DOKTOR BALIKLARIN SIRRI HALEN ÇÖZÜLEMEDİ
'Doktor balıklar', Sivas'ın Kangal ilçesinde bulunan Balıklı Kaplıca'da başta sedef hastalığı olmak üzere bir çok cilt hastalığını tedavisine yardımcı oluyor.
Asırlardır yer altında ki kaynak suyla birlikte yüzeye çıkan, tam olarak türleri bilinmese de sazangillerden oldukları düşünülen 2-10 cm arasında uzunlukta ki doktor balıklar 37 dereceye varan sıcaklıkta ki suda hayatlarını sürebiliyor. Hiçbir şekilde beslenmeyen, üretimlerine müdahale edilmeyen balıklar yer altından gelen yüksek selenyum içerikli suda kendiliğinden üreyip gelişiyor ve besleniyor. Bilindik diğer balıkların aksine su soğudukça sayıları azalan balıklar suyun ısınıp 37 dereceyi bulması ile sayıları da artıyor. Bir çok balık türünün hayatını sürdüremeyeceği sıcaklıkta doktor balıkların çoğalma nedeni ise araştırılıyor.
DOKTOR GİBİ ÇALIŞIYORLAR
Balıklar havuzlara veya dereye giren hastaların selenyumlu suda yumuşayan ciltlerini sarıp yaraların üzerindeki kabukları ve ölü derileri büyük bir ustalıkla yaradan ayırıp yaralı kısımların da yumuşamasını sağlıyorlar. Balıklar diğer balıklardan farklı olarak 37 dereceye ulaşan sıcaklıkta yaşayabildikleri gibi yine diğer balıkların aksine insanlardan kaçmıyor adeta insan vücudun da ki yara ve ölü deriye yapışıyorlar.
Geçirdikleri sedef hastalığına çare bulamayan bir çok hasta doktor ve ilaçlarda bulamadıklarını şifayı doktor balıklarda buldu. Dünyanın bir çok bölgesinden hastalar şifa bulmak için Kangal'a geliyor. Geçirdiği ağır sedef hastalığına çare bulamayıp Rusya'dan Kangal'a gelen Lubof Kolina isimli bayan, bir çok doktora gittiği ve farklı tedaviler ile kurtulamadığı rahatsızlıktan yoğun selenyum içerikli su ve doktor balıkların tedavisi ile kurtulduğunu belirtti. Kolina gibi şifa bulmak için Kangal'a gelenler arasında Alman ve Azeri hastalarda var. Öte yandan sürekli doktor balıklara gelerek tedavi olduğunu belirten Türk hastalar, "Doktor ve ilaçlarda bulamadığımız tedaviyi burada bulduk" dediler.
Balıkların sırrının çözülmesi için Sivas Cumhuriyet Üniversitesi ve Konya Selçuk Üniversitesi tarafından iki ayrı çalışma sürdürülüyor.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.