıçdaroğlu'nu takdirle takip ediyordur. Bu zatın ağzından ülkemizin ve milletimizin menfaatlerini savunma adına tek kelime çıkmazken, her sözü ve tutumuyla karşımızdakilere destek veriyor."

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamalara değinen Erdoğan, "Dün çıkmış kürsüye "O gece neredeydiniz" diye soruyor. Madem merak ediyor söyleyeyim. O gece bu ülkenin Cumhurbaşkanı sabaha kadar görevinin başındaydı. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı ertesi gün erken saatlerden itibaren de hiç ara vermeden cumhuriyet tarihinin liderler düzeyindeki en yoğun telefon diplomasisini yürüterek görevine devam ediyordu. O gece bu ülkenin Meclis Başkanı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Milli Savunma Bakanı, Dışişleri Bakanı, İçişleri Başkanı, diğer bakanlarımız, MİT Başkanı, Savunma Sanayii Başkanı, diğer tüm sorumlular görevlerinin başındaydı. O gece Genelkurmay Başkanı, Kara Kuvvetleri Komutanı, Hava Kuvvetleri Komutanı, diğer tüm komutanlar hepsi istisnasız görevlerinin başındaydı. O gece sağlık kurumlarından güvenlik birimlerimize kadar herkes görevlerinin başındaydı. Kılıçdaroğlu, CHP Genel Merkezi'nde kahve içip televizyon seyrederken, ülkeyi yönetenler yüreklerindeki acıya rağmen şehitlerimizin kanlarını yerde bırakmamak için canla başla çalışıyordu. Benden telefon bekliyormuş. Eğer çok merak ediyorsan nasıl ki Bahçeli ile telefon diplomasimizi yürüttük, nasıl ki Meral Hanım ile bunu görüştük, nasıl ki Sayın Karamollaoğlu ile bunları görüştük, sen de ararsan sana da gerekli bilgiyi verirdim. Cumhurbaşkanlığı makamı seni arayıp sana bilgi verecek. Defaatle bizler yeri geldiği zaman bakanlarımızı sizlere göndermek suretiyle bu bilgilendirmeleri de size yaptık. Böyle bir süreç içerisinde biz bir taraftan içeride haritalar üzerinde çalışmalarımızı yapıyoruz, bir taraftan da nerede ne gibi adımlar atacağımız üzerinde çalışıyoruz, ondan sonra ben kalkıp seni mi arayacağım. Sen ara. Niye aramıyorsun? Bu süreçte milletimizi bilgilendirmek için gerekli her türlü açıklama yapılmıştır. Hatay Valimizden Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığına, bakanlarımıza kadar her seviyede bilgiler milletimizle paylaşılmıştır. CHP'nin başındaki zat o sırada kim bilir hangi sinsiliklerin, kim bilir hangi senaryoların, kim bilir hangi ümitlerin peşinde olduğu için kimin çalıştığını, kimin ne açıklama yaptığını görememiş olabilir. Ama milletimiz her şeyi başından itibaren sonuna kadar izlemiş, takip etmiştir" dedi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Sağlık Haberleri