Taksim Camisi'nin mimari stili belli oldu
Taksim'e yapılacak Cami projesinde imzası bulunan Yüksek Mimar Şefik Birkiye ve Dr. Mimar Selim Dalaman, Cami projesini hazırlarken "Art Deco" mimari stilinden esinlenerek, geçmişin izlerini geleceğe taşımayı hedeflediklerini bildirdi.
Taksim'e yapılması planlanan camiye verilen onay belgesinin detayları
Yüksek Mimar Birkiye ve Dr. Mimar Dalaman, inşa edilecek ibadethanenin özellikleri hakkında, yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, "Taksim Cami; mimari detay zenginliği, kütleler arası hiyerarşi ve orantısal dinginliğiyle, Taksim Meydanı ve Beyoğlu mimari dokusunda sıkça rastladığımız 20. yüzyıl başı 'Art Deco' mimari stilinden esinlenip, bu unsurların günümüze özgü yorumlanması ile geçmişin izlerinin günümüze ve geleceğe taşınması hedeflenmiştir." denildi.
Taksim Meydanı'na yönlenmiş 2 minare ile tanımlanan ana kubbesi, iki yan kubbe ve tarihi Taksim Maksemi'ni izleyen bazasının iki uçtaki kubbeli yapılarla sonlandırılması suretiyle kademeli olarak arsaya ve genel siluete oturumunun sağlandığını vurgulanan açıklamada, şu ifadelere yer verdi:
"Genel gabari ve orantılarda, çevredeki mevcut dini yapılara saygı unsuruna ek olarak meydanın tarihi ve bölgenin yoğun insan sirkülasyonu gerçekliği, projenin tasarım süreci boyunca hep düşünsel merkezde tutulmuştur. Ayrıca proje alanının Taksim Meydanı tarafında yer alan ve I. Mahmud tarafından 1731 senesinde bölgenin su ihtiyacının karşılanması ve suyun dağıtılması amacı ile tamamlanan sekiz köşeli, küfeki taşından bir gövdeye ve yine piramidal, sekiz köşeli bir çatıya sahip olan Taksim Maksemi ile Taksim Camisi’nin birbirleri ile bütünleşmesine büyük bir önem verilmiştir. Cami bazasının, meydan siluetinde ön plandaki tarihi Taksim Maksemi kütlesi ile olan devamlılığı, yapının bölgeye adını veren bu önemli tarihi ve kültürel miras ile bütünleşmesi amacını gütmektedir. Geçmişin ve geleceğin birbirini desteklemesinin bir sembolü olacak bu bütünleşme, Taksim Meydanı siluetinde camiye anıtsallık karakteri katan en önemli özellik olarak karşımıza çıkmaktadır."
Açıklamada, yan cephelerde ve kubbelerde kullanılan bol miktarda pencere ile iç mekanda ışığın ve oluşturduğu ışık huzmelerinin etkisi ile manevi atmosferin güçlendirilmesi amaçlandığını belirtilerek, şunlar kaydedildi:
"Cami ibadet alanında yerden tavana kadar uzanan pencereler yardımıyla hem mekan içerisindeki düşey hatlar vurgulanmış hem de gün ışığının iç mekanı azami şekilde doldurması hedeflenmiştir. Geleneksel cami mimarisinde sıkça rastladığımız merkezi kubbeli cami tipinde tasarlanan cami iç mekanında, açık renk tonları ile doğal ışığın verdiği sadelik, ferahlık ve aydınlık hissinin müminlere yaşatılması amaçlanmaktadır. Bu ferahlık hissi, yapının cephelerinde kullanılan açık renk doğal taşlar sayesinde, dış mekana da yansıtılmıştır. Caminin, arsanın doğusunda kalan sokak dokusu ile insan ölçeği ve cephe entegrasyonu, kullanıcıların ibadet öncesi ya da sonrası vakit geçirebilecekleri bir alan oluşturmak için, parsel sınırlarını takip eden bir avlu-teras yapısı tasarlanmıştır. Aynı zamanda, eğimden dolayı açığa çıkan ve birinci bodrum kat olarak adlandırılan bu yapısal eleman, Taksim Meydanı’ndan görülen kütleye baza teşkil etmektedir. Bu kat, Tarlabaşı Caddesi'nden gelen araçlara, cami altında bulunan kapalı otopark için (3 kat üzerine, toplamda 165 araç kapasiteli) giriş imkanı verdiği gibi, aynı zamanda, dini ve/veya kültürel aktivitelerin yapılabileceği, iki farklı giriş imkanı olan çok amaçlı bir salonu da bünyesinde barındırmaktadır. Hem Tarlabaşı Caddesi’nden hem de İstiklal Caddesi’nden erişim imkanı bulunan bu çok amaçlı salon, ihtiyaç halinde, cuma namazlarında halkın hizmetine açılabilecek ilave bir ibadet alanı şeklinde tasarlanmıştır."
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.