SOSYAL MEDYADA FOTOĞRAF KULLANIMINA DİKKAT
Sosyal medyada izinsiz fotoğraf kullananlar 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasına çarptırılabiliyor.
İstanbul'da, genç bir kızın, eski erkek arkadaşının sosyal paylaşım sitesinden fotoğraflarını silmemesi üzerine açılan davada, yerel mahkemenin "suç teşkil etmez" diye verilen kararın Yargıtay tarafından bozulmasının ardından ceza avukatı Çiler Nazife Koşar konuyu değerlendirdi.
Deneyimli ceza avukatı Koşar, "Baştan kişinin rızası olsa dahi, sonradan herhangi bir sebeple izin ve rızasını geri alırsa, bu durum kendisine iletilen sanığın, ilk fırsatta bu resmi bilişim sisteminden kaldırması gerekli olup, aksi hareketler 1 yıldan 4 yıla kadar bir cezayı gerektirecektir. Şikayetçinin birlikte resim çektirilmesine ve hatta sonrasında bunların sosyal medyada yayınlanmasına rızası olduğu için, eylem başta suç teşkil etmeyecektir. Ancak bu sonsuza kadar verilmiş bir hak, bir yetki, bir imtiyaz gibi ya da geri dönüşü olmayan bir izin gibi algılanmamalıdır" dedi.
İstanbul'da meydana gelen olayda, genç bir kız, eski erkek arkadaşının birlikte oldukları dönemde çekildikleri fotoğrafları sosyal paylaşım sitesindeki hesabından paylaştığını, bütün ısrarlarına rağmen fotoğrafları kaldırmadığını öne sürerek davacı oldu. İstanbul Anadolu 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde "özel hayata ilişkin görüntü ve sesleri ifşa etmek" suçundan görülen dava sonucu mahkeme, suça konu resimlerin başlangıçtan itibaren belirli aşamaya kadar hukuka uygun olarak ifşa edildiğine vurgu yaparak genç kızın rızasını çektiği anda eylemin suça dönüşmeyeceğine hükmetti. Genç kızın kararı temyiz etmesi üzerine devreye giren Yargıtay 12. Ceza Dairesi kararı bozdu. İstanbul Anadolu 2. Asliye Ceza Mahkemesi, ilk kararında direndi. Mahkeme, sanığın beraat kararını yeniledi. Yeniden temyiz edilen kararda son sözü Yargıtay 12. Ceza Dairesi kararı bozarak, şu ifadelere yer verildi; "Sanığın, mağdura ait kişisel veri niteliğindeki fotoğrafları, mağdurun rızasına aykırı şekilde yayımlamaya devam etmesi biçiminde sübut bulan eyleminden dolayı Türk Ceza Kanunu'nun 136/1. maddesindeki, "verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme" suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yasal ve yeterli olmayan yazılı gerekçelerle sanık hakkında beraat kararı verilmesi yasaya aykırıdır. Yerel mahkeme kararının oy birliği ile bozulmasına hükmolunmuştur."
BU SUÇ 15-20 YIL ÖNCE HAYATIMIZDA YOKTU
Bozulan bu kararın ardından günlük hayatta 7'den 70'e herkesin kullandığı sosyal paylaşım sitelerindeki resim paylaşımları ile ilgili yasal konuları deneyimli ceza avukatı Çiler Nazife Koşar değerlendirdi. Bu tür eylemler ve suçların bundan 15-20 yıl önce hayatımızda olmayan eylem ve suçlardan olmadığını belirten İzmir Barosu'na kayıtlı avukat Çiler Nazife Koşar, "Teknoloji ve onun paralelinde gelişen bilişim sistemi ve "Sosyal paylaşım" ağları ve bunların kullanımlarına bağlı olarak bu tür fiiller artarken, tüm bu alanlarda kendine özgü bir dil ile yepyeni nezaket ve ahlak kuralları oluştu. Ancak Facebook, Twitter, Instagram gibi herkesin görebileceği sosyal paylaşım sitelerinde ve daha genel bir söylemle aslında tüm bilişim sisteminde, sadece nezaket ve ahlak dışı değil, insanları çok daha rahatsız edecek eylemler ortayla çıkmaya başladı ve bununla birlikte artık bunların suç olarak düzenlenip, ceza yaptırımı altına alınması gerekti" dedi.
