Varis hastalarında "sıvının bol alınması" önemli
Medipol Mega Üniversite Hastanesi'nden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Mustafa Özer Ulukan, tedavisi diğer hastalıklar gibi acil görülmese de varislerin, mekanizması gereği pıhtılaşma eğilimi yarattığını ifade etti.
Ulukan, damar içi pıhtı, ciltte koyu renk değişimine ve hatta yara oluşumuna yol açabileceğini belirterek, varis hastalarında damar genişlemesine bağlı pıhtılaşma riskinin yüksek olduğundan sıvının bol alınmasının pıhtılaşmanın önlenmesi açısından önemli olduğunun altını çizdi.
Kadın nüfusun üçte birinde varis oluştuğunu aktaran Ulukan, özellikle gebeliğin artan venöz basınç toplardamar yapısını bozduğu için sorunu tetiklediğini hatırlattı.
Ulukan, varis oluşumunun direk kalp hastalığına bağlanmaması gerektiğini ifade ederek, “Kalp yetmezliği, ayaklarda şişliğe yol açan bir durum olduğundan ayaklardaki şişlik, varisler kalpten kaynaklanıyor gibi düşünülebilir. Ancak varis toplardamarların genetik olarak içinde mevcut olan kapakların yetmezliğine ve çevresel faktörler dediğimiz kilo alma, ayakta kalma ağır kaldırma gibi venöz basınç artışına neden olan faktörlerlerin birleşerek damarların genişleyip işlevini yerine getirememesi sonucu oluşur.” yorumunu yaptı.
Uzun süre ayağın katlanarak ve aşağı sarkıtarak oturulmaması gerektiğine dikkati çeken Ulukan, “Kanın dönüşünü bozan bu oturma şekli, artan venöz basınç ve yerçekiminin etkisi ile kanın aşağıda göllenmesi damarlarda genişleme ve damar içinde ki kapaklarda yetersizliğe yol açabilir. Aynı şekilde ayakta sabit durmak da kasların kasılması sırasında sağladığı pompa gibi ek işlev eksikliğinden varis oluşumunu kolaylaştırır. Hareketsiz uzun süre aynı pozisyonda kalınmamasını tavsiye ediyorum.” ifadelerini kullandı.
Ulukan, eskiden cerrahi müdahale ile daha az konforlu olarak venöz yetmezlik olan damarın kesi yapılarak çıkarıldığını hatırlatarak şunları kaydetti:
"Cerrahi müdahale, hasta konforu açısından düşük bir tedavi olduğu için diğer yöntemlere kıyasla daha az tercih edilir. Son dönemde geliştirilen ve sıkça kullanılan teknoloji sayesinde ultrason eşliğinde lazer, radyofrekans ve yapıştırıcı, yüzeysel küçük damarlarda da köpük skleroterapi ve E cilt lazeri gibi yöntemlerle kesi yapılmadan tedaviler uygulanıyor. Endovenöz tedaviler arasında lazerin kullanıldığı yönteme, endovenöz lazer ablasyon tedavisi deniliyor. Hasta tedaviye yürüyerek gelir ve tedaviden hemen sonra yürüyerek gider. EVLA dediğimiz tedavi yönteminde bacaklarda bulunan büyük damarların lazer ile damar içinden kapatılır. Aynı şekilde lazer yerine radiofrekans ve yapıştırıcı gibi yöntemler de kullanılır. Tedavi alanında uzman hekim tarafından iyi bir ultrason bilgisiyle güvenli bir şekilde uygulanır."
Kaynak:Anadolu Ajansı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.