AVUKAT KOŞAR: "BİR KERE VERİLEN HAK SONSUZA KADAR VERİLMİŞ BİR HAK DEĞİLDİR'
765 sayılı önceki ceza yasasında olmayan bu tür eylemlerin 5237 sayılı yeni ceza yasasında suç olarak düzenlenip, ceza yaptırımı altına alındığını belirten deneyimli ceza avukatı Çiler Nazife Koşar, "Bu suçlar hapis cezasını gerektirir suçlar olarak düzenlendi. Ceza Yasamızın 132. maddesi ile başlayan dokuzuncu bölümünde, özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar düzenlemiştir. Burada "Haberleşmenin gizliliğini ihlal', "Konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması', "Özel hayatın gizliliğini ihlal', "Kişisel verilerin kaydedilmesi" ve bu olayda olduğu gibi 136. madde ile "Verilerin hukuka aykırı olarak verilmesi ve ele geçirilmesi" hapis cezasını gerektirir suçlar olarak düzenlenmiştir. Öncelikle bu suçlarda korunan hukuki yarar açısından, kişinin üzerinde tasarruf edebileceği değerler olması nedeniyle, baştaki rıza, eylemleri suç olmaktan çıkaracaktır. Yani sizin baştan rıza göstermeniz halinde, bu eylemleri gerçekleştiren kişiler açısından suç oluşmayacaktır. Ancak rıza dışı yapılması halinde suç oluşur. Habere konu olaya geldiğimizde ise; Burada şikayetçinin birlikte resim çektirilmesine ve hatta sonrasında bunların sosyal medyada ya da daha genel bir deyişle bilişim sisteminde yayınlanmasına rızası olduğu için, eylem başta suç teşkil etmeyecektir. Ancak bu sonsuza kadar verilmiş bir hak, bir yetki, bir imtiyaz gibi ya da geri dönüşü olmayan bir izin gibi algılanmamalıdır" dedi.
RIZA KALKARSA SUÇ TEŞKİL EDER
Davaya konu olayda olduğu gibi, şikayetçi sonradan herhangi bir sebeple izin ve rızasından vazgeçebileceğini belirten ünlü ceza avukatı Çiler Nazife Koşar, "Sanığın o ana kadarki eylemi suç teşkil etmese bile, müştekinin artık rızasının olmadığına dair iradesinin sanığa ulaşması halinde, bu resimlerin sosyal paylaşım sitelerinden ya da bilişim sisteminden ilk fırsatta kaldırılması gerekir. Başka bir ifadeyle, kararda belirtildiği gibi, arkadaşlıklarının bitmesinden sonra, müştekinin artık rızasının olmadığını bildirmesi üzerine, sanığın birlikte çektirdikleri resimleri bilişim sisteminden kaldırmaması durumunda, sanık artık kişisel bir veri olduğu konusunda tereddüt olmayan birlikte çekilmiş resimleri, sosyal medya hesabında (bilişim sisteminde) ısrarla yayınlarsa, yasanın aradığı anlamda "Başkalarına verme ve yayma" söz konusu olacağından, suç oluşmuş olacaktır" dedi.
'SADECE RESİM DEĞİL TELEFON NUMARASI DA İZNİ DIŞINDA YAYILIRSA SUÇ TEŞKİL EDER'
Suçların sadece resimlerle ilgili olmadığını ifade eden avukat Koşar, "Örneğin bir kişinin telefon numarasının da izni dışında bilişim sisteminde paylaşılması halinde, yine "Kişisel verileri başkasına verme ve yayma" söz konusu olacağından bu tür eylemler de suç teşkil edecektir.
Yasamızda bu eylemler 136'ıncı maddede 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasını gerektirmekte olup, mahkemece cezanın 2 yılın üzerinde hükmolunması durumunda, artık bu cezanın ertelenmesi ve paraya çevrilmesi de yasal olarak mümkün olmadığından, sanığın belirtilen süreyi cezaevinde geçirmesi söz konusu olacaktır. Ayrıca bilinmelidir ki, bu suçun kamu görevlisi tarafından görevi gereği kendisine verilen yetkinin kötüye kullanılarak işlenmesi, ya da belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan istifade edilerek işlenmesi halinde, ceza yarı oranında arttırılarak verilecektir. Örneğin resim çektirdiğiniz fotoğrafçı, sizin bir resminizi rızanız dışında sosyal medyada/bilişim sisteminde yayınlar ya da bir şekilde yayar veya başka birisine verirse cezasının yarı oranında artırılması gerekecektir. Bu verilerin kişisel olması yeterli olup, özel hayata ilişkin olması da gerekmez. Mesela bir vesikalık resim ya da telefon numarasının dahi izinsiz olarak birine verilmesi ya da bilişim sisteminde veya başka bir şekilde yayılması durumunda da bu suç oluşacaktır. Tekrar belirtmek gerekirse, baştan kişinin rızası olsa dahi, sonradan herhangi bir sebeple izin ve rızasını geri alırsa, bu durum kendisine iletilen sanığın, ilk fırsatta bu resmi bilişim sisteminden kaldırması gerekli olup, aksi hareketler Yargıtay'ın habere konu içtihadında belirtildiği gibi, 1 yıldan 4 yıla kadar bir cezayı gerektirecektir" dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